Cuma Suresi’nde Mehdi Hakkında Verilen Haber
“Bu müjde (İslam dininin diğer dinlere üstün çıkması) Hz. Mehdinin ortaya çıkışından sonra gerçekleşecek. Şii kaynakları bile bu müjdenin Hz. Mehdinin (A.S.) zatıyla gerçekleşeceğini bildiriyorlar."
“Tamam sizi tanıdım ama doğru olduğunuza emin olamıyorum, delilleriniz nedir?” diyorsanız bu bölüm sizin için hazırlandı.
“Bu müjde (İslam dininin diğer dinlere üstün çıkması) Hz. Mehdinin ortaya çıkışından sonra gerçekleşecek. Şii kaynakları bile bu müjdenin Hz. Mehdinin (A.S.) zatıyla gerçekleşeceğini bildiriyorlar."
Cuma Suresinde Allah cc. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)in ashabına kavuşmamış olup onlardan sonra zuhur edecek olan bir cemaatten sözetmekte ve bu cemaati “ahirin” ismiyle isimlendirmektedir.
Pakistan'da Ahmediye Cemaati aleyhinde alınan karalara istinaden 4. Halife Hazreti Mirza Tahir Ahmed tarafından verilen cevabı içermektedir.
“Ay tutulacağı zaman, güneş ile ay (tutulmuşken) bir araya getirileceği zaman, insan nereye kaçabilirim? diyecek.” Kıyamet Suresi:9-11
Dinler daima Allah'ın diriltmesi ile canlanır. Allah-ü Taâla tarafından insanları maddiyattan uzaklaştırmak ve yaratanlarına doğru çevirmek için bir muslih gönderilir.
Ahmedi olmayanlara göre Mesih göklerden inecek. O, Deccal ile Şam'a yakın bir yerde dövüşecek ve onu öldürecektir. Bundan sonra o, bütün dünyayı fethedecek, bunu yaptıktan sonra da o, bütün dünyanın idaresini Müslümanlara teslim edecektir.
Ahmediye Cemâati hiç bir şekilde Mesih'in çıkışı ve Mehdi'nin gelişi ile ilgili önceden verilmiş haberleri reddetmemektedir; yalnız o, bunlar üzerine harfî anlam izafe etmenin, sadelik ve cehaletin zirvesi olduğunu vurgulamaktadır.
"Onu gördüğünüz zaman, kar üzerinden sürünerek de olsa ona gidiniz ve bi'at olunuz; çünkü o, Allah'ın halifesi ve Mehdi'dir." Hz. Muhammed (sav)
Hazreti Resulüllah (S.A.V.), Vadedilen İmam’ın Selman-ı Farisî gibi Farisîlerden olacağını haber vermişti ve imanın dünyadan kaybolduğu bir devirde Farisîlerden olan bu yüce zatın onu tekrar dünyaya geri getireceğini beyan etmiştir.
"İsrailoğulları yetmişbir fırkaya bölündüler. Benim ümmetim şüphesiz yetmiş iki fırkaya bölünecek. Biri hariç onların hepsi ateş (huzursuzluk) içinde olacaktır. O (tek fırka) da “Cemaat” olacaktır." Hz. Muhammed (sav)
“Hatem” kelimesi, zaman bakımından “son” demek değildir; mertebe ve derece bakımından son olmak demektir. Arapçada herhangi bir kişi, belli bir iş ve sahada en üst mertebeye ulaşınca ona o konuda “Hatem” denir.
"Muhammed yalnız Allah'ın bir resulüdür. Ondan önce bütün resuller vefat etmişlerdir." Al-i İmran Suresi;a.145 - Hz. İsa (A.S.) Allah'a şöyle der: "Aralarında bulunduğum müddetçe onlar hakkında şahittim. Beni öldürdüğünde onları sen gözlüyordun." Maide Suresi:a.118
"Mehdî, İsa'dan başkası değildir." Hz. Muhammed (sav)
"Bütün insânoğulları için şimdi Muhammed Mustafa’dan (S.A.V.) başka hiç bir peygamber ve şefaat edici yoktur ." Hz. Mirza Gulam Ahmed
Pakistan'da İslâm şeriatini uygulamaya koyacağım diyen sözde şeriatçı fakat gerçekten İslâmiyet sevgisinden yoksun bir diktatör, bugün yalnız iktidarını biraz daha uzatabilmek için Ahmedi Müslümanlara bütün bu zulüm ve haksızlıklar reva görmektedir.
Doğu Avrupa dahil olmak üzere Avrupa'nın birçok ülkesinde, ayrıca Doğu ve Batı Afrika, Amerika, Avustralya ve Asya kıtasında aşağı yukarı her memlekette bu Cemaatin üyeleri bulunmaktadır.
Ondokuzuncu asrın sonunda Hıristiyan papazlarının propaganda faaliyetleri doruk noktasına varmıştı. Papazlar bütün dünyâyı Hıristiyan yapmaya çalışıyorlardı.
"Eğer bu dünyadan ancak bir gün kalmış olursa, Allah (C.C.) mutlaka o günü uzatacak ve benden olan, yahut ehli beytimden olan bir zâtı gönderecek." Hz Muhammed (sav)
"Ahir zaman da (ümmete) gelecek olan Mehdi o, kadar yüce mertebeli olacaktır ki, o, kendisi şeri’ati hükümleri konusunda Hz. Resûlüllah (S.A.V.) tabi olacaktır. Ancak marifetler (din) bilginleri ve hakikat konularında bütün nebiler (peygamberler) ve evliyaların hepsi kendisine tabi olacaklardır. Bizim ifadelerimizde hiçbir çelişki bulunmamaktadır. (Sebebi de şudur ki) Hz.Mehdinin bâtını (içi ve kalbi) Hz. Resûlüllah…
Hz. Mehdi (AS), bi’atları yok edecek ve İslâm dininin gerçek şeklini ortaya çıkaracaktır.
“Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahye der. O yücedir, Hakimdir."
“Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.”
Bu zamanın, Hz. Mehdinin (as) zuhur edeceği bir zaman olduğundan hiç şüphemiz yoktur. Bunlardan bazı alametlere detaylı olarak değineceğiz.
Hz. Resulüllah’ın (sav) 1400 sene önce Yüce Rabbinden bilgi alarak verdiği haberler aynen gerçekleşmiştir.
Şüphe yoktur ki Hz. Mehdi (as) kıyamet kopmadan önce mutlaka çıkacaktır. Bütün din bilginlerimiz Mehdi’nin kıyametten önce çıkacağına inanırlar.
“Şu anda H. 1274 senesidir. Bütün alametler kemaliyle tamamlanmıştır. Hatta (bildiğimizden) çok daha fazla gerçekleşmiştir.”
“Canım elinde bulunan Yüce Rabbimin (cc) adıyla yemin ederim ki, Hz. Resulüllah’ın (sav) haber verdiği Mesih-i Mev’ud benim.
Semerkantlı bir Türk ailesine mensuptur. Hindistan’da Türk-Moğol imparatorluğunu kurmuş olan (Aksak) Timur’un yakın bir akrabası olan Mirza Hâdi Beg, 1530 yılında Semerkant’tan göç ederek Hindistan’a gelir ve Hindistan’ın kuzeybatı bölgesinde, Pencap eyaletinde Beyas nehrinin kenarında bulunan bir araziye yerleşir.
“Eğer bu toplantıda Hazret-i Mirza Bey’in makalesi olmasaydı, Müslümanlar diğer dinlere mensup insanların yanında küçük düşecekler ve utanacaklardı." Vigevher Asifi Gazetesi; 24 Aralık 1897
“Bizim düşüncemize göre, bu çağın durumunu ve günün şartlarını göz önünde bulundurursak, bu eserin hiçbir benzeri İslam tarihi boyunca yazılmamıştır." Muhammed Hüseyin Batalavi
Yüce Allah (cc) M. 1890 yılının sonunda kendisine vahyederek apaçık bir şekilde beklenen Meryemoğlu İsa’nın (as) vefat etmiş olduğunu ve mezarının da Keşmir’in başkenti Siri Nagar’ın Hanyar mahallesinde olduğunu; dolayısıyla onun tekrar bu dünyaya gelemeyeceğini; beklenen Mesih’in aslında kendisinin olduğunu Hz. Ahmed’e vahiy etti.
Hz. Ahmed (as) Hıristiyan ve Hindu bilginleri ile mübahalelere ve dini yarışmalara girerek İslamiyet’in üstünlüğünü ispat etmiştir.
Bu şahıs Resulüllah (sav)’e çok aşırı küstahlıklar ve terbiyesizliklerde bulunmuştur ki onları düşünmek bile insana ürperti vermektedir. Onun eserleri çok acayip bir küçümseme, küçük düşürme ve sövmelerle doludur.
“Sizde bir hardal tanesi kadar iman olursa, siz bu dağa buradan şuraya göç dersiniz ve göçer ve size hiçbir şey imkânsız olmaz.”
“Kimin Tanrısı Hak’tır; Dowie’ninki mi yoksa bizimki mi? Bunu öğrenmenin yolu pek kolaydır."
Hz. Mirza Gulam Ahmed’e (as) muhalif olan bazı din bilginleri, kendisinin dinden çıktığını ileri sürerek kafir olduğuna dair fetva verdiler.
Ben hepinizi Allah’ın adıyla barışa davet ediyorum. İşte şimdi Allah’tan korkunuz. Eğer ben Yüce Allah (cc) tarafından değilsem mahvolup giderim. Aksi takdirde Allah’ın görevlendirdiğini (memur minellah) hiç kimse mahvedemez.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Hindistan’daki sefiri Hüseyin Kamil adlı bir zattı. O, Hz. Ahmed’e bir mektup yazarak kendisi ile görüşmek ve bu gaye ile Kadiyan’a gelmek istediğini bildirdi. Kadiyan’a giderek Hz. Ahmed ile tek başına görüşen bu zat, hem kendisi hem de Osmanlı İmparatorluğu için hayır duada bulunmasını; Osmanlı’nın durumu konusunda Cenab-ı Hak’tan bilgi edinerek kendisine bildirmesini...
“Cemaatimiz için benimsediğimiz isim “Müslüman Fırka-yı Ahmediye”dir. Bizim Peygamberimizin (sav) iki tane ismi vardı. Birisi Muhammed (sav), ikincisi de Ahmed (sav)dir."
Vefatından önce dili üzerinde terennüm eden kelimeler: "Allah’ım, benim sevgili Allah’ım” idi. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.
Meşhur şair ve düşünür Allame Dr. Muhammed İkbal: “Herhalde Kadiyanlı Mirza Gulam Ahmed, şu anda Hindistan’da bulunan Müslümanların en büyük dini mütefekkiridir.”
Hz. Ahmed’in (as) vaat edilen Mehdi ve Mesih olduğunu iddia ettiğini açıkladıktan sonra artık Kuran-ı Kerim, Hz. Resulüllah’ın (sav) hadisleri ve Sünnet-i Seniyyesi ile geçmiş ümmet büyüklerimizin sözleri ışığı altında iddiasını inceleyebiliriz.
Hak Teala (cc) Kuran-ı Kerim’de Hz. Muhammed’in (sav) doğruluğunun bir delili olarak, Allah’ın bir peygamberi olduğunu iddia etmesinden önceki temiz yaşayışını ileri sürmüştür.
“Gaipten haberler vermek şüphesiz (bir) mucizedir.” Hz. İmam Razi
Hz. Ahmed (as) 20 Şubat 1886 günü bir broşür yayınlayarak Hak Teala (cc) tarafından kendisine bir müjde verildiğini açıkladı. Broşürde Allah’ın (cc) Hz. Ahmed’e (as) verdiği müjde şöyle izah edilmiştir: “Rahim ve Kerim, Yüce ve Şanlı, gücü her şeye yeten Allah, celle şanuhu ve azze ismuhu (şanı yüce olsun, ismi de daha da şereflensin), kendi ilhamı...
“İzhar Alel Gayb” yani gaipten olağanüstü bir biçimde ve çoklukla haber vermenin bir örneği de Hz. Ahmed’in (as) önceden haber verdiği Cihan Harbidir.
Hz. Ahmed’in (as) önceden bildirdiğine göre taun, yani veba salgını Pencap insanlarına musallat oldu.
“Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah’tan yalancılar üzerine lanet dileyelim.” (Âl-i İmran Suresi; Ayet 62)
Yalancı birisi Allah’a (cc) meydan okurcasına; “Ya Rabbi! Ben yalancı isem beni paramparça et ve evimin dört duvarına ateş yağdır” diyemez.
Yüce Allah (cc) seçip görevlendirdiği resullerine, diğer insanlara nasip olmayan bir bilgi ihsan eder. Hiçbir bilgin o resullerle baş edemez.
Kul içtenlikle Rabbine (cc) dua ettiği zaman, duası kabul olunur.
Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır.
Hz. Resulüllah (sav) ahir zamanda, ümmetinin ayrılıklara düştükleri ve İslamiyet’ten uzaklaştıkları bir dönemde zuhur edecek olan Mehdi’nin (as) doğruluğunu kanıtlamak üzere ay ve güneşin tutulacağını ve bu tutulmaların Ramazan ayında gerçekleşeceğini haber vermiştir. Hadis şöyledir: “Bizim Mehdimizin şüphesiz iki tane alameti olacaktır. Bunlar daha önce, göklerle yerin yaratılmasından beri, o ana kadar (başka birisinin doğruluğunu...
“Benden önce hiçbirisine Ramazan ayında, önceden belirtilmiş olan gün ve gecede tutulmaların gerçekleştiğini görmek nasip olmamıştır. Yani bir yandan o, Vadedilen Mehdi olduğunu iddia etsin ve onun hemen akabinde Ramazan ayında tutulmalar belli gün ve gecede gerçekleşsin; Bu vaki değildir.”
İsa (a.s.)’ın vefatına dair delilleri bulacağınız bu makalede şu başlıkları inceleyeceğiz: MAİDE SURESİ 116 ve 117. AYETLERİNİN MANASI NEDİR?Teveffi Kelimesi ve Arap DiliTeveffinin Manasıyla İlgili Hodri MeydanTeveffi Kelimesi ve Resulüllah’ın Açıklaması:İmam Buhari ve Teveffi KelimesiNİSA SURESİ 158 ve 159. AYETLERİNİN MANASI NEDİR?HZ. İSA’NIN ÖLÜMÜ VE RESULULLAH (S.A.V.)HZ.İSA’NIN ÖLÜMÜ VE ASHAB-I KİRAMHZ.İSA’NIN ÖLÜMÜ VE PEYGAMBER EFENDİMİZİN...
Bu zamanın bir İlâhî ıslahatçı ortaya çıkması zamanı olup olmadığını anlamak sana düşer.
1901 yılında ortaya attığı iddiasına göre o, mesihin ikinci gelişi için İlyas peygamberin hükmünde olduğundan, kendisi mesihin geliş yolunu temizlemek üzere zuhur etmişti.
Hindular arasında Arya Samac adında yeni bir fırka ortaya çıkmıştı. Bu fırka İslam’ın zayıf durumunu görünce, Müslümanları Hindulaştırmayı planladı.