Hz. Halifetü’l Mesih 5 (Allah yardımcısı olsun) 18 Ekim 2024’te Mübarek Camisinde Cuma Hutbesi verdi. Hutbe çeşitli dillerde tercüme ile MTA televizyonunda canlı olarak yayınlandı. Huzur-i Enver (aba) Teşehhüd ve Fatiha Suresini okuduktan sonra şöyle dedi:
Yarın, İngiltere Cemaati, Fazl Camiinin yüzüncü yılını kutlamak için bir tören düzenliyor. Bu törene komşular ve diğer misafirler de davet edilmiş. Fazl Camii, Hristiyanlığın merkezi kabul edilen bir yerde inşa edilmiş olan Ahmediye Cemaatinin ilk camisi olması bakımından tarihi bir öneme sahip. Bu camiden yola çıkarak İslam’ın gerçek öğretisi ve tebliği geniş kitlelere yayılmaya başlamıştır.
Bugün muhaliflerimiz, Ahmediye Cemaati’nin İngilizlerin diktiği bir fidan olduğunu söylüyorlar. Ancak şaşırtıcı olan şu ki, bu fidan aracılığıyla Batı’da yaşayan insanların zayıflıklarını ortaya çıkararak İslam’ın güzelliği tebliğ ediliyor.
Fazl Camii inşa edilmeden önce, ünlü oryantalist G.W. Leitner tarafından Woking’de bir cami inşa edilmişti. Lahor’daki Oriental Koleji’nin müdürlüğünden emekli olan Leitner, 1889 yılında İngiltere’ye dönerek bu camiyi inşa ettirdi. İlginç bir tesadüf olarak, 1889 aynı zamanda Müslüman Ahmediye Cemaati’nin kurulduğu yıldır. 1899’da Profesör Leitner vefat etti ve cami kullanılmaz hale geldi. Camiye sahip çıkan hiç kimse yoktu. Daha sonra, 1. Halifetü’l Mesih zamanında, Haca Kemalüddin burayı gelip onu tekrar açtırmak için çaba gösterdi ve başarılı oldu. O, 1. Halifetü’l Mesih’e yazdığı bir mektupta, caminin yönetimi için bir vakıf kurulduğunu ve kendisinin bu vakfın sorumlusu yapıldığını belirtti. Böylece camide tekrar ibadete başlandı. Cami açıldığında, Haca Kemalüddin ile birlikte Hazret-i Chaudhry Muhammad Zaferullah Khan da oraya giderek nafile namaz kıldılar ve bolca dua ettiler.
Bir süre sonra, Hazret-i Muslih-i Mevud (ra) yani ikinci halife, yurtdışına mübelliğ gönderme hareketi başlattı ve fonların yetersiz olmasına rağmen Chaudhry Fetih Muhammad Siyal’ı buraya gönderdi. O, Haca Kemalüddin ile birlikte burada çalıştı. Daha sonra, 1. Halifetü’l Mesih’in vefatından sonra, Haca Kemalüddin ikinci halifeye biat etmediği için Chaudhry Fetih Muhammad Siyal onu bırakıp başka bir yere gitti. Bu, Woking’deki bir camiydi, ancak bir Müslüman grup veya cemaat tarafından inşa edilen ilk cami Fazl Camisidir. Şüphesiz ki bugün İngiltere’de, Londra’da ve diğer Batılı ülkelerde de birçok Müslüman camisi var, ancak Londra’da Müslümanların ilk camisi olma şerefi Fazl Camii’ne aittir.
Ahmediye Cemaati’nin güzel özelliklerinden biri, camilerinin cemaat üyelerinin bağışları ve fedakârlıklarıyla inşa edilmesidir. Şimdi İngiltere’de bile cemaatin onlarca camisi bulunmaktadır. Her neyse, şimdi ben Fazl Camisi hakkında birkaç şey söylemek istiyorum.
Hz. Mesih-i Mev’ud (as) Batı’da İslam’ın yayılması ile ilgili çok şeyler söyledi. Bu sözler, bizim tebliğ faaliyetlerimizin temelini oluşturur. Bir yerde Hz. Mesih-i Mev’ud (as) şöyle buyurur: Güneşin Batı’dan doğmasının manası şudur: Eski zamanlardan beri zulmet, küfür ve dalalet içindeki Batılı ülkeler, hakikat-i İslam güneşi ile aydınlatılacaktır.
Hz. Mesih-i Mev’ud (as) bir rüyasını anlatarak şöyle buyurdu: Ben rüyamda, Londra şehrinde bir kürsüde durduğumu ve İngilizce dilinde çok açık bir şekilde İslam’ın doğruluğunu ortaya koyduğumu gördüm. Sonra, küçük ağaçlara konmuş beyaz renkte birçok kuş yakaladım. Bunun yorumunu ise şöyle yaptım: Ben olmasam bile yazılarım onlara ulaşacak ve birçok dürüst İngiliz doğruluğu kabul edecektir.
Chaudhry Fetih Muhammad Siyal Bey, İngiltere’nin ilk mürebbisi idi. Allah-u Teala ona burada ilk meyveyi de nasip etti ve bir gazeteci Ahmedi oldu. Ondan sonra yaklaşık bir düzine kişi Ahmediye Cemaatine girdi. Sonra Muslih-i Mevud hazretleri, Siyal Sahib’i geri çağırdı ve Kadı Abdullah Bey’i mübelliğ olarak gönderdi. O da bir sahabe idi ve Birinci Dünya Savaşı sırasında burada görev yapmıştı. Onun zamanında kiralık bir yer de tutuldu. 1917’den Ocak 1920’ye kadar Hazret-i Mufti Muhammed Sadık Sahib de burada mübelliğ olarak görev yaptı. 1919’da tekrar Chaudry Fetih Muhammed Siyal Sahib ve Abdur Rahim Neyyir Sahib mübelliğ olarak buraya gönderildi. Onlar fedakârca çalıştılar. 1920’de Hazret-i Muslih-i Mevud Fetih Muhammed Siyal Sahib’e, İngiltere’de bir mescit inşa edilecek bir yer satın alması talimatını verdi. Böylece iki bin iki yüz pounddan fazla bir bedelle Putney bölgesinde bu yer satın alındı.
Hz. Muslih Mevud’a (ra) bu haber ulaştığında o, Dalhousie’deydi. Orada büyük bir etkinlik düzenledi ve cami için Fazl Camisi’ adını önerdi. Sonra bu mescidin inşası için bağış kampanyası başlatıldı. 1924’te Wembley’deki dinler arası konferansa Abdur Rahim Neyyir Sahib’in İslam’ı anlatmak üzere davet edilmesi üzerine, o da Kadiyan’a bilgi verdi. Hazret-i Muslih-i Mevud bu daveti kabul ederek İslam’ın güzelliklerini anlatan ve ‘Ahmediyet Yani Hakiki İslam’ adıyla yayımlanan bir kitap yazdı.
Bu konferans için Hz. Muslih-i Mevud’un bizzat kendisinin katılmasına karar verildi. Böylece Hz. Muslih-i Mevud, Şam ve Mısır üzerinden İtalya, İsviçre ve Fransa’ya uğrayarak 22 Ağustos 1924’te İngiltere’ye geldi. Burada Saint Paul Kilisesi önünde durarak İslam’ın zaferi için Allah’a dua etti ve ardından şehre girdi. Onun ziyareti, burada basında çeşitli nedenlerle oldukça geniş yer buldu.
Caminin inşası için ilk adım paranın sağlanmasıydı. Savaşın sona ermesinden sonra poundun değerinin düşmeye başlaması da bir şanstı. 1920 yılında Huzur’un talimatıyla önce otuz bin, sonra da yüz bin rupi toplamak için bir kampanya başlatıldı. Cemaatin üyeleri bu kampanyaya büyük bir ilgi gösterdi. Bu para Hindistan Bankası aracılığıyla İngiltere’ye gönderildi ve bu para ile 3468 sterlin satın alındı.
19 Ekim 1924’te Pazar günü bu caminin temel taşı konuldu.
Bu etkinliğe katılım için parlamentonun üyeleri, liderler, siyasetçiler, diplomatlar gibi birçok kişiye davet kartları gönderilmişti. Zamanın kısıtlı olması nedeniyle az sayıda kişinin geleceği düşünülmüştü. Ancak etkinliğe çok sayıda misafir katıldı. Farklı ülkelerden temsilciler de bu etkinlikte hazır bulundu ve etkinlik büyük bir başarıyla sonuçlandı. Temel atma töreninin başında Hazret-i Hafız Ruşen Ali Sahib, Kur’an okudu. Daha sonra Hz. Muslih-i Mevud (ra) konuşma yaptı. Kendisi şöyle buyurdu: Kur’an-ı Kerim’in emri ve Peygamber Efendimizin uygulamasıyla İslam camilerinin kapısının, Allah’a ibadet etmek isteyen herkese açık olduğu ve İslam camilerinin farklı dinlere mensup insanları bir araya getiren merkezler olduğu sabittir. İşte bu duygularla biz, yani Ahmediye Cemaati, bu camiyi inşa etmeye karar verdik.
Şöyle dedi: Bu temel taşını yerleştirmeden önce, bu caminin sadece ve sadece Allah’a ibadet etmek için inşa edildiğini ilan etmek istiyorum.
Temel atma töreninden iki yıl sonra bu caminin açılışı yapıldı. Açılışı yapmak üzere Prens Faisal’ın gelmesi bekleniyordu. Babası ona gelmesini söylemişti, ancak Müslümanların tepkisi nedeniyle kral onu durdurdu ve daha sonra Şeyh Abdülkadir Bey açılışı yaptı. Şeyh Abdülkadir Bey çok açık bir şekilde, ‘Ben Ahmedi değilim ama biz İslam’a hizmet etmek istediğimiz için farklılıklarımızın ötesine geçerek birbirimize yardım etmeliyiz’ dedi. Bu, Şeyh Abdülkadir Bey’in cesareti ve hoşgörüsüydü. Allah Teala ona bunun karşılığını versin.
Bu anlattıklarım, Fazl Camii’nin kısa bir tarihiydi. Bu caminin inşa edilmesindeki temel amaç, İslam’ı Batı’da yaymaktı. Yüzüncü yılını kutlamak için bir tören düzenliyoruz, ancak bu sıradan bir dünyevi tören değil. Bu cami, insanların Allah’a ibadet etmek için bir araya geldiği, Allah’a ibadet ettiği, birbirlerinin haklarına riayet ettikleri, manevi olarak kendilerini geliştirdiği ve ahlaklarını yükselttiği bir yerdir.
Bugün bizim Allah’a ibadetin hakkını verenler olmaya çalışmamız lazım. Allah’ın emirlerine uyan kimseler olmalıyız. O’nun yarattıklarının haklarını gözetmeliyiz. Eğer böyle yaparsak, ancak o zaman bu dünyayı barış ve huzur yuvası yapabiliriz. Allah bize bunu başarabilme gücü versin. Amin.