03.01.2020 - Allah'a Ulaşmanın Yolları ve Mali Fedakarlık - Müslüman Ahmediye Cemaati

03.01.2020 – Allah’a Ulaşmanın Yolları ve Mali Fedakarlık

Allah’a ulaşmanın yolları, Mali Fedakarlık, Vakfe Cedid 2020

Vadedilen Mesih’in 5.Halifesi hz. Mirza Masrur Ahmed (Atba) 3  0cak 2020’de Londra Beytü’l Futuh Camiinde Cuma hutbesi verdi. Her zaman olduğu gibi çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte MTA televizyonunda canlı olarak yayınlandı.

Kelime-yi şehadet ve fatiha suresinden sonra Huzur şöyle dedi:

Hz. Mesih-i Mevud (as) harikulade eserlerinden birisi olan “İslami Öğretilerin hikmetleri” adlı kitabında, Allah’a ulaşmanın sekiz vesilesini açıkladı. O vesileler aynı zamanda insanın yaratılış gayesine ulaşmasının da yoludur. Allah-u Teala bunlardan beşinci yolun “mücahede” olduğunu belirtti. Hz. Mesih-i Mevud (as) şöyle buyurur: “Yani, malınızı Allah yolunda harcamak vasıtasıyla; Gücünüzü, canınızı, aklınızı Allah yolunda harcamak vasıtasıyla O’nu arayın.” Allah sevgisi elde etmenin yolunu söyleyerek Hz. Mesih-i Mevud (as) şöyle buyurur: Hem dünya malını sevmeniz hem de Allah’ı sevmeniz mümkün değildir. Sadece birini sevebilirsiniz. Allah’ı seven bahtiyar bir kimsedir. Velhasıl herkim Allah için malının bir kısmını verirse o mutlaka O’nu elde edecek. Yine kendisi şöyle buyurdu:  cemaatimizin her üyesinin, “ben şu kadar çanda vereceğim” diye söz vermesi gerekir. Allah için söz veren kimsenin rızkına Allah-u Teala bereket verir.

Huzur-i Enver şöyle dedi: Allah-u Teala’nın lütfu ile cemaatimizde yüzbinlerce ihlaslı kimse vardır. Her ne zaman onların dikkati çandanın önemine çekilirse, onlar Allah sevgisi elde etmek için mal fedakarlığında öne çıkmaya çalışırlar. İşte bu yüzden yıllardan beri ben cemaat nizamının  dikkatini şu yöne çekiyorum ki yeni katılanların mutlaka mal fedakarlığı sistemine dahil edilmesi gerekir. Bazı yerlerde mali durumu iyi olan kimseler, fakir akrabaları adına çanda verirler. Tamam, bu bir iyiliktir. Ancak, o insanların bizzat kendisinin de bu bereketten pay alması gerekir. Sadece mal toplamak amaç değildir, aksine Allah sevgisi için, O’nun dini için fedakarlık yapmaktır amaç. Mal fedakarlığı  raporlarında fakir kimselerin mal fedakarlıklarının bahsinin daha fazla olması  özellikle göze çarpar. Bazılarının mal fedakarlığı hayret vericidir. Eğer mali durum iyi olursa, hadsiz hesapsız zenginlik varsa ve bundan bir miktar verilirse, bu öyle olağanüstü bir şey değildir. Ancak, sıkışık duruma ve fakirliğe rağmen Allah’ın dini için mal fedakarlığı yağmak, asıl fedakarlıktır.

Huzur-i Enver, hz.Münşi Zafer Ahmed beyin mal fedakarlığı ile ilgili bilinen hadisesini anlattı. O, Kupurtala Cemaatine söylemeden bizzat kendisi mal fedakarlığı yapmıştı. Daha sonra bu öğrenildiğinde, diğer cemaat üyeleri mal fedakarlığından mahrum kaldıklarından dolayı kendisine gücenmişlerdi. Huzur-i Enver şöyle dedi: Allah-u Teala, hz. Mesih-i Mevud’a (as) öyle insanlar nasip etmişti ki Allah sevgisi elde etmek için her türlü fedakarlığa hazırdılar. Bugün Vakfe Cedid’in yeni yılı ilan edileceğinden dolayı, vakfe cedit için yapılan mal fedakarlıklarından bazı örnekler sunacağım.

Gambiya’da, cemaate yeni katılmış olan birisi, mısır ve yer fıstığı ekerdi. Yıllardan beri doğru düzgün verim alamıyordu. O, yer fıstığı tohumunu satıp vakfe cedid çandasını ödedi. Allah-u Teala bu fedakarlığı sebebiyle ona o kadar bereket verdi ki,  geçen yıla göre üç kat fazla verim elde etti.

Kamerun’dan yeni biat etmiş bir arkadaş, vakfe cedid için iki kova mısırı çanda olarak verdi. Bu beyefendinin ziraî geliri iyi değildi, ayrıca elinin darlığına binaen hükümetten yardım alabilmek için istenen harcı bile ödeyemezdi. Ancak bu fedakarlık ve dualar neticesinde hükümet kendiliğinden ona, arazisi için pompa makinası ve beş yüz bin frank Sifa verdi. Bunun neticesinde o, vakfe cedid çandasını iki kat olarak ödedi.

Endonezya’da bir karı koca çok uzak bir adada son derece basit bir hayat geçiriyorlar. Onlar çanda parasını ayırıp bir kutuya koyuyorlar ve mübelliğ geldiğinde ona veriyorlar.

Yine Endonezya’dan bir arkadaş vakfe cedid için beş yüz bin Endonezya lirası ödedi. Birkaç gün sonra kendisi on beş milyon Endonezya lirasına bir arazi satın aldı. Birkaç hafta sonra onu, elli milyon Endonezya lirasına sattı. O, bu kadar kısa bir sürede otuz beş milyon kar elde etmesinin vakfe cedidin bereketiyle olduğuna kesin olarak inandı.

Huzur-i Enver, Gambiya, Haiti gibi farklı yönlerdeki ülkelerden malî fedakarlıkların örneklerini sunarak şöyle dedi: Bu olaylar değişik yerlerdendir. Kimisi Afrika’da, kimisi Amerika’da, kimisi Avrupa’da, kimi kuzeyden, kimi güneydendir ve aralarında hiçbir bağlantı ve ilişki yoktur. Ama olaylar birbirine benzerdir.

Gine Kinakari’den bir Ahmedi, Ebubekir beyin ayağı kazada kırılmıştı ve ameliyat için bir müddetten beri para biriktiriyordu. Vakfe Cedid malî fedakarlığı için teşvik edildiğinde kendisi Allah’a tevekkül edip biriktirdiği bütün parayı çanda olarak verdi. Bunun üzerinden iki gün  geçmişti ki ameliyatının bütün masraflarının devlet tarafından karşılanacağına dair bir mektup geldi.

Hindistan Bengal, Pirhum bölgesinde  bir arkadaşın dükkanı vardı. Onun alışkanlığı şöyledir ki sabah dükkanı açar açmaz çanda ödemek için bir kutuya yüz rupi koyar. Bir gün dükkana çok az kişi geldi. Bunun üzerine ertesi gün o, bugün Allah ile alışveriş yapacağım, diye düşünerek, kutuya yüz rupi yerine üç yüz rupi koydu. Aynı gün öğleden sonra dükkana sekiz müşteri geldi. Bu arkadaş toptan satış yapmaktadır ve çuvalları yüklemek filan vakit alıyor. Nitekim o bir müşteriye mal vermeyi yetiştiremedi ve yarın gelmesini söylemek zorunda kaldı ve diğer müşterilerin malzemelerini geceye kadar ancak teslim edebildi.

Gine Basau’dan yaşlı bir kadın, Meskute hanım plastik bir poşet içine koyduğu parasını yolda düşürdü ve  çok aramasına rağmen bulamadı. O, kızından para alıp vakfe cedid çandasının yarısını ödedi. Ondan sonra daha birkaç metre ancak gitmişti ki kaybettiği para poşetini yolun ortasında buldu. O buna çok sevindi ve ertesi gün gelip verdiği söze göre ödeme yaptı ve insanlara, vakfe cedidin bereketiyle kaybettiği parayı Allah’ın geri verdiğini, anlatmaya başladı.

Huzur-i Enver, Tanzanya, Burkina Faso, Fildişi Sahilleri vesair ülkelerden mal fedakarlığı ile ilgili olaylar anlattıktan sonra vakfe cedidin 63. Yılının başladığını duyurdu. 31 aralıkta sona eren 62. Yılda dünya çapında Ahmediye cemaati, toplam, dokuz milyon altı yüz kırk üç bin sterlin mal fedakarlığı yapmaya muvaffak oldu. Bu miktar, geçen yıldan beş yüz bin sterlin fazladır.

Çanda miktarı bakımından İngiltere cemaati birincidir. Diğerleri sırasıyla Pakistan, Almanya, Amerika, Kanada, Hindistan, Avustralya, Endonezya ve orta doğudan iki cemaat.

Geçen yıla göre toplanan çanda miktarında artış sağlayan ülke bakımından Endonezya birincidir.

Afrika ülkeleri arasında Gana birincidir.

Yeni katılan seksen dokuz bin kişi ile birlikte Vakfe cedide mali fedakarlık yapanların sayısı bir milyon sekiz yüz yirmi bir bin kişi oldu. Yeni katılanların artışı bakımından Kamerun birincidir.

Huzur-i Enver, İngiltere, Pakistan, Almanya, Amerika, Kanada, Hindistan ve Avustralya’da mal fedakarlığında öne çıkan yerel cemaatlerden de bahsetti.

Hutbenin sonunda Huzur-i Enver, Pakistan’ın ekonomik ve siyasi durumunun bozukluğu ve Hindistan ile artan gerilim, Hindistan’ın iç durumu ve orta doğuda hızla kötüleşen duruma dikkat çekerek cemaat üyelerini duaya teşvik etti. Huzur, yeni yılın başlangıcı ile ilgili olarak şöyle buyurdu: yeni yıl başladı ve birbirimizi tebrik ediyoruz. Ancak karanlık gitgide koyulaşmaktadır. Bu yılın bereketli olması için Allah’a şöyle dua etmemiz şarttır: Allah-u Teala bu yılı şu bakımdan bereketli kılsın ki dünya hükümetleri kendi üstünlüklerini ispatlamak için dünyayı felakete sürüklemesinler, aksine dünyada barış ve insafı yerleştirsinler. Müslüman ülkeler hz. Resulüllah’ın (sav) sadık hizmetkarı olan hz. Mesih-i Mevud (as) ile birleşip Peygamber Efendimizin bayrağını dalgalandırmakta yardımcı olsunlar. Allah Teala bizi de zamanın imamına inanmanın hakkını öncesinden daha fazla vermeye muvaffak kılsın.

Yeni yılın gerçek kutlamasının bize yüklediği sorumluluğun, büyük-küçük, erkek-kadın, her ahmedinin farkında olması lazım. Ve bunun için bütün çabalarımız ve yeteneklerimizi kullanmamız gerekir. Dualarımız ve Allah ile bağ kurmak konusunda özel bir durum yaratmak için çabalamamız lazım. İşte biz ancak o zaman, bu yılın bereketlerini elde edenler olabileceğiz. Allah-u Teala bizi buna muvaffak kılsın. Amin.

Bir Öncekini Oku

Müslüman olmayan da cennete girebilecek mi?

Bir Sonrakini Oku

10.01.2020 – Hz. Saad bin Ubade (ra)