Vadedilen Mesih ve Mehdi’nin çıkış zamanı ile ilgili Hadislerde bahsedilen alametlerden bir tanesi Yecüc-Mecüc’ün ortaya çıkışıdır. Halk arasında Yecüc-Mecüc ile ilgili tuhaf hikayeler dolaşır. Ancak bunun aslına gelince Yecüc-Mecüc’den kastedilen Rus, İngiliz ve onların işbirlikçileridir. Kur’an-ı Kerim ve Hadislerden öğrenildiğine göre Deccal ve Yecüc-Mecüc’ün üstünlük zamanı aynı dönemdir. Halbuki her ikisinin aynı dönemde dünyanın hakimi olması mümkün değildir. Aslında Deccal ve Yecüc-Mecüc, bir tek millete verilen iki isimdir. Batılı Hristiyan milletlerin dini önderlerine Deccal ismi verilirken aynı milletlerin siyasi ve milli fitnesinin adı Yecüc-Mecüc’tür. Yecüc-Mecüc kelimelerinin kökü أجّ (acce) dir. Manası ise ateş alevidir.[1] Bu Batılı Hristiyan milletlere bu isim verilmek suretiyle, onların ateşi kendi kontrolleri altına alarak büyük ustalıkla ateş gücünden istifade edeceklerine işaret edilmiştir. İkincisi de bu milletlerin yaratılışında ateş olduğuna işaret edilmişti. Yani bu milletler kibir ve kurnazlıkta çok ileridir. İşte bu milletlerin, siyasi ve milli fitnelerinin adı Yecüc-Mecüc’dür.
Vadedilen Mesih ve Mehdi hazretleri şöyle der: ‘Yecüc-Mecüc insan değil, başka bir yaratıktır’ şeklindeki düşünce tamamıyla cehalettir. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de, akıl ve feraset sahibi olup, sevap ve azabı hak eden sadece iki tür canlı vardır; Biri Adem’in nesli olan insanoğlu; İkincisi cinler. İnsanların grubuna “Mağşerü’l İns” ve cin kitlesine ise “mağşerü’l cin” ismi verildi. Bundan dolayı Vadedilen Mesih ve Mehdi’nin zamanında azaba uğratılacağı haber verilen Yecüc-Mecüc, eğer insan kitlesine dahil ise, yani insan ise o zaman boşu boşuna onların acayip bir yaratık olduğunu söyleyerek, onların ellerinin ve kulaklarının şu kadar olacağı, bol bol çocuk doğuracağı gibi şeyleri anlatmak aklı kısa ve çocuk akıllı kimselerin işidir. Eğer bu konuda bir sahih Hadis varsa o sadece bir istiare olarak kabul edilecektir. Gördüğümüz gibi Batılı milletlerin kulakları şu manada şüphesiz uzundur: Telgraf vasıtasıyla uzaklardaki haberler kulaklarına ulaşır. Allah deniz ve kara savaşlarında onlara üstünlük verdiği için elleri öylesine uzundur ki hiç kimse onlara karşı koyamıyor… Kısacası gerçekleşen mevcut olaylar bu hadislerin ne manaya geldiğini gözler önüne sermiştir. Akıl da bu manaları hem kabul etmekte hem de bundan haz almaktadır. Durum böyle iken boşu boşuna onları insanüstü bir varlık olarak kabul etmeye ne gerek vardır. Bu hem akla aykırıdır hem de öteden beri insanlar için süregelen Allah’ın kanunlarına aykırıdır.
Eğer Yecüc-Mecüc insanlardan değil cinlerdendir, derseniz, bu daha büyük ahmaklıktır. Çünkü eğer onlar cinlerden ise o zaman İskender Seddi onlara nasıl engel olabilir? Çünkü Kur’an-ı Kerim,
فَاَتۡبَعَہٗ شِہَابٌ ثَاقِبٌ
Diyerek cinlerin göklere kadar ulaşabildiğini söylüyor.[2] Acaba göklere kadar varabilenler İskender Seddini aşamazlar mıydı? Eğer Yecüc-Mecüc’ün akıl ve ferasetten yoksun olan hayvan cinsinden olduğunu söylerseniz o zaman Kur’an-ı Kerim ve Hadisler neden onlara azap ineceğinden söz etsin? Halbuki azap günahın neticesinde iner. Ayrıca onların savaşmaları, herkese üstünlük sağlamaları ve eninde-sonunda göğe doğru oklar atmaları onların akıllı olduğunun, hatta bütün dünyadan daha akıllı olduğunun delilidir. [3]
Kitab-ı Mukaddes’te de Rus hükümdarlarına Gog, yani Yecüc ismi verilmiştir. Nitekim Kitab-ı Mukaddes’te şöyle yazılıdır:
RAB bana şöyle seslendi: “İnsanoğlu, yüzünü Magog ülkesinden Roş’un, Meşek’in, Tuval’ın önderi Gog’a çevir, ona karşı peygamberlik et. De ki, ‘Egemen RAB şöyle diyor: Ey Roş’un, Meşek’in, Tuval’ın önderi Gog, sana karşıyım.[4]
Bilinmelidir ki Meşek (Moskova) ve Tuval (Tuva) Rusya’nın farklı bölgeleridir. Moskova nehrin kenarında olduğu için ona Moskova ismi verildi, yine Tuva da Tuva Nehrinin kenarında olduğu için ona bu isim verildi.
Kur’an-ı Kerim’den anlaşıldığı gibi Yecüc-Mecüc, ahir zamanda kalkınacak ve gelişecek ve yeryüzünün büyük bir kısmında egemen olacak, üstünlük ve söz sahibi olacak. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
حَتّٰۤی اِذَا فُتِحَتۡ یَاۡجُوۡجُ وَمَاۡجُوۡجُ وَہُمۡ مِّنۡ کُلِّ حَدَبٍ یَّنۡسِلُوۡنَ ﴿۹۷﴾
Yani, nihayet Yecüc ve Mecüc (için kapı) açıldığında onlar dağ ve deniz dalgası üzerinden atlayarak dünyaya yayılacak.[5]
Peygamber Efendimizsav şöyle buyurmaktadır: Allah (geleceği vadedilen) İsa’ya vahiy ederek şöyle diyecek: Ben öyle kullar yarattım ki hiç kimsenin onlara gücü yetmeyecek, onun için Benim kullarımı Tur’a götür. Ve Allah Yecüc-Mecüc’ü ayağa kaldıracak ve onlar her yüksekliği aşıp koşacaklardır… Allah’ın peygamberi İsa ve onun cemaati dua edecek ve Allah Yecüc-Mecüc’ü helak etmek için veba gönderecek.[6]
Yani Yecüc ve Mecüc’e kimsenin maddi gücü yetmeyeceği için Vadedilen Mesih’e, Cemaatini Tur Dağına götürmesi emredilecek. Yani onların ibadete ve dualara yönelmesi istenecek. Nihayet dualar ve semavi mucizeler neticesinde Vadedilen Mesih’in Cemaati bu güçlü milletlere üstünlük sağlayacaktır.
Sahih-i Müslim, Kitabü’l Fiten, Bab-ü Zikrü’d Deccal’de şöyle denmiştir: Yecüc-Mecüc göğe doğru oklar atacak.
Bu hadisten anlaşıldığı gibi Yecüc-Mecüc milletleri, ateşi kullanarak gök ve uzay bilimlerinde çok ilerleyecekler. Onlar modern teknolojiye sahip olup füzeler kullanarak değişik gezegenlere ulaşacaklar.
Yukardaki alametlerden anlaşıldığı gibi Yecüc-Mecüc’den kastedilen Rusya ve çağımızdaki gelişmiş Batılı Milletler, yani Amerika vesairedir. Onlar, ateşin gücünden istifade ederek ve nükleer bombalar icat ederek bütün dünyada egemenlik elde ettiler. Bu da bu milletlerin ateş tabiatlı olduklarını gösteriyor. Yecüc-Mecüc ismini bugüne dek Batılı milletler kendileri için kullanmaktadırlar. Londra’da Guildhall’de bulunan Yecüc-Mecüc heykelleri bunun bir delilidir. 1951 senesinde heykelleri yeniden yerleştirme töreninde konuşurken Churchill, Yecüc’ün Rusya’nın; Mecüc’ün ise Amerika ve taraftarlarının sembolü olduğunu söyledi.[7]
Hasan Nizami adlı hoca şöyle yazar: Yecüc-Mecüc, Rus ve Alman milletleridir ve onlar sel hızıyla dünyaya yayılmak istiyorlar.[8]
Tanınmış şair Muhammed İkbal bu milletlerden bahsederken şöyle der: Yecüc-Mecüc’ün bütün ordularının önü açıldı, Müslüman’ın gözü (Enbiya Suresinin 97. Ayetinde geçen) “yensilün” kelimesinin tefsirini görsün.[9]
Ehl-i Sünnet grubunun araştırmacısı Hakim Sayid Muhammed Hasan Emrohi şöyle der: Bin senelik İslam devletinden sonra Rus valisi Yecüc ve İngiliz olan Mecüc vesairenin çıkışı, önceden haber verildiği hepsi gerçekleşti.[10]
Kısacası Yecüc-Mecüc hakkında Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizinsav buyurdukları, kelimesi kelimesine gerçekleşti. Bu alametlerin gerçekleşmesi bir taraftan Peygamber Efendimizin hak peygamber olduğunun büyük bir delili iken diğer taraftan Vadedilen Mesih’in gelmiş olduğunu da bize anlatmaktadır. Çünkü bu alametlerin hepsinin Vadedilen Mesih’in zamanıyla ilgili olduğunu Peygamber Efendimizsav bildirmiştir.
Bu alametlerin hepsi gerçekleşmiş olduğu halde Vadedilen Mesih’in gelmemiş olması nasıl mümkün olabilir? Tabii ki vadedilen kişi vaktinde ve zamanında geldi ve herkese şöyle seslendi:
“Ben, (ümmetin yeşermesi için) semadan tam vaktinde inen suyum, ben Allah’ın nuruyum ki onunla gün aydınlandı.”[11]
[1] Lisanü’l Arab
[2] Saffat suresi, 11
[3] Çeşme-yi Marifet, Ruhani Hazain, Cilt 23, Sayfa 84-85, Haşiye
[4] Hezekiel, Bap 38, 1-3
[5] Enbiya Suresi, Ayet 97
[6] Müslüm, Kitabü’l Fiten, Bap Zikrü’d Deccal
[7] London Times, 10 Kasım 1951
[8] Kitabü’l Emr, Hoca Hasan Nizami, Sayfa 8, Steam Matbaası, Amritsar 1912
[9] Bang-i Dera, Sayfa 289, yayıncı Şeyh Gulam Ali, Lahor.
[10] Kevakib-i Dürriyye, Sayfa 163
[11] Dürr-i Semin, Urdu