1896 yılının Aralık ayında, Hindistan’ın Lahor Şehrinde (bugün Pakistan sınırları içinde bulunuyor) Büyük Dinler Konferansı toplanmıştı. Bu tarihî konferansı organize edenler, belli başlı dinlerin temsilcilerini konferansta konuşmaya ve münakaşa konusu olarak seçilen beş temel mesele üzerinde temsil ettikleri dinlerin ne dediğini açıklamaya çağırmışlardı. İslâmiyet’te Ahmediye Cereyanını (Cemaatini) kuran Hazreti Mirza Gulam Ahmed de, İslâmiyet’in bu konular hakkında öğrettiği esasları açıklamaya davet edilmişti.
Bu eser, mezkûr davet üzerine, Ahmediye Cereyanı (Cemaati) kurucusu tarafından Urduca olarak bir hitabe (söylev) şeklinde kaleme alınmıştı. Hitabenin okunması, müsaade edilen zaman dâhilinde bitirilememişti. Lâkin okunmuş olan kısım son derece derin bir tesir hâsıl ettiğinden, dinleyicilerin ısrarı üzerine, okunmanın tamamlanabilmesi için konferans bir gün daha uzatılmıştı. Hazreti Mirza Gulam Ahmed’in bu hitabesi (söylevi) basında “Hakikatin ta kendisi” ve “Batıya bu suretle hitap eden aleladenin fevkinde (üstünde) bir insanın İslâm dinine dair çok güzel ve cazip bir açıklaması” diye tavsif edilmişti (nitelendirilmişti.)
Konferansta münakaşa edilmek üzere seçilen beş konu şunlardı: 1. İnsanın cismanî (fiziki), ahlâkî ve ruhanî halleri. 2. İnsanın ahiret hayatındaki hali. 3. İnsan hayatının gayesi ve bu gayeye ulaşma vasıtaları. 4. İlâhî kanunun emirlerinin dünya hayatında ve ahiret hayatında tesiri. 5. İlâhî bilginin kaynakları.