Vakf-e Cedid’in 66. yılında Cemaat üyelerinin yaptığı mal fedakarlıkları ve 67. Dönemin başladığının duyurulması
Çeşitli ülkelerdeki muhlis Ahmedilerin iman artırıcı fedakarlık örnekleri
Masum Filistin Müslümanları için tekrardan dua çağrısı
Hz. Halifetü’l Mesih 5 (Allah yardımcısı olsun) 5 Ocak 2024’te İslamabad Mübarek camisinde Cuma Hutbesi verdi. Hutbe çeşitli dillerde tercüme ile MTA televizyonunda canlı olarak yayınlandı. Huzur-i Enver (aba) Teşehhüd, Fatiha Suresi ve Saf Suresinin 11 ile 13. Ayetlerini okuduktan sonra şöyle buyurdu:
Bu ayetlerin tercümesi şöyledir: Ey inananlar! Sizi acı azaptan kurtaracak bir ticaret hakkında, size haber vereyim mi? Sizler Allah’a ve Peygamberine iman edersiniz. Allah yolunda (da) mallarınız ve canlarınızla cihat edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için (çok) hayırlıdır. O, günahlarınızı affedecek. Sizi içinden ırmaklar akan, ebedi kalınacak Cennetler’e, o Cennetler’deki tertemiz evlere alacak. Bu (ise) çok büyük bir başarıdır.
Hz. Mesih-i Mevud (as) bir yerde şöyle dedi: Ben de Musevî Mesih’in adımları (yani tarzı) üzerinde gönderildim ve hz. İsa’nın merhamet ve affetmeyi öğrettiği gibi ben de İslam’ın merhamet ve affetme, sulh ve emniyeti öğretisi ile Muhammedî Mesih olarak gönderildim. Bu zaman Kur’an-ı Kerim’in öğretisinin yayılma zamanıdır, şimdi kılıç zamanı değildir. Ancak İslam öğretisini yaymak için kalem ile cihat, tebliğ ile cihat devam etmektedir. Ve bu cihadı sürdürmek için de, can, mal ve onuru feda etmek, nasıl İslam’ın başlangıcında gerekli idiyse bugün de gereklidir.
Bu öyle bir zamandır ki ekonomik durumu daha iyi hale getirmek için dünyada çok aşırı çabaların sarf edilmektedir; İnsanlar dini unutmuş vaziyettedir; Dünyaya daha çok rağbet edilmektedir; Ticarette menfaat ve dünyevi konforu elde etmek için insanları ilgilerini son seviyeye kadar artırmaya çabalamaktadır. Böyle bir durumda Dinin yayılması için fedakarlıklar yapmak Allah’ın yakınlığını elde etmenin bir yolu ve başarılı bir ticarettir. Bu ayetlerde Allah-u Teala’nın bahsettiği de budur.
Nitekim Vadedilen Mesih’in zamanı olan bu zamanda özellikle mal ile cihat etmek önemli bir iştir. Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’de mal fedakarlığını birçok yerde vurguladı. Buyurdu ki; Size ne oldu ki Allah yolunda harcamıyorsunuz? Aynı şekilde şöyle buyurdu: Allah yolunda harcayın ve kendi elinizle kendinizi felakete atmayın.
Allah-u Teala kimseye borçlu kalmaz. O, dünyada ve ahirette başarıyla neticelenecek bir ticareti haber verdi. İyi niyetle O’nun yolunda yapılan fedakarlıkları Allah kat kat artırır. O, Kur’an-ı Kerim’de işte bunu buyurdu.
Bugün, din için mal fedakarlığı yapmanın ehemmiyetini anlayanlar, Allah’ın lütfuyla ancak Ahmedilerdir. Fakir kimselerin azıcık fedakarlıklarına Allah-u Teala’nın ne kadar meyve verdiğine cemaatin ilerlemesi şahittir. Bunun örneklerini genellikle anlatmaktayım, bugün de beyan edeceğim. Bu örnekler, durumu iyi olan Ahmedilerin dikkatini, kendilerinin ne seviyede olduğuna bakmaya çevirmelidir.
Hz. Resulüllah (sav), yarım hurma ile de olsa ateşten korunun, buyurdu. Aynı şekilde, cimrilikten kaçının, o cimriliktir ki önceki kavimleri helak etmişti. Hz. Resulüllah’ın sahabelerin durumu şuydu ki ne zaman bir mal fedakarlığı çağrısı olsa amelelik yapmaya çıkarlar ve ne kazanırlarsa Allah yolunda onu sunarlardı. Allah-u Teala öyle ihlaslı kimseleri, hz. Resulüllah’ın sadık hizmetkarı hz. Mesih-i Mevud’a da nasip etti. Ahmediyet tarihi bu gibi olaylarla doludur. Allah-u Teala o fedakarlık yapanların ihlasını zayi etmedi. Nitekim o sahabelerin ve fedakarlık yapanların evlatlarının da unutmamak lazım ki Allah-u Teala’nın kendilerine ihsan ettikleri, onların büyüklerinin fedakarlıklarının meyvesidir.
Allah’ın lütfuyla bugün Cemaatin ekseriyeti fedakarlıklar yapmaktadır. Afrika’da da bunun örnekleri var, Pakistan’da da, Hindistan’da da. Birbiriyle yarışarak fedakarlıklara katılan bu insanlar, hz. Mesih-i Mevud’un şu nasihatini göz önünde tutan kimselerdir. Kendisi şöyle buyurdu: Hem mal sevgisi beslemeniz hem Allah-u Teala’yı sevmeniz sizin için mümkün değildir. Sadece birisini sevebilirsiniz. Nitekim Allah-u Teala’yı seven ne kadar bahtiyardır.
Orta Afrika Cumhuriyetinden İsa Bey, dokuz ay önce biat etmiş bir nev mübayi’dir. O, 2016’da bir arsa satın almıştı ama ev yaptırabilmek için para biriktiremiyordu. Kendisi Vakf-e Cedid’e mal fedakarlığı yapmaya teşvik edilince kendisi buna iştirak etti ve Allah-u Teala ona öyle bir mükafat verdi ki bir arkadaşı on bin tuğla yaptırmaya söz verdi ve sonra yaptırıp verdi. Böylece evin inşaatı başladı ve artık ev tamamlandı bile.
Kazakistan’da oralı bir Ahmedi’ye, bu sene sizin hanımınızın Vakf-e Cedit çandası çok az diye bir mesaj ulaştı. Onun hanımı hamileydi ve ameliyat olması da lazımdı. Buna rağmen onlar Vakf-e Cedid’e katıldılar ve çandalarını ödediler. O diyor ki 20 dakika sonra bana şöyle bir haber ulaştı. Ben bir yetim çocuğa bakıyordum ve benim kendi çocuklarım da fazlaydı. Bu yüzden devlet bana yerel para birimiyle yüz bin lira ödemeye karar verdi.
Kırgızistan’dan ihlaslı bir Ahmedi’nin aklına, ‘dünyada pahalılık çok arttı, mutlaka Cemaatin harcamaları da artmıştır,’ diye bir düşünce geldi. Nitekim o, çandasını eda ederken yüzde kırk artırdı. Huzur-i Enver şöyle dedi: İşte bu, Allah’ın hoşnutluğunu rızasını istemenin örnekleridir.
Filipinler’in Hüdamü’l Ahmediye Sadırı, Vakf-e Cedid çandasını vaadine uygun olarak ödemişti. Ancak yıl sona ermek üzereyken daha fazla fedakarlık yapılması lazım diye düşündü. Bundan dolayı o, babası, annesi ve kız kardeşi adına da ödeme yaptı. Dört yıldan beri o, sözleşmeli olarak çalışıyordu ve defalarca rica etmesine rağmen kadro vermiyorlardı. Fakat onun bu fedakarlığından sonra Allah ona öyle lütfetti ki sözleşmeli işi kadrolu oldu.
Kamerun’lu fakir bir Ahmedi şöyle diyor: Ben az-çok çanda ödemeye başlayınca hayatım kolaylaştı. Manen huzur buldum ve mutmain oldum.
Tanzanyalı çiftçilik yapan 27 yaşındaki ihlaslı bir Ahmedi, Vakf-e Cedid’e mal fedakarlığı yapabilmek için ürünlerini devlete sattı. Devlet yetkilisi ona dedi ki, halk, fiyatlar yükseldiğinde daha yüksek fiyattan vermek için ürününü hemen satmıyor, ama sen öyle yapmadın. Bu yüzden iyi niyetinden dolayı sen ödüllendirileceksin. Böylece devlet ona belirlenen fiyattan daha fazla ödeme yaptı.
Kırgızistan’dan bir Ahmedi şöyle diyor: Ömrüm boyunca çandanın hadsiz hesapsız bereketlerini gördüm.
Aynı şekilde Togo’dan bir Ahmedi Bayan’ın elinde Vakf-e Cedit çandası ödemek için para yoktu. O, evde yetiştirdiği bir miktar sebzeyi satıp Vakf-e Cedit çandası olarak ödedi. Aynen bunun gibi başka bir Ahmedi evdeki tavukları satıp çanda ödedi.
Endonezyalı doğuştan Ahmedi birisi şöyle der: Vakf-e Cedit ve Tahrik-e Cedit çandalarını ödemeye başladığımdan beri içimde büyük bir değişiklik hissediyorum. Ben kendimi Allah-u Teala’ya yakın hissediyorum.
Avustralya Melbourne’dan bir Ahmedi arkadaş, Vakf-e Cedid’e dört bin dolar ödemişti. Yıl sona ererken, gücü yeten beş bin dolar daha ödesin, diye çağrı yapıldı. O diyor ki, bende beş bin dolar yoktu ancak bu fedakarlığı yapmak için kalbimde kuvvetli bir arzu oluştu. Dua etmeye devam ettim ve Allah-u Teala kendi katından mucizevi olarak bu imkanı verdi.
Yeni Ahmedi olmuş bir nev mübayi şöyle diyor: Ben Hristiyan iken kiliseye gittiğimde para verirdim, fakat bundan dolayı bende hiçbir değişiklik olmazdı. Fakat ben Ahmedi olup mal fedakarlığı yapmaya başladığımda Allah-u Teala bizzat kendisi benim için her şeyi ayarlamaya başladı.
Huzur-i Enver, dünyanın çeşitli yerlerinden mal fedakarlığı yapanların iman verici olaylarını beyan ettikten sonra şöyle dedi: Allah-u Teala dünyanın kenarlarında hz. Mesih-i Mevud’a ne kadar iyi muhlisler nasip etti. Bu liste çok uzundur, hangi olayları anlatıp hangilerini bırakacağımı seçmek benim için zordu. Hikayelerini anlatamadığım kimseler ihlas ve vefada asla geride değiller. O insanlar Allah rızası için bu fedakarlıkları yaptılar. Hz. Mesih-i Mev’ud (as) şöyle buyurur: Benim sevgili arkadaşlarım! Sizi temin ederim ki Allah-u Teala, size dert ortağı olmak konusunda bana gerçek bir coşku ihsan etti. Ayrıca sizlerin iman ve irfanınızın çoğalması için bana gerçek irfan verildi. Bu irfana sizin de sizin nesillerinizin de çok ihtiyacı var. Sizin din işlerinde temiz mallarınızla destek olmanız için ben zuhur ettim. Herkes, Allah’ın ona verdiği genişlik, takat, güç nispetince bu yolda cimrilik etmesin ve malını Allah ve Resulünden üstün saymasın. Ondan sonra ben ellimden geldiğince kitaplarım vasıtasıyla Allah’ın pak ruhu (Cebrailin) bana getirdiği bu ilimleri ve bereketleri Asya ve Avrupa’ya yayacağım.
Huzur-i Enver daha sonra Vakfe Cedid’in 66. Yılının raporunu sundu ve 67. Yılın başladığını ilan ederek şöyle dedi: Allah’ın lütfu ile dünya çapında geçtiğimiz yıl Vakıf-ı Cedid kapsamında yaklaşık 13 milyon Sterlin toplanmış olup, bu rakam bir önceki yıla göre 700.000 Sterlinden fazla bir artış anlamına gelmektedir. Katılanların toplam sayısı bir milyon beş yüz elli bindir.
Huzur-i Enver hutbenin sonunda masum Filistinli Müslümanlar için tekrar dua çağrısında bulundu ve şöyle dedi: Herkes kendi çevresinde Filistinliler lehine konuşmalı ve insanları, özellikle de politikacıları bilgilendirmelidir. İsrail adaletsiz tutumundan vazgeçecek gibi görünmüyor. Hatta askerlerine bir mesaj göndererek 2024 senesinin de savaş yılı olacağını söylediler. Yüce Allah Filistinlilere merhamet etsin. Ayrıca savaşın tüm bölgeye yayılma tehlikesi olduğu ve bunun bir dünya savaşına yol açabileceği söyleniyor. Beyrut çevresinde bombardımana başladılar. ABD’nin saldırılarını azaltmalarını tavsiye etmesine rağmen bu saldırılar giderek artıyor gibi görünüyor. Ancak bunlar da sadece sözden ve beyhude seslerden ibaret gibi görünüyor. Sanki asıl amaçları Filistinlileri Gazze’den söküp atmak ve sonra da o toprakları ele geçirmekmiş gibi görünüyor. Yüce Allah Filistinlilere merhamet etsin ve ayrıca Müslümanlara akıl ve anlayış versin ve Çağın İmamı’nın çağrısını duymalarını ve kabul etmelerini sağlasın.