“İrfan-ı İlahi paha biçilmez bir şeydir. Dünyada son derece değersiz şeyler bile çabalamadan elde edilemiyor. Küçük çocuklar çalılardan erikleri kopartıp yerler. Bu kadar basit bir işi yaparken bile bazen elleri dikenler tarafından çizilip kanar. Ormanlarda çok sayıda yabani olarak yetişen bu erikleri elde etmek bile bizi yaralayabiliyor, elbiselerimizi yırtabiliyor. Bu durumda biraz düşünecek olursak, bir erik bile bu kadar zor elde edilirken Allahcc nasıl çabasız elde edilsin! İki cihanda da var olan tek şey Allah’tır. En ufak şeyler bile kan ve ter akıttıktan sonra elde ediliyorsa O nasıl iki kere usanç ve bezginlik dolu bir of çekerek elde edilsin? Böyle düşünen insanlara Allah ne geçmişte kendisini göstermiştir ne de gelecekte gösterecektir. Allah’ı elde etmek ciddi çabalar ve gayretler gerektirir. Allah’ın elçisinin eline elini veren birisi eğer bir gecede evliya olup çıkacağını düşünüyorsa yanılıyordur. Öyle birisi hiçbir zaman başarılı olmayacaktır. Bazı nadan cahiller aynen böyle düşünürler. Onlara göre evliyalar günaha batmış olan birisine bakar bakmaz pasları silinirmiş, günah lekeleri yok olurmuş. Bu tamamen cahilliktir. Allah’ın irfanı bu kadar kolay elde edilen bir şey değildir. Fedakârlıklar yapmadan ve nefsi helak etmeden ermenin bir tane örneği bile yoktur.”
Bu kadar önemli bir konuyu herkesin anlayabileceği bir şekilde ve tüm yönleriyle ele almıştır yazar. Yüce Allah hakkında irfan sahibi olmak ne demektir? Bu irfana ulaşmanın yolu nedir? Bu konuda karşılaşılan engeller nelerdir? İlahi irfanın dereceleri var mıdır? İşte bunlar gibi bu konuyu ilgilendiren tüm soruların cevabı bu kitapta ele alınmıştır.
Vadedilen Mesih ve Mehdi’nin ikinci halifesi ve aynı zamanda oğlu olan hz. Mirza Beşirüddin Mahmud Ahmed, bu konuyu, Cemaatin 1919 yılı senelik toplantısında anlatmış ve bilahere kitap olarak basılmıştır. Sayın Seyyid Atik Ahmed tarafından Türkçemize kazandırılan eser 2014 yılında basılmıştır.