2.07.2021 - Hz. Resulüllah’ın (sav) yüksek mertebeli sahabesi ve 2. Halifesi hz. Ömer bin Hattab’ın güzel vasıfları - Müslüman Ahmediye Cemaati

2.07.2021 – Hz. Resulüllah’ın (sav) yüksek mertebeli sahabesi ve 2. Halifesi hz. Ömer bin Hattab’ın güzel vasıfları

Hz. Halifetü’l Mesih 5 (Allah yardımcısı olsun) 2 Temmuz 2021’de İslamabad (UK) Mübarek Camisinde Cuma Hutbesi verdi. Hutbe çeşitli dillerde tercüme ile birlikte MTA televizyonunda canlı olarak yayınlandı. Huzur-i Enver, kelime-yi şehadet ve Fatiha suresini okuduktan sonra, şöyle buyurdu:

Bugünlerde Hz. Ömer’i (ra) anlatıyorum, aynı konuyu bugün de devam edeceğim. Hz. Muslih Mevud (ra) şöyle der: Yemen topraklarını Hıristiyanlar ve Yahudiler işletiyordu. Kanunen devlet onların sahibi ise de hz. Ömer (ra) onları Arabistan’dan çıkardığında topraklarını onların elinden zorla almadı, aksine satın aldı. “Fethü’l Bari Şerh-i Buhari”de şöyle yazılıdır: Hz. Ömer (ra) Necran’daki müşrikleri, Yahudileri ve Hristiyanları sürgün etti ve onların topraklarını ve bağlarını satın aldı.

İslam’da savaş esirleri dışında birini köle yapmanın yasak oluşundan bahsederek hz. Muslih Mevud (ra) şöyle der: Allah-u Teala şöyle buyurur, Ey Müslümanlar! Acaba siz başkaları gibi diğer milletlerin fertlerini yakalayıp gücünüzü artırmak mı istiyorsunuz? Allah-u Teala bunu istemez, aksine O sizi, sonunuz açısından sizin için iyi olan emirlere göre hareket ettirmek ister. Nitekim siz, savaş sırasında yakalanan savaş esirleri dışında kimseyi esir etmeyin. İslam’ın başlangıcında bu emre kesin bir şekilde uyulurdu. Hz. Ömer’in (ra) hilafet döneminde Yemen’den bir heyet geldi ve İslam’dan önce Hıristiyanların onları sebepsizce köle yaptığını şikâyet ettiler. Hz. Ömer (ra), ben bunu araştıracağım, buyurdu. Bunun tersine Avrupa’da 19. Yüzyıla kadar kölelik devam ettirildi.

Hz. Ömer’in (ra) hilafet döneminde hicri 18 yılında Medine ve etrafındaki yerleşimlerde şiddetli kıtlık oldu. Yağmur yağmadığı için bütün topraklar siyah kül gibi oldu ve bu durum dokuz ay devam etti. O yıla, Remade yılı, yani kül yılı denilir. Hz. Ömer (ra) o zaman Mısır valisi Amr bin El-As’a (ra) yardım etmesi için mektup yazdı. Bunun üzerine hz. Amr bin El-As (ra) buğday ve tahıl yüklü bin deve gönderdi. Yağ ve elbise ise buna ilave idi. Irak valisi hz. Saad (ra) üç bin deve buğday ve tahıl yolladı. Hz. Ömer (ra) onu köylere yolladı. O şiddetli günlerde hz. Ömer (ra) kendi denetimi altında yemek hazırlattırır ve halk ile birlikte yerdi. Hz. Ömer (ra) devamlı oruç tutuyordu, bir gün deve kesildi ve akşam vakti hz. Ömer’e (ra) devenin hörgüç ve ciğer kısmından parçalar ikram edildi. Hz. Ömer (ra), onun nereden geldiğini sorunca, o gün kesilen deveden olduğu söylendi. Hz. Ömer (ra) şöyle buyurdu: Ne yazık! Eğer iyi kısımlarını kendime ayırır ve diğer kısımlarını halka yedirirsem ben ne kötü bir idareciyimdir.

Kıtlık günlerinde hz. Ömer (ra) yatsı namazından sonra gecenin son kısmına kadar devamlı namaz kılar ondan sonra da Medine’nin etrafını turlardı. Kendisi, Ey Allah! Benim elimle hz. Muhammed’in (sav) ümmetini felakete atma, diye dua ederdi.

İbni Taus babasından şöyle rivayet eder: Hz. Ömer (ra), halkın durumu iyileşinceye kadar ne et yedi ne de yağ.

İyaz bin Halife şöyle der: Kıtlık senesi hz. Ömer’in (ra) rengi kararmıştı. Halk derdi ki eğer Allah kıtlığı kaldırmazsa hz. Ömer (ra) Müslümanlara üzüntüsünden ölecek. Medine’nin her yerine bedevi (köylüler) gelmişti. Hz. Ömer (ra) çeşitli sahabeler vasıtasıyla onları sayım yaptırdı ve hepsinin yeme içmesi için sistem kurdu.

Kıtlık son seviyeye vardığında bir adam rüyasında, Peygamber Efendimizin duaya dikkat çektiğini gördü. Nitekim Hz. Ömer’in (ra) talimatıyla istiska (yağmur duası) namazı kılındı. Ravi şöyle der: Daha hz. Ömer (ra) namazı kıldırıp eve varmadan meydanlar yağmurdan göle döndü. Mescid-i Nebevi’de ilk olarak hz. Ömer’in (ra) hilafet döneminde hasır serildi. Onun hilafet döneminde hicri 17’de Mescid-i Nebevi genişletildi. Bu genişletme sırasında kanaatkar davranılarak Hz. Resulüllah’ın (sav) mübarek dönemindeki gibi sade bir şekilde restore edildi. Hz. Ömer’in hilafet döneminde nüfus sayımı başladı. Aynı şekilde yiyecek temininde kolaylık için karne sistemi kullanıldı.

İslami devlet nizamının nasıl işlediği hakkında hz. Muslih Mevud (ra) şöyle der: Hz. Resulüllah (sav) Medine’ye gelince ilk iş olarak, toprak sahibi olanları, toprağı olmayanlarla kardeş yaptı. Ensar ve Muhacirler arasında kurulan muvahat (kardeşlik) İslamî eşitliğin ilk örneği idi. Aynı şekilde bir savaş sırasında da Peygamber Efendimiz (sav), herkese insaflıca yemek nasip olsun diye, karne belirledi. Bahreyn kralı Müslüman olduğunda hz. Resulüllah (sav) ona şu talimatı verdi: Ülkende geçinmek için mülkü olmayan kimselere dört dirhem para ve elbise ver ki aç ve çıplak kalmasınlar. Peygamber Efendimizin (sav) vefatından sonra Müslümanlar dünyanın çeşitli köşelerine yayılınca onların yemek düzeni çok zorlaştı. O zaman hz. Ömer (ra) bütün halkı nüfus sayımı yaptırdı ve karne sistemi kurdu. O, bu nüfus sayımını halkın malını elinden almak için değil, tam tersine onların yiyecek ihtiyacını sisteme sokmak için yaptırmıştı. Dünyanın bütün devletleri, halk kurban keçisi olsun, ordu hizmetleri yapsın diye nüfus sayımı yaparlar. Ama hz. Ömer (ra) ise, halkın gıda ihtiyacı bir sisteme otursun diye nüfus sayımı yaptırdı. İşte bu halkın ihtiyaçlarının karşılanması için İslam’da atılan ilk adımdı. Eğer bu sistem kökleşseydi ondan sonra başka bir sisteme gerek kalmazdı. Çünkü bütün ülkenin ihtiyaçlarının sorumlusu devlet olur.  Bugün Sovyet Rusya’nın, fakirlerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını bir sisteme bağladığı söylenir, halbuki bu tür bir ekonomik sistemi yürürlüğe koyan İslam idi. Hz. Ömer’in (ra) döneminde, her köy, her kasaba ve her şehirdeki halkın isimleri kayıt altına alınırdı. İslam’a göre her ferdin yiyecek, barınma ve giyeceğinden devlet sorumludur. Bu kuralı İslam’dan önceki hiçbir din sunmadı.

Hicri 20’de hz. Ömer (ra), yönetimde kolaylık olsun diye fethedilen ülkeleri sekiz bölgeye ayırdı. Aynı şekilde onun döneminde şura meclisi kuruldu. Şura meclisinde Ensar ve Muhacirlerden ileri gelen sahabeler vardı. Günlük meselelerde bu meclisin kararı yeterli sayılırdı. Ancak her ne zaman önemli bir konu olursa Ensar ve Muhacirlerin genel toplantısı olur ve oylama ile o konu karara bağlanırdı. Hz. Ömer (ra) devlet yetkililerine şöyle nasihat ederdi: Sizler, sizi taklit etmeleri için halka imam olarak gönderiliyorsunuz. Müslümanların haklarını verin; Onları azarlamayın; kimseyi gereksiz yere övmeyin, yoksa fitneye düşerler. Türk atlarına binmeyecekleri, (kıymetli) ince elbise giymeyecekleri, elenmiş (kıymetli) un yemeyecekleri, kapıya koruma koymayacakları konularında yetkililerden söz alınırdı. Yetkililerin mal tespiti yapılır ve eğer o malının kaynağını açıklayamazsa malına el konurdu.

Hz. Ömer (ra) Irak ve Şam’ın fethinden sonra vergi sistemine dikkatini çevirdi. Padişahların zorla ele geçirip, kendi yakınlarına, tanıdıklarına ve zenginlere verdiği arazileri yerel halka geri verdi. Aynı şekilde verginin kurallarını düzenlenip vergi tahsili son derece yumuşak hale getirildi. Hz. Ömer (ra) Müslüman olmayan halkın görüşünü ister ve onların görüşlerini dikkate alırdı.

Hz. Ömer (ra) hakkında anlatılacakların gelecek sefer devam edeceğini söyledikten sonra Huzur-i Enver bir web sayfasının açılışını duyurdu.

www.ahmadipedia.org web sayfasını merkezi arşiv şubesi ve araştırma merkezi hazırladı. Burada bir arama motoru tarzında, Cemaat kitapları, şahsiyetler, olaylar, inançlar ve binalarla ilgili materyal aranabilir. Her materyal ile birlikte, onunla bağlantılı web sayfaları, videolar ve Cemaat gazetelerindeki makalelere bağlantı linki eklendi.

Bütün dünyaya yayılmış olan cemaat üyelerinde, herhangi bir yerde kaydedilmemiş birçok faydalı bilgiler var. Bu web sayfasında katkı sağlama opsiyonu var, herkes herhangi bir konuda kendi bilgilerini veya şahit olduğu olayları veya el yazmalarını sunabilecek. Kullanıcılar tarafından sunulan şeyler araştırılıp tasdik edildikten sonra ilgili konuya dahil edilecek.

Bu web sayfasının hazırlanmasında teknik aşamaları, merkezi bilişim departmanının daimi görevlileri ve gönüllüler tarafından çok güzel bir şekilde yerine getirildi. Materyallerin hazırlanmasında, makalelerin elde edilmesinden tercümesine ve internete yüklenmesine kadar bütün aşamalarda arşiv şubesinin mürebbileri ve gönüllüler çok sıkı çalıştılar. Allah-u Teala hepsine en güzel şekilde mükafat versin.

Huzur-i Enver, Cuma namazından sonra bu web sayfasına start vereceğini duyurdu.

٭…٭…٭

Print Friendly, PDF & Email

Bir Öncekini Oku

Berat kandili bidat mi?

Bir Sonrakini Oku

Zekat yakın akrabalara verilebilir mi?