Önsöz
Hazreti Muhammed (s.a.v.) M. 570’de Mekke’de doğdu. Kırk yaşındayken kendisine Yüce Allah tarafından vahiy gelmeye başladı. Yirmi üç sene boyunca devam eden vahiy, Kuran-ı Kerim olarak elimizde bulunmaktadır. Hazreti Muhammed (s.a.v.)’in karakterini yakından görmüş olan eşi Hazreti Ayşe (r.a.) bu konuda; “Şüphesiz Resûlüllah (s.a.v.)’in karakteri Kuran’dır” buyurmuştur. Resûlüllah (s.a.v.), bütün insanlar için bir hidayet kaynağı olan Kuran-ı Kerim’in manalarını nasıl kavradı ve onu uygulayarak bizlere nasıl telkin etti? İşte bütün bu konular Resûlüllah (s.a.v.)’in ashabı (r.a.) tarafından hadislerde ifade edilmiştir. Ashab-ı Kiram (r.a.), Hazreti Resûlüllah (s.a.v.) ile birlikte yürüdüler, birlikte yaşadılar; Kendisiyle konuştular ve onun bütün söz ve hareketlerini yakından izleyerek bunları hadislerde topladılar.
Kısacası hadisler, bugüne kadar yeryüzünde görülmüş olan en mükemmel ve en yüce insanın temiz ve eşi bulunmaz karakterini çok güzel bir şekilde izah etmektedir. Cenab-ı Hak kendisi hakkında; “Alemler için rahmet” ve “En güzel ve en mükemmel örnek” ifadelerini kullanmıştır. Bir insan, Hazreti Muhammed (s.a.v.)’in karakterini tatbik ederek bütün kainatın yaratıcısı; Bağışlayıcı; Kıyamet gününün sahibi olan Yüce Allah (c.c.) ile canlı bir ilişki kurabilir.
Hazreti Muhammed (s.a.v.)’in eşsiz karakterini kısa olarak tanıtmak üzere, yüzbinlerce hadis arasından birkaçını derleyerek okuyucularımıza sunmaktayız. Bu kısa derlemenin, hadis kitaplarını okuyarak onlardan istifade etmeleri konusunda çocuklarımızı teşvik edeceğini ümit etmekteyiz. Gerçek şudur ki hadisler, yaşantımızı Allah’ın (c.c.) istediği şekilde O’nun rızasına uygun bir şekilde düzenlemek konusunda bize yol gösterirler.
Bir insanın fizikî, zihnî, ahlakî ve ruhanî gelişimi için bize iyi bir yol gösterici olacağını ümit ederek bu kısa derlemeyi, çocuklarımızın eğitimi ve terbiyesi ile meşgul olanlara, öğretmenlere, anne ve babalara da sunmak istiyoruz.
Hazreti Muhammed Resûlüllah (s.a.v.)’in mübarek ismini andığımız zaman “sallallahu aleyhi ve selem” kelimelerini ilave etmek gerektiğini de unutmayalım.
Çocuk Kitapları Komitesi Başkanı
12 Haziran 1988
ÇOCUKLAR İÇİN DERLENMİŞ HADİSLER
1- Hak Teala’nın sevdiği, dile hafif, tartıda ise ağır olan iki ifade vardır. Bunlar: Allah (c.c.) hamd-ü senasıyla beraber paktır ve her çeşit eksiklikten münezzehtir; Allah (c.c.) paktır ve çok yücedir. “Suphanallahi ve bihamdihi ve suphanallahilazim” (Buharî)
2- Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Beni babanızdan, çocuklarınızdan ve bütün insanlardan daha fazla sevmedikçe gerçek mümin olamazsınız.(Buharî)
3- En hayırlınız Kuran-ı Kerim’i öğrenen ve başkalarına öğretendir.(Buharî)
4- Biriniz kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe mümin olamaz.(Buharî)
5- İlim öğrenmek her Müslüman erkek ve kadına farzdır.(Buharî)
6- Gerçek Müslüman ancak, diğer Müslümanların onun dilinden ve elinden emin olduğu kişidir.(Buharî)
7- İman; Allah (c.c.)’a, meleklerine, keza (birgün) Allah’ın (c.c.) huzuruna çıkacağına, Peygamberlerine ve yeniden dirileceğine inanmaktır.(Buharî)
8- Resûlüllah (s.a.v)’e, Yüce Allah’ın (c.c.) hangi ameli en fazla sevdiğini sordum. “Vaktinde namaz kılmak” buyurdu.(Buharî)
9- Hazreti Abdullah bin Mesud (r.a.) şöyle dedi: “Resûlüllah (s.a.v.)’e Yüce Allah’ın (c.c.) en fazla sevdiği amel hangisidir? Diye sordum. O da; Zamanında namaz kılmak buyurdu. Ondan sonra hangisi? Dedim. Anne ve babaya iyilik etmektir buyurdu. Sonra hangisidir? Diye sordum. Allah yolunda cihat etmektir buyurdu.”(Buharî)
10- Oğlum! Allah’ın ismini an (yani besmele’yi oku). Sağ elinle ve önünde olanı ye.(Buharî)
11- İslam demek; Allah’tan başka ibadete layık birisinin olmadığına ve Muhammed (s.a.v.)’in O’nun resûlü olduğuna şehadet etmek; Namazı dosdoğru kılmak; zekat vermek; Ramazanda oruç tutmak; Beytullah’a gitmek üzere yolculuk yapabildiğin takdirde oraya giderek hac farizasını eda etmek demektir.(Müslim)
12- İnsanlar arasından Yüce Allah (c.c.)’a en yakın olan, selam vermekte önce davranandır.(Ebu Davud)
13- Doğruluk (insanı) iyiliğe, iyilik de Cennet’e götürür. Yalancılık kötülüğe sürükler. Kötülük de Cehennem’e götürür.(Buharî)
14- Bir Müslüman’ın (başkasına) küfür etmesi çirkin bir şeydir.(Buharî)
15- Hazreti Enes (r.a.) şöyle rivayet eder: Ne Hazreti Resûlüllah (s.a.v.)’in elinden daha narin ve yumuşak bir ipeğe dokundum ne de onun kokusundan daha güzel ve çekici bir koku kokladım. Tam on sene Hazreti Resûlüllah (s.a.v.)’e hizmet ettim, bana hiçbir zaman “yazıklar olsun” demedi. Herhangi bir iş yaptığım zaman “neden yaptın” veya bir işi yapmadığım zaman “keşke şunu yapsaydın” demedi.(Buharî)
16- Adamın birisi yolculuk ederken çok susamıştı. Bir kuyu gördü ve içine indi. Su içtikten sonra dışarı çıktı. Bir de ne görsün! Bir köpek dilini dışarı çıkarmış susuzluktan çamurları yalıyor. Adam (kendi kendine) ben nasıl susadıysam bu köpek de aynı şekilde susamıştır der. (Bunu düşünerek tekrar) kuyuya iner. Ayakkabısını su ile doldurur; Onu ağzında tutarak dışarıya çıkar ve suyu köpeğe içirir. Allah (c.c.) da onun bu iyiliğine değer verir ve onun günahlarını bağışlar. Ya Resûlüllah (s.a.v.)! Hayvanlara iyilik yaptığımız zaman da ecrimiz var mı? Diye sorduk. Resûlüllah (s.a.v.) da: Her canlıya (iyilik yapmanın) ecri vardır diye cevap verdi.(Buharî)
17- Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurur: Eğer üç kişi iseniz, aranızdan iki kişi, öteki insanların arasına karışıncaya kadar, üçüncüyü yalnız bırakarak birbirinizle konuşmayınız. Asla böyle yapmayınız; Çünkü böyle yapmanız üçüncü kişiyi incitir.(Buharî)
18- Adamın birisi yolda yürürken yolun üzerinde dikenli bir dal buldu ve onu oradan uzaklaştırdı. Allah (c.c.) onun bu işini beğendi ve günahlarını bağışladı.(Buharî)
19- Bir Müslüman bir ağaç dikse, insanlar, hayvanlar ve kuşlar da meyvesini yeseler; Kıyamet gününe kadar o ağaç o kişi için sadaka sayılır.(Buharî)
20- Her kim Cuma günü yıkanır ve elinden geldiğince temizlenirse; sonra da güzel kokulu yağ kullanır yahut başka bir koku sürerse; daha sonra gidip iki kişiyi ayırarak zorla aralarına girmeyip namaz kılarsa; imam (hutbe için) çıktığı zaman susarak (hutbeyi dinlerse); iki Cuma arasındaki günahları bağışlanır.(Buharî)
21- Ümmetimi zor durumda bırakmayacağını bilsem, her namazdan önce misvak kullanarak (dişlerini fırçalamalarını) emrederdim.(Buharî)
22- Akrabalık ilişkilerini kesen bir kimse Cennet’e giremez.(Buharî)
23- Herkim Allah’a ve Kıyamet gününe inanırsa, komşusuna eziyet etmesin.(Buharî)
24- Hazreti Resûlüllah (s.a.v.) hiçbir zaman yemekte kusur aramazdı. Hoşuna giderse yer, gitmezse bırakır, yemezdi.(Buharî)
25- Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kalbinde zerre kadar kibir olan asla Cennet’e giremez. Birisi: “Her insan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını sever” dedi. Resûlüllah (s.a.v.): “Şüphesiz Allah güzeldir ve güzelliği sever. Kibir hakkı yalanlayıp reddetmek ve insanları hakir görmek demektir” buyurdu.(Müslim)
26- Hazreti Ebi Bekre (r.a.) şöyle rivayet eder: Resûlüllah (s.a.v.) üç defa “size en büyük günah hakkında bilgi vereyim mi?” buyurdu. Bunun üzerine “Evet Ya Resûlüllah (s.a.v.)” dedik. Resûlüllah (s.a.v.): “Allah’a ortak koşmak; Anne ve babaya itaat etmemek. (Resûlüllah, bunları söylerken uzanıyordu. Daha sonra yaslandığı yerden doğrularak): “İyi dinleyin ki yalan söylemek ve yalan tanıklık yapmak (da günahların en büyüğüdür)” buyurdu. Resûlüllah (s.a.v.) bu sözü bir çok defalar tekrarladı.(Buhari)
27- Hazreti Enes (r.a.) şöyle demiştir: Yahudi bir delikanlı Resûlüllah (s.a.v.)’e hizmet ediyordu. Bu çocuk hastalandı. Resûlüllah (s.a.v.) onu ziyaret etti ve yanıbaşında oturarak hatırını sordu.(Buhari)
28- Hazreti Enes (r.a.) bazı çocukların yanından geçti ve onlara selam vererek: “Resûlüllah (s.a.v.) da böyle yapardı” dedi.(Buhari)
29- Hazreti Enes (r.a.): “Resûlüllah (s.a.v.) su içerken arada üç defa nefes alırdı” dedi.(Buhari)
30- “Hastayı ziyaret edin; Aç olanı doyurun ve esirleri hürriyete kavuşturun.”(Buhari)
31- “Çocuklarınız yedi yaşındayken onlara namaz kılmalarını telkin edin; on yaşındayken de bu konuda onlara sert davranın.”(Ebu Davud)
32- “Kul kardeşine yardım ettikçe Allah (c.c) da ona yardım eder.”(Buhari)
33- “Herkim başkalarına acımazsa Hak Teala da ona acımaz.”(Buhari)
34- “(Gece yatağa girmeden önce) kap kacaklarınızı örtünüz; su tulumlarının ağzını iyice bağlayınız; kapılarınızı kilitleyiniz ve lambalarınızı söndürünüz.”(Müslim)
35- “Eğer birinizin kapısının önünden bir nehir akarsa; o kimse de o nehirde hergün beş defa yıkanırsa onun üzerinde hiçbir kir kalır mı?” Ashab-ı Kiram (r.a.): “Hayır. Onun üzerinde hiçbir kir kalmaz” dediler. Resûlüllah (s.a.v.): “İşte beş vakit namazın durumu da böyledir. Allah (c.c.) namaz vasıtasıyla o kişinin günahlarını yok eder” buyurdu.(Buharî)
36- “Güçlü olan güreşte başkasını yenebilen değildir; Esas güçlü olan öfke anında öfkesine hakim olarak nefsine hakim olabilendir.”(Buharî)
37- “Temizlik imandandır.”(Müslim)
38- Hazreti Ebu Berze (r.a.) şöyle rivayet eder: “Resûlüllah (s.a.v.) yatsı namazından önce uyumayı ve yatsı namazından sonra da konuşmayı sevmezdi.”(Buharî)
39- “Cennet annelerin ayakları altındadır.”(Buharî)
40- “Güzel bir söz söylemek sadaka yerine geçer.”(Buharî)
41- “Herkim soğan, sarımsak yahut pırasa yemişse camimize yaklaşmasın.”(Müslim)
42- Resûlüllah (s.a.v.) şehadet parmağı ile orta parmağını göstererek: “Ben ve yetimi kefalet edip besleyen Cennet’te böyle oluruz.”(Buharî)
43- “Münafığın üç özelliği vardır: Konuştuğu zaman yalan söyler; Söz verdiği zaman onu yerine getirmez; Kendisine bir şey emanet edildiği zaman ona hıyanet eder.”(Buharî)
44- Hazreti Ayşe (r.a.): “Resûlüllah (s.a.v.) kendi dinine bağlı olup daima ona göre davranan kimseleri severdi” demiştir.(Buharî)
45- “Herkim dulları ve düşkünleri gözetip onlara yardımcı olmaya çalışırsa, Allah yolunda cihad eden bir kimse gibidir.” (Zannedersem Resûlüllah (s.a.v.) şöyle de buyurdu: Böyle bir kimse yorulmayıp hep ibadet eden ya da hiç ara vermeden hep oruç tutan kimse gibidir.”(Buharî)
46- “Eş’ar kabilesine mensup olanlar savaşta can vererek karıları dul kalınca, yahut onların aileleri yiyecek sıkıntısı ile karşılaşınca ellerinde ne varsa onu getirip bir torbada toplarlar, ondan sonra da onu bir kap ile aralarında eşit olarak paylaşırlar. İşte böyle kişiler benden, ben de onlardanım.”(Buharî)
47- “Allah (c.c.) kulunun bir şey yediği zaman O’na hamdetmesini veya bir şey içtiği zaman O’na hamdederek O’na şükretmesini sever.”(Müslim)
48- “Allah (c.c.) dış görünüşlerinize veyahut şekillerinize bakmaz. Aksine O, kalplerinize bakar.”(Müslim)
49- “Ameller niyetlere bağlıdır.”(Buharî)
50- “Elbiselerinizi yıkayınız. Saçlarınızı da (uygun biçimde) tıraş ediniz. Temizlenip süsleniniz.”(İbn-i Asakir)