Hıristiyanların iddia ettiklerine göre “Hz. Ademas haşa! günah işlemiş ve o günah miras şeklinde nesilden nesile geçmiş ve geçmeye de devam ediyormuş. İnsanoğlunu o günahın cezasından kurtarmak için Allahcc hâşâ oğlunu yani Hz. İsa’yıas göndermiş ve ancak ona iman eden kurtulup ebedi olarak cennette kalacakmış!
Şimdi bu bir iddiadır. Kurtulur diyorlar ama kimse kurtulan birini görmedi. En azından gerçekten bu iddialar doğru ise bunun etkilerini görmemiz gerekir. Kurtulmanın etkileri neler olabilir? Tevrat’a göre Hz. Adem’inas meyve yediğinde Allahcc bazı cezaları yılana, bazı cezaları kadına bazı cezaları da Hz. Adem’eas yani hemcinsi olan erkeklere uyguladı. Uygulanan bu cezalardan en azından Hz. İsa’yaas iman etmiş olanların kurtulmaları gerekir. Şimdi o cezalar nedir?
Eski Ahit’te Tekvin adlı kitabın 3. bölümünde 1 ila 19. ayetlerde şöyle anlatılıyor.
- RAB Tanrı’nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, “Tanrı gerçekten, ‘Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?” diye sordu.
- Kadın, “Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz” diye yanıtladı,
- “Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.”
- Yılan, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi,
- “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”
- Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.
- İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yapraklarını dikip kendilerine önlük yaptılar.
- Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.
- RAB Tanrı Adem’e, “Neredesin?” diye seslendi.
10. Adem, “Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” dedi.
11. RAB Tanrı, “Çıplak olduğunu sana kim söyledi?” diye sordu, “Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?”
12. Adem, “Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim” diye yanıtladı.
13. RAB Tanrı kadına, “Nedir bu yaptığın?” diye sordu. Kadın, “Yılan beni aldattı, o yüzden yedim” diye karşılık verdi.
14. Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, “Bu yaptığından ötürü bütün evcil ve yabanıl hayvanların en lanetlisi sen olacaksın” dedi, “Karnının üzerinde sürünecek, yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.
15. Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, Sen onun topuğuna saldıracaksın.”
16. RAB Tanrı kadına, “Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim” dedi, “Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, seni o yönetecek.”
17. RAB Tanrı Adem’e, “Karının sözünü dinlediğin ve sana, meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi, “Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.
18. Toprak sana diken ve çalı verecek. Yaban otu yiyeceksin.
19. Toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın. Ve yine toprağa döneceksin.”
Şimdi bu ayetlerde anlatılanları teker teker inceleyelim:
RAB Tanrı’nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, “Tanrı gerçekten, ‘bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?” diye sordu.”
Yılan kadına soru soruyor. Burada dikkate değer olan yılanın Hz. Âdem’eas değil kadına gelmesidir. Neden? Çünkü Tevrat’a göre kadın günaha daha meyilli olduğu için yılan kadına geliyor. Yoksa o bir erkeğin günaha daha meyilli olduğunu bilseydi Hz. Adem’eas giderdi. Bunu daha çabuk avlayabilirim diye düşünecekti ama kadına gidiyor. Bütün bu konuşma kadın ve yılan arasında geçiyor, Hz. Âdemas ortada yok. Altıncı ayette anlatılanlara göre kadın kendisi yemekle kalmayıp kocasına da yedirdi. Bundan da anlaşılan günahı işleyen de işleten de kadındı. Hz. Adem’in günahı yoktu.
İddia ettiklerine göre bu günah işlenmiş ve Adem’in nesli üzerinde etkisi hâlâ devam ediyormuş. Eski Ahit’te anlatılanlara göre bu günah işlendikten sonra Allahcc bunun cezasını açıkladı. Peki ceza neymiş bir bakalım! Açıklanan ceza yılan, kadın ve Adem içindi. 14. ve 15. ayetler yılanın cezasını açıklarken şöyle der:
14.Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, “Bu yaptığından ötürü bütün evcil ve yabanıl hayvanların en lanetlisi sen olacaksın” dedi, “Karnının üzerinde sürünecek, yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.
15.Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, sen onun topuğuna saldıracaksın.”
Mademki miras yoluyla devam eden günahın cezasından bizi kurtarmak için Hz. İsaas kurban olmuşsa o zaman en azından Hıristiyanlarla yılan arasındaki bu düşmanlığın bitmesi lazım. Ama görüyoruz ki hala yılan Hıristiyanları ısırıyor ve onlar da onu öldürüyorlar.
Sonra kadının günahının cezası 16. ayette şöyle açıklanmaktadır:
- 16. RAB Tanrı kadına, “Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim” dedi, “Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, seni o yönetecek.”
Bu ayete göre kadın ceza olarak doğum sancısı ile çocuk doğuracak ve kocası onu yönetecek. Peki, Hz. İsaas günahlar için kefaret olduysa bugün Hıristiyan kadınların hangisi bu cezadan kurtuldu? Her Hıristiyan kadın doğum sancısı ile çocuk doğurmaktadır. Netice olarak Hıristiyan kadınlar işlenen günahın cezasından kurtulamamıştır. Zayıf imanlı oldukları için kefaretin etkisini bunlar üzerinde göremiyoruz diye bir bahane ileri sürebilirler. Peki iman sahibi Hıristiyan bir kadın ortaya çıkıp “Ben bu cezanın etkisinden kurtuldum” diyebilir mi? Kocalar kadınlara hep hüküm sürmektedirler. Ayrıca her kadının kocasına karşı arzusu vardır. Hatta Hıristiyan Batı dünyasında gördüğümüze göre kocası başka bir kadına meyilli olduğu zaman kadınlar hemen kıskanıyor, sert tepki gösteriyor ve Hıristiyanlıkta yasak olmasına rağmen boşanıyorlar.
Erkeğin cezasına gelince
Allah Adem’eas “Karının sözünü dinledin,” dedi. Dikkat ederseniz Hz. Ademas şeytanın sözünü dinlediği için değil kadının sözünü dinlediği için cezalandırılıyor.
Eski Ahit’te olay şöyle anlatılıyor:
- 17. RAB Tanrı Adem’e, “Karının sözünü dinlediğin ve sana, meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi, “Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.
Peki, kefarete iman etmiş hangi Hıristiyan erkek zahmete katlanmadan yiyebiliyor. Her Hıristiyan erkek zahmet çekmek ve emek sarfetmek zorundadır. Erkeğin Eski Ahit’teki cezası şöyle devam ediyor:
- 18. Toprak sana diken ve çalı verecek, yaban otu yiyeceksin.
- 19. Toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin.
Şimdi hangi Hıristiyan erkek alın teri dökmeden kazanıyor? Görüldüğü gibi İsaas bizi işlenen günahın neticesinden kurtardı şeklindeki laflar sadece Hıristiyanların iddialarıdır. Hıristiyanların iddia ettiklerine göre İsa’nın kefaretine iman etmeyen ebediyete kadar cehennemde yanacakmış! İddia ettiklerine göre Allahcc hem adaletli hem rahmet sahibidir. Allah’ıncc adaleti gereği insan, günahının cezasını çekmeli. Bundan dolayı İsa’nın kefaretine iman edenlerin günahının cezasını İsa çekmiş! Hıristiyanların adalet anlayışı da haksızlığa dayanmaktadır. Çünkü zayıf olan her insan kendi günahlarından ötürü ebediyete kadar cehennemde kalacakmış, ama Allah’ıncc oğlu olduğu iddia edilen İsa, kendisine iman eden bütün insanların günahlarını üstlendiği halde sadece üç gün üç gece acı çekmiş! Bu anlatılanların hikâyeden öte bir değeri yoktur.