Namaz, Kuran-ı Kerim’in dilinden başka bir dilde kılınamaz. Ancak önceden tayin edilmiş bölümleri ve duaları tamamlandıktan sonra, Yüce Allah’acc kendi lisanınızda niyaz etmenize müsaade bulunmaktadır. Önceden tayin edilmiş namaz dualarını asla ihmal etmemelisiniz. Bilin ki, bu ilkeden ayrılmış olan Hıristiyanlar, her şeylerini kaybetmişlerdir. (Melfuzat, c.3; s.288)
Nedir namaz? O, tespih, tahmid, takdis, istiğfar[1] ve Resulüllah’asav salât-u selam ile Allah’acc niyaz edip, O’na boyun eğerek, gizlice Kendisine yalvarmak suretiyle edilen duadır. Onun için namaz kılmak üzere durduğunuz zaman, namaz ve istiğfarları, içinde hiçbir gerçek olmayan boş hareketlerden ibaret bilgisizler gibi, dualarınızda yalnızca önceden tanımlanmış Arapça kelimelere bağlı kalmayınız. Sizler, namazı eda ettiğinizde, Kuran’ın ve Peygamber Efendimizinsav öğrettikleri dualar dışında, bütün dualarınızı kendi lisanınızda eda ediniz ki, kalpleriniz kendi acz ve içtenliğinizden etkilensin. (Keşti-i Nuh- Nuh’un Gemisi, s.87)
Namazı asla bir vazife gibi kılmayın. Onu, kalbinizin yanıp eridiği bir şekilde eda edip, namaz esnasında sürekli duada bulunun. O, tüm zorlukların giderilmesinin anahtarıdır. Önceden tayin edilmiş namaz duaları ve tespihe ilaveten, kalbinizin eriyip gideceği şekilde kendi lisanınızda niyaz edin. O tüm hak hedeflere ulaşmanın yöntemi olduğu için, çabanızı bu duruma erişinceye dek sürdürün. Namaz esnasındaki tüm bedensel duruşlarınız, aynı zamanda kalbinizin durumunu da yansıtmalıdır. İbadet eden, namaz esnasında kıyamda durduğunda, kalbi de Allah’acc itaat için dimdik olmalıdır. Rükûa eğilirken ise, kalp de eğilmeli ve bedeni secdeye vardığında ise, kalbi de secde etmelidir. Bu kalbin, Allah-u Teâlâ’yı biran için bile terk etmediği anlamına gelir. Bu duruma ulaştığında, artık o tüm günahlarından kurtulmaya başlayacaktır. (Melfuzat, c.6; s.367-368)
Namaz, günahı terk etmek için bir araçtır. İnsanı günah ve ahlaksızlık karşısında emniyette kılması, namazın bir özelliğidir. Onun için bu tarz bir namazın arayışında olun ve namazınızı böylesi bir duruma getirin. Namaz, bereketlerin özüdür. Allah-u Teâlâ’nın rahmeti de, ancak namaz ile elde edilir. Yüce Allah’ıncc sonsuz bereketlerinin varisi olabilesiniz diye, namazı hakkıyla eda edin. (Melfuzat, c.5; s.126)
[1] Tespih: Allah’ıcc pak tanımak; Tahmid: Allah’acc hamd etmek; Takdis: Allah’ıncc kutsiyetini beyan etmek; İstiğfar: Yüce Allah’tan bağışlamasını istemek. (Mütercim)