Mümin, kendi durumunu Allah’ın emirlerine uygun hale getirendir.
Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis Atba, 22 Temmuz2016’da Beytü’l Futuh Camiinde Cuma Hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte MTA’da canlı olarak yayınlandı.
Huzur-i Enver şöyle dedi: Vadedilen Mehdi ve Mesih hazretlerinin gayret ve çalışkanlık adeti, sağlıklı kalmak ve bedeni zinde tutma alışkanlığı hakkında hz. Muslih Mevud (ra) şöyle der: O (Vadedilen Mehdi ve Mesih hazretleri) tembel değildi, tam tersine son derece gayretli idi, yalnız olmasına rağmen sıkıntıdan hiç endişelenmezdi. Çoğu zaman yaya olarak yolculuk yapardı, binek üzerine çok az binerdi. Onun bu alışkanlığı ömrünün sonuna kadar devam etti. Her gün 7 ila 13 kilometre yürüyüş yapardı. Huzur-i Enver buna dayanarak, hayatlarını vakfetmiş olanlara ve özellikle de mürebbilere, sıhhatli kalmak ve dayanıklı olmak için düzenli olarak yürüyüş ve jimnastik alışkanlığı edinin, diye nasihat etti. Bazı genç mürebbilerin bedenleri, onların egzersiz yapmadıklarını gösteriyor. Doktor Nuri bey, Pakistan dışındaki Camia Ahmediyelerden gelen mürebbilerin sağlık muayenelerinden sonra, onlardan bazılarının kilolarının tehlikeli seviyede olduğunu yazdı. Velhasıl, mutlaka herhangi bir egzersiz yapın ve sağlıksız yiyeceklerden, yani abur cuburdan uzak durun. Buyurdu ki, ben sadece size nasihat etmekle kalmıyorum, bizzat kendim de egzersiz yapıyorum. Bize sağlıklı mürebbiler ve vakfe zindiler lazım ki güzel bir şekilde işlerini yapabilsinler.
Bazen ses sistemi olmayabilir, o durumlar için bizim mürebbilerimiz ve konuşmacılarımız yüksek sesle konuşma pratiği yapmalılar. Vadedilen Mehdi ve Mesih hazretleri genellikle alçak sesle konuşurdu, fakat her ne zaman insanlara dini bilgiler vermek gerekirse yüksek sesle konuşurdu. Hazreti Muslih Mevud (ra) Lahor konferansı ile ilgili şöyle dedi: Vadedilen Mehdi ve Mesih hazretleri konuşma yaparken, sanki gökten bir borazan çalışıyormuş gibi geliyordu.
Bazı insanlar, takvanın onlar üzerinde aynı şekilde kalmamasından dolayı endişelerini belirtirler. Şöyle buyurdu: İnsanın kendini devamlı muhasebe etmesi ve çare araması iyi bir şeydir. Bazı vakitlerde bu, kötülük değil, çok iyi olmakla az iyilik arasında bir durum olur. Peygamber Efendimiz’in (sav) sahabelerinden biri bu durumun münafıklık olduğunu düşündü. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sav), “bu, müminin bir alametidir,” buyurdu. Takvada ilerleyen ve kendi durumunu Allah’ın emirlerine uygun hale getirenler, anneler gibi kaygılı olan insanlardır. Şüpheci davranmak umursamazlıktan iyidir. Sonra, mutluluk ve üzüntü duygularla ilgilidir, buyurdu. Başkalarının sevincini ve üzüntüsünü, kendi yakınlarımızın sevinci ve üzüntüsünü hissettiğimiz kadar hissetmeyiz. İşte, bir yandan bize iyilikte bulunan ve onların evlatlarına dua ederken diğer taraftan cemaat fertlerinin sevincine ve üzüntüsüne de ortak olmak gerekir, çünkü cemaat bir vücuttur. Vadedilen Mehdi ve Mesih hazretleri düzenli olarak gazeteleri okurdu. Dini sorumlulukları olanlar düzenli olarak gazeteleri okumalılar hatta küçük haberleri bile okusunlar.
Vadedilen Mehdi ve Mesih hazretlerinin birinci halifesinin itaati ile ilgili bir olayı anlatarak dedi ki, Abdulhekim’in cemaati terk etmesinden sonra Birinci Halife Hz. Nuruddin (ra) Abdulhekim’in yazdığı tefsiri kütüphanesinden çıkarttırdı ve onun yüzünden Allah’ın öfkesine maruz kalmayayım, dedi. Bu dini hamiyet ve Allah korkusu bizim için örnektir. Ceza almış kişilerin bazı itirazlarından bahsederek şöyle dedi: Dönemin fitnesi bakımından bazı büyük konular küçük, küçük konular ise büyük olur. Bundan dolayı da bazen büyük şeyleri gözardı edip küçük konularda aksiyon alınabilir. Velhasıl gereksiz yere olaya dahil olmak yahut tavsiye etmemek gerekir. Tebliğin yollarından bahsederek şöyle dedi: Vadedilen Mehdi ve Mesih hazretlerinin zamanında bildiriler vasıtasıyla tebliğ yapılırdı. Bu devirde de duyurular, haberler ve basın vasıtasıyla çok geniş bir şekilde mesaj iletilir ki aynısı normal kitaplar vasıtasıyla yapılamaz. Kitapların iki ay dağıtılması ile ulaştırılamayan İslam mesajı, gazete ile bir günde bir çok insana ulaşır. Vadedilen Mehdi ve Mesih (as) hz. Muslih Mevud’a (ra) bir hikaye anlattı ve takva edinmek suretiyle çok zenginlik nasip olur, Allah’a güven ve sadece O’ndan iste, diye nasihat etti. Huzur-i Enver şöyle dedi: Bu nasihat çocuk içindi, büyüklerin zaten Allah’a güvenmesi lazım. Allah, hepimizde bu takvanın oluşmasını nasip etsin.
Huzur-i Enver hutbenin sonunda, Sierra Leone’nin naib emiri doktor hacı İdris bey’in vefatı ve Avustralya’nın naib emiri Seyfullah Han bey’in hanımı Muhterem Mensure Begüm hanımefendinin vefatından dolayı merhumları hayırla yad etti ve gaip cenaze namazlarını kıldıracağını bildirdi.
Kaynak: Roznama Alfazl, 26 Temmuz 2016