10.09.2021 - Hz. Resulüllah’ın (sav) yüksek mertebeli sahabesi ve 2. Halifesi hz. Ömer bin Hattab’ın güzel vasıfları - Müslüman Ahmediye Cemaati

10.09.2021 – Hz. Resulüllah’ın (sav) yüksek mertebeli sahabesi ve 2. Halifesi hz. Ömer bin Hattab’ın güzel vasıfları

Hz. Halifetü’l Mesih 5 (Allah yardımcısı olsun) 10 Eylül 2021’de İslamabad (UK) Mübarek Camisinde Cuma Hutbesi verdi. Hutbe çeşitli dillerde tercüme ile birlikte MTA televizyonunda canlı olarak yayınlandı. Huzur-i Enver, kelime-yi şehadet ve Fatiha suresini okuduktan sonra, şöyle buyurdu:

Hz. Ömer’in (ra) hilafet dönemi ve o dönemde meydana gelen savaşlardan bahsediyordum. Hz. Ebubekir’in (ra) hilafet döneminde Şam’ın muhasarası aylarca devam etti ve hz. Ebubekir’in (ra) vefatından sonra Müslümanlara fetih nasip oldu. Bu, hz. Ebubekir’in (ra) dönemi olduğu için inşallah onu anlatırken detaylıca bahsedilecek. Şu anda Şam’ın fethinden sonraki olayları anlatıyorum.

Şam fethedildikten sonra hz. Ebu Ubeyde (ra), hz. Halit bin Velid’i (ra) Bekaa savaşına yolladı. Orada fetih elde edildikten sonra hz. Halit bin Velid (ra) Mesnun adlı kuyuya doğru bir birlik gönderdi. Rumların bir birliği Müslümanların arkasından saldırdı ve bu yüzden birçok Müslüman şehit oldu. O şehitlere izafeten o kuyunun adı  Aynü’ş Şüheda kaldı.

Hz. Ebu Ubeyde (ra) Şam’da Yezid bin Ebu Süfyan’ı kendi temsilcisi yaptı. O, Ceyd bin Huleyfa’yı Tedmür’e ve Ebu Zühr Kuşeyri’yi Seniyye-ü Havran’a yolladı. Oraların halkı sulh yaptılar. Şurahbil bin Hasene (ra) kendilerine dayatılan savaş sebebiyle onların başkenti Taberiye dışında bütün ülkeyi ele geçirdi. Hz. Halid (ra), Bekaa bölgesinden başarı ile döndü.

Fahl fethi Hicri 14’de oldu. Hz. Ebu Ubeyde  (ra), hz. Ömer’e (ra) şöyle yazmıştı: Herkül, Humus’ta kalarak Şam ordularını yolluyor. Bunun üzerine hz. Ömer (ra) şöyle buyurdu: Şam, Suriye’nin kalesi ve baş makamdır, önce orayı fethet, ve akabinde Fahl’a da asker yolla. Roma askerleri Müslümanların ilerlediklerini görünce arkalarındaki topraklara su saldılar, bu yüzden bütün yol kapandı ve Herkül’ün yardım birlikleri de Şam’a ulaşamadılar. Diğer taraftan Müslümanlar bu durumda bile sebat ile durdular, bunu gören Hıristiyanlar sulh yapmaya amade oldular. Buna rağmen Romalıların bağnazlık ve kibirleri yüzünden hz. Muaz bin Cebel’in elçiliği de hz. Ebu Ubeyde’nin doğrudan yaptığı müzakereler de neticeye ulaşmadı ve savaş sona erdirilemedi. Tarihte Roma askerlerinin sayısı 50 bin ila yüz bin arasında beyan edilmiştir. Savaş başladığında Müslümanların sebatını görünce Roma baş komutanı geri dönmek istedi, ancak hz. Halid’in (ra) çağrısıyla Müslümanlar öyle bir hamle yaptılar ki Roma ordusu bozguna uğradı. Hristiyanlar yardım geleceği ümidiyle savaşmaktan kaçınıyordu. Ancak hz. Halid’in (ra) önerisi  ile hz. Ebu Ubeyde (ra)  ertesi gün savaşı devam ettirdi. Nitekim ertesi gün bir saatlik şiddetli savaş oldu ve sonra Romalıların ayakları kaydı ve kaçmaya başladılar. Hz. Ömer’in (ra) emri üzerine yerel halkın canı, malı, toprağı, evleri ve ibadetgahları kendilerinde kaldı. Müslümanlar ise sadece cami için yer aldılar.

Besan ve Taberiye’nin fethi: Ürdün’ün her bölgesinde Romalıların yenilgi haberleri yayılmıştı. Nitekim halk, Şurahbil ve yanındakilerin Besan’a doğru ilerlediklerinden haberdar olunca kalelerine kapandılar. Birkaç günlük kuşatma ve önemsiz çarpışmalardan sonra Besan halkı ile sulh yapıldı.  Aynı şekilde Taberiyeliler de sulh istediler ve kabul edildi.

Hicri 14, Humus’un fethi: Hz. Ebu Ubeyde (ra) ve hz. Halid Bin Velid’in (ra) Humus’u kuşattığı gün, çok soğuk bir gündü ve Müslüman askerlerin yanında soğuğa karşı koyacak hiçbir şey yoktu. Nitekim Roma askerleri, Müslümanların uzun müddet açık alanda savaşamayacaklarından emindiler. Herkül, Humuslulara yardım için bir birlik gönderdi. Ancak Irak’ta bulunan hz. Saad bin ebi Vakkas (ra) bu birliği orada durdurdu. Herkül, Humuslulara yardım sözü verip Ruha’ya gitti. Humuslular ise Müslümanların sebatını görüp sulh yapmaya amade oldular. Nitekim haraç vergisi ve cizye ile sulh yapıldı.

Mercü’r Rum olayı aynı yıl meydana geldi. Hz. Ebu Ubeyde (ra) ve hz. Halid’in (ra) Zülkilağ adlı yerde kamp kurdukları haberi Herkül’e ulaşınca o, Tuzera’yı karşı koymak için yolladı. O, Mercü’r Rum’a varınca Şunes Rumî de oraya geldi. Bir gece Tuzera yerini boşaltıp oradan ayrılınca hz. Halid bin Velid (ra) onu takip etti. Diğer taraftan Yezid bin Ebu Süfyan’ın hareketinden Herkül’ün haberi olunca o, karşısından gelip onu durdurdu. Böylece her iki taraftan Müslümanlar Tuzera’nın askerlerine saldırıp çok sayıda düşman askerini öldürdüler. Öbür tarafta Mercü’r Rum’da Ebu Ubeyde (ra) Şunes’e karşı koydu ve galibiyete ulaştı.

Bundan sonra hz. Ebu Ubeyde (ra) Hamatad, Şezir ve Selimiye’de başarı elde etti ve sonra Suriye’nin sahil şehri Lazkiye’ye yöneldi.

Lazkiye’nin fethi hicri 14 yılında oldu. Burada savaşta hikmetli davranışa bağlı olarak hz. Ebu Ubeyde (ra) mağara gibi çukurlar kazdırdı ve sabah olur olmaz kuşatmayı kaldırdı. Şehir halkı kuşatmanın sona erdiğini görüp kapıları açtılar. Öbür taraftan hz. Ebu Ubeyde gece vakti askerleriyle birlikte geri geldi ve o çukurlara gizlendi. Sabahleyin şehrin kapıları açıldığında Müslümanlar saldırdılar ve şehir fethedildi.

Hicri 15’te Kinasrin’in fethi: Hz. Ebu Ubeyde (ra) hz. Halid’i Kinasrin’e yolladı. Yolda Hazur adlı yerde Romalılar Menas’ın komutasında karşı koydular ve yenildiler. Bölgenin halkı hz. Halid’den (ra), kendilerinin zorla savaşa sokulduğunu, bu sebeple bağışlanmalarını rica ettiler. Hz. Halid (ra) onların özrünü kabul etti, ancak bazı Romalılar oradan kaçıp Kinasrin’de kaleye kapandılar. Orada hiçbir kurtuluş yolu bulamayıp birkaç gün sonra sulh istediler. Ancak hz. Halid (ra) itaatsizlik cezası vermeye karar verdi. Kinasrinliler mallarını mülklerini bırakıp Antakya’ya kaçtılar. Hz. Ebu Ubeyde (ra) oraya vardığında hz. Halid’in (ra) kararının insaflı olduğuna hükmetti. Bununla birlikte şefkatle davranarak şehir halkına aman verdi. Bunun üzerine Antakya’ya kaçanlar da cizye ödeyip geri döndüler.

Kayseriye fethi hicri 15’te oldu. Elfaruk (kitabında), Kayseriye’ye hicri 13’te Amr bin As’ın harekat yaptığı yazar. Hz. Ebu Ubeyde’nin (ra) vefatından sonra hz. Ömer (ra) Yezid bin Ebu Süfyan’ın ilerlemesini emretti. O, 17 bin askerle muhasara yaptı. Ancak hicri 18’te hastalığı sebebiyle Emir Muaviye’yi temsilcisi yaparak Şam’a gitti ve orada vefat etti.  Hz. Emir Muaviye muhasarayı sürdürdü. Bu  savaşta bir gün Bedir sahabelerinden Ubade bin Samit (ra), Müslümanlara acıklı bir konuşma yaptı ve şöyle dedi: Ey Müslümanlar! Siz saldırarak Romalıları ortadan kaldıramadınız, çünkü ya aranızda hain var ya ihlaslı değilsiniz. Sonra kendisi içtenlikle şehit olmayı telkin etti. Sonunda bir gün Romalılar karşı koymak için çıktılar ve ibretlik bir şekilde yenildiler. Nitekim o gün 80 bin ila yüz bin Romalı asker öldürüldü.

Hz. Ömer’in (ra) hilafet döneminden gelecek sefer de bahsetmeye devam edeceğini bildirdikten sonra Huzur-i Enver, aşağıdaki merhumlardan hayırla bahsetti ve gaip cenaze namazlarını kıldıracağını duyurdu.

1- Muhterem Hatice Hanım, 80 yaşında vefat etti. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.

2- Muhterem Melik Sultan Reşid Bey, 22-23 ağustos gecesi vefat etti. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.

3- Endonezya’dan muhterem Abdul Kayyum Bey, 25 ağustosta 82 yaşında vefat etti. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.

4- Muhterem Davude Rezzaki Yunus Hanım, 27 ağustosta 74 yaşında vefat etti. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.

Huzur-i Enver bütün merhumların mağfireti ve derecelerinin yükselmesi için dua etti.

Print Friendly, PDF & Email

Bir Öncekini Oku

3.09.2021 – Aramızdan ayrılan bir pırlanta, Seyyid Taliğ Ahmed Şehid’in parıldayan vasıfları

Bir Sonrakini Oku

Ramazan’da tutulamayan oruçlar ramazandan hemen sonra tutulmak zorunda mı?