Dünyanın Mevcut Durumunu Yansıtan Özel Anlar

Mirza Masrur Ahmed Hazretleri – V. Halifatü’l Mesih (aba)

GÜNCEL VE TOPLUMSAL MESELELER

Müslüman Ahmediye Cemaati’nin Dünya Çapındaki Başkanı Huzur ile, Dünyanın Mevcut Durumunu Yansıtan Özel Anlar

21 Mart 2022

Seyid Amir Safir, Birleşik Krallık

Huzur (aba), III. Dünya Savaşı’nı ve bir nükleer savaştan kaynaklanacak muhtemel radyoaktif etkileri ele alıyor.

Tasavvur edilmesi mümkün olmayan sonuçları bulunan muhtemel bir küresel çatışmanın eşiğinde dururken, örneğine rastlanmamış dönemlerden geçmekteyiz. Yakın zamanda gerçekleşen özel bir görüşme esnasında, V. Halifetü’l Mesih Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretlerine, IAAAE (Uluslararası Ahmedi Mimarlar ve Mühendisler Birliği) 2022 Yılı Sempozyumu’nda yaptığı konuşması ile bağlantılı olarak ve dünyanın mevcut koşullarını göz önünde bulundurarak, dünyanın şu anki durumu ve olası bir Dünya Savaşı’nın patlak vermesi hakkında birkaç soru sorma fırsatını buldum. Aşağıda, okuyucularımızın fayda elde etmeleri gayesiyle, görüşmenin metni bulunmaktadır.

Amir Safir: Huzur, IAAAE’deki konuşmanızı dinledikten sonra çok korktuk.

V.Halifatü’l Mesih, Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretleri: Ne bakımdan?

Amir Safir: Huzur, nükleer bir savaşın sonuçları hakkında sürekli konuşmanıza rağmen, (savaşın) ardından yeniden imar etme hakkında Huzur’un konuştuğunu, bu ilk kez duyuşumuz oldu. Oturduğum masadaki insanlar ciddi olarak Afrika’dan arazi almayı düşünüyorlardı. Bazı kimseler, şimdilerde durumun kızışıyor gibi göründüğünü söylüyorlar ve Allah korusun, eğer bu nükleer bir çatışmaya götürecek şekilde devam edecek olursa, böyle bir mahvoluş (yaşanacak) küresel bir felaket durumunda, biz bu erzaktan nasıl olup da faydalanacağız? 

Mirza Masrur Ahmad (aba) Hazretleri, Uluslararası IAAAE 2022 Sempozyumu’nda konuşmasını yaparken

V.Halifatü’l Mesih, Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretleri: Genellikle çetin koşullar altında bir kimse, kişinin gıda ve su tüketimini sürdürebileceği şekilde, en azından iki, üç aylık erzaktan istifade edebilir.

Ancak en kötü senaryo olarak, bir nükleer savaşın meydana gelerek, neticesinin de had safhada korkunç olması halinde – geriye ne kalacak ki? Allah’ın lütuf ve merhameti dışında, başka hiçbir şeyin kalması mümkün değildir.

Bu sebeple önce nükleer savaşın olduğu uç senaryoda geriye ne kalacağına, herhangi bir bitki örtüsü yahut hayvan yaşamı kurtulmuş mu diye bir bakmalısınız. Yeni bir yaşama bu şekilde başlanması gerekecek, çünkü nükleer savaşın ardından radyasyonun etkilerinin geniş kapsamlı sonuçları olacaktır. Yerin üstüne de, yerin altına da radyasyon nüfuz edecek ve genellikle insanların öldüğü yerlerde, bitkiler de ölecektir. Bilim insanları dediler ki, radyasyon birkaç yıl boyunca yerin üstündeki toprağa doğrudan etki edebilir. Bununla birlikte, radyoaktif elementler toprak tarafından emildiği için, yeraltındaki toprağın bile kullanılamaz hale gelmesi mümkündür. Kimi uzmanlar diyorlar ki, birkaç yılın ardından yeniden ekinleri yetiştirmek mümkün olabilir. Toprağın yerin birkaç metre derinliğine kadar çıkarılması gerekecektir ve o zaman bu toprağın bitki yetiştirmek üzere kullanılması mümkündür. Ancak bu noktada, yetiştirmek için tohumların olup olmadığına bakılmalıdır.

Kısacası bu, insanoğlunun tahayyül dahi edemeyeceği, olanak dâhilindeki böylesi dehşet verici ve korkunç bir senaryodur. Bu şartlarda kimin hayatta kalıp, kimin öleceğini, kim bilebilir ki? Bir süredir uyardığım üzere, bundan dolayı dünyanın dikkat kesilmesi ve aklını da başına alması gerekmektedir.

ABD’de, satın alınmak üzere fiyatları 1,5 milyon ila 4,5 milyon dolar arasında değişen sığınaklar yapıldığı söylenmektedir. Atom bombasına dayanabilecek yahut da karşı koyabilecek kapasitede oluşturulan bu sığınakları varlıklı insanlar satın almaktalar. Ancak yalnızca bir avuç varlıklı insanın hayatta kalıp, daha az zenginlerin yok olması ile ne fayda sağlayacaklar ki?

Gıda ve yiyeceğe erişim bakımından, şu sıralar gıda maddeleri Afrika’ya ihraç edilmektedir, ancak yiyeceği Afrika’dan sağlamamız gerekebilir. Afrika’nın – yahut dünyanın doğrudan etkilenmeyen diğer bölgelerinin – gelecekte dünyanın tahıl ambarı haline gelme ihtimali artabileceğinden, Afrika’da tarıma yatırım yapabiliriz.

Vadedilen Mesih (as), ‘Ey Avrupa! Sen emniyette değilsin ve ey Asya! Sen de korunmuş değilsin. Ey adalarda yaşayanlar! Hiçbir sahte ilah size yardım etmeyecek. Ben şehirlerin düştüğünü görmekteyim ve yerleşimlerin heba olduğunu…’ diye buyurduğunda, çok ilginçtir ki, burada Afrika’dan bahsedilmemiştir. Bu yüzden aklım, belki de Afrika kıtasının kurtulacağı ihtimaline yönelmektedir.

Amir Safir: Huzur, şu sıralar Afrika’nın bazı ülkelerindeki koşullar, sanki imkânları yokmuş gibi görünürken, Afrika’nın dünyayı nasıl besleyeceğini lütfen açıklar mısınız?

V.Halifatü’l Mesih, Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretleri: Afrika’da çok fazla potansiyel bulunmaktadır. Bu yetersizlik, doğru planlama, yatırım ve dürüstlük olmamasından kaynaklanmaktadır. Eğer adamakıllı planlama ve doğruluk tesis edilirse ve elde edilmiş menfaatlerden uzak durulursa, o taktirde Afrika’da kullanılmamış muazzam bir potansiyel vardır. Bu potansiyelin farkına varılması ve ondan uygun şekilde yararlanılması gerekmektedir.

Amir Safir: Huzur, sizin IAAAE konuşmanızda özetlenen, tekrardan imar etme vizyonunu gerçekleştirmeye uygulamada yardımcı olabilecek, birçok mühendis, mimar, doktor ve başkaları da bulunmaktadır. Bu becerilere sahip olmayan diğer Ahmediler, oyunun parçası olmak için ne yapabilirler?

V.Halifatü’l Mesih, Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretleri: Bir Ahmedi, bu felaket meydana gelmeden önce, dünyanın bu felaketten kurtulması için duada bulunmalıdır, keza meydana gelecek olursa da, afetten korunmak üzere dua etmelidir. Başka ne yapabiliriz ki? Önümüzde karanlığı gördüğümüzde, bu bizi, sonuçları hakkında başkalarına açıklama yapmaya yöneltir. Artık dünyayı ancak Allah kurtarabilir ve bu insanlara bir nebze sağduyu aşılayabilir yahut da kendilerine açıklama yapma çabalarını verimli kılabilir. Bunun içindir ki, yaklaşık bir iki sene önce dünya liderlerine, dünyayı yıkımdan kurtarmak üzere akıllarını başlarına almaları ve Yaratanları’nı yok saymamaları gerektiğini söylediğim mektuplar kaleme aldım. Ancak onlar (bunu) ne dikkate aldılar, ne de anladılar. Onlar, materyalizm tarafından alt edildiler ve onları ancak Allah’ın merhametinin kurtarması mümkündür.

Ancak şunu da unutmamalısınız ki, kimsenin tam olarak ne olacağını %100 kesinlikte söylemesi mümkün değildir. Eğer Allah’ın hükmü buysa, biz sadece Allah’ın bizi bu mahvoluştan kurtarması için dua edebiliriz. Ve eğer Allah’ın takdiri başka türlü ise, o halde Allah öyle kılsın ki, dünyanın her tarafından büyük insan kitlelerinin yok olacağı böylesi yaygın bir yıkım önlensin.

Amir Safir: Covid vasıtasıyla bazı insanların hayatlarını değiştirdiklerini gözlemledik. Öyle ki onlar ya Allah’a daha yakın oldular, ya da en azından ailelerine ve hayatın daha önce ihmal ettikleri daha önemli yönlerine daha fazla öncelik verdiler. Küresel bir çatışma da bir dönüm noktası ya da uyarı olma gayesine hizmet edecek mi?

V.Halifatü’l Mesih, Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretleri: Aslında bu bir uyarıdır. Böyle durumlarda Allah’a yönelen insanlar vardır. Ve benim birçok vesilelerle söylediğim şey budur, yani asil fikirli ve samimi şahıslar Allah’a ve dine yönelecekler. Ancak bunu yaptıklarında, hakikatin arayışında olan bu kimseler için bir yol gösterici olmalıdır. Bu yüzdendir ki, insanlar ile öncesinde temas kurmamız şarttır, öyle ki durum ortaya çıkınca ve insanlar ‘şimdi ne yapacağız?’ diye sorduklarında, kendilerini Allah’a doğru yönlendirmek ve bunun yolunu göstermek için daha sonrasında orada olabilelim. Ancak insanlarla önceden bağlantılarımız varsa, onlara daha sonrasında rehberlik etmemiz mümkündür. Eğer bunun öncesinde doğru dürüst etkileşimlerimiz yoksa işimiz daha zor olacak, çünkü insanlar bizim kim olduğumuzu bile bilmeyecekler.

Bu nedenle, İslam Ahmediyet’in mesajını çok geniş bir ölçekte her yere yaymalıyız. İnsanlara hedeflerimizin neler olduğunu iletmek ve insanoğlunu Allah’a doğru getirme gayemizi özetlemek zorundayız. Onlara açıklamalıyız ki, dünyayı felaketten kurtarmak için insani değerlere saygı göstermeye mecburuz.

Amir Safir: Huzur, böylesine alabildiğine yayılmış bir yıkım durumunda, birçok iletişim biçiminin imha olabileceği bir zamanda, bizlerin mesajımızı etkili bir şekilde iletmemiz nasıl mümkün olabilecek?

V.Halifatü’l Mesih, Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretleri: Yerdeki bazı tesisler imha edilmiş olsa da, uzayda hala uydular kalması mümkündür ve normal iletişimi devam ettirmek üzere kullanabileceğimiz uydu telefonları gibi araçlar ile iletişimi sürdürmek olasıdır. Kullanabileceğimiz başka iletişim biçimleri veya sistemler de olabilir. Afrika ve diğer bölgeler yıkımdan korunmuş olurlarsa, kurtulanlar farklı bölgelerdeki başkalarıyla iletişim kurabilirler. Ancak koşulların ne olacağını görmek için beklememiz gerekecek. Belki bazı bölgelerde bir dereceye kadar yıkım gerçekleşecek, ancak diğer alanlarsa kurtulacak. Bazen Allah, daha küçük bir alanı örnek kılarak bir ders verir, ancak tam bir yok oluşa neden olmaz. Allah, insanoğlunun yerel bir tahribatla baş etmekteki acizliğini göstermek üzere belli bir alanda bir örnek sağlayabilir, öyle ki bu, ‘bir tahayyül edin, böyle bir yıkım eğer çok daha geniş bir alanda meydana gelseydi’ diye ortaya konan bir ikaz niteliğindedir.

Amir Safir: Huzur, Hiroşima’ya gittiniz ve orada bulunan müzeyi gezdiniz. Acaba Huzur, buranın atom bombası ile ilgili neler sergilediğini paylaşabilir mi?

V.Halifatü’l Mesih, Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretleri: Hiroşima’da (durumu) tasvir eden çok sayıda maket ve resim bulunmakta. Örneğin, bir yerde otururken atom bombasının çarpmasıyla o pozisyonda dona kalmış birisi. Bazıları bu pozisyonda şoka uğramış ve vücutlarından etleri eriyip açığa çıkmış şekilde ölmüşler. Mesela kubbe ve demir çubukları ile (görünen) gibi, patlamadan kurtulan bazı binalar muhafaza edilmiş. Bazen de insanlar patlamanın ardından bulundukları yerde donup kaldıkları halde, hemen ölmemişler.

Kur’an-ı Kerim ayetlerinin tefsiri yoluyla Yüce Allah bize öyle bir ateş yahut yıkım anlatmaktadır ki, onun (etkisi) insanın kalbine bedeninden önce ulaşabilecektir.

Bunlar bize, böylesi felaketlerin insanı birdenbire kuşattığını söylemektedir.

Hiroşima müzesinde nükleer bombanın atılmasından sonraki sahneyi gösteren maketler. Doğrudan etkilenenlerin derileri, yoğun ısı ve radyasyon nedeniyle kelimenin tam anlamıyla erimiş.

Amir Safir: Huzur, son dönemdeki diğer savaş ve çatışmalarda, bir ölçüde çocuklarımızı haberlerden korumayı başarabilmiştik. Ancak mevcut durumla birlikte çocuklar, haberler karşısında oldukça korumasız kalmaktalar. Yeğenim, okulunda sınıfa savaş durumunda ne yapacakları ve burada Birleşik Krallık’ta nasıl hazırlanacakları hakkında talimatlar verildiğinden bahsetti. Mesela, yer altı sığınaklarını bulmak ve el feneri gibi diğer gerekli unsurların hazır tutulması gibi. Kızım bana çok korktuğunu ve aynı şeyi hisseden başka birçok çocuk bulunduğunu söyledi. Bu durumdaki çok korkmuş çocuklarımızı nasıl rahatlatabiliriz.

VHalifatü’l Mesih, Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretleri: Feraset ve anlayışınıza göre çocuklara açıklamalarda bulunabilirsiniz. Kendilerine açıklayın ki, Yüce Allah, adalet hakkı gasp edildiğinde, Allah’ın hakları yok sayıldığında, maddiyatçılık, açgözlülük ve dünyaperestlik insanları bütünüyle kuşattığında, sonuç bu olacaktır diye buyurmuştur. Dünyanın bu yolu benimsemesi sonucunda ulaştığı derin uçurumu gözlemlememiz mümkündür ve bunun mantıksal sonucu ise savaşın patlak vermesidir. Eğer dünya bir savaşı engellemeyecek olursa, sonuç felaket ve yıkım olacaktır. Sağ kurtulacak bazıları olurken, kimileri hayatta kalamayacaklar.

Bununla birlikte, İkinci Dünya Savaşı sırasında, keza Hiroşima ve Nagazaki’de meydana gelen yıkıma rağmen, bütün şehirler yeniden inşa edilip, ardından yeniden geliştirildi. Yine de bizler çaba göstermeliyiz, çünkü yaşam da ölüm de ancak Allah’ın elindedir. Hayatta kalanların uzun vadeli etkilerden, ıstıraplardan ve korkulardan kurtulup korunmaları için duada bulunmalıyız. Ancak her şeyden önce, Allah bizleri kurtarsın ve bunu engellesin diye dua etmeliyiz.

Çocukların duaları özellikle kabul edilir. Bu sebeple çocukların namazlarını arttırmaları için gayret edin ve dikkatlerini duaya çekin.

Amir Safir: Bazı insanlar mevcut Rus/Ukrayna çatışmasında taraf tutmaktalar.

V. Halifatü’l Mesih, Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretleri: Kimin doğru, kimin yanlış olduğu hakkında herkesin bir duruşu olacaktır. Kimse %100 doğru olmadığı gibi, kimse de %100 yanlış değildir. Gerçeklere ve olaylara bir bakın ve ardından bir görüş oluşturun.

Amir Safir: Huzur, herkesin aklındaki en büyük soru, savaşı önlemek ve dünyayı nükleer bir savaştan ya da küresel bir çatışmadan kurtarmak için, hala bir şans var mı?

V. Halifatü’l Mesih, Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretleri: Allah’a ve O’nun mahlûkatına karşı sorumluluklarımızı yerine getirecek olursak, hala bir şans vardır. Bununla birlikte akılda tutulması önem arz eden ve Vadedilen Mesih’in (as) de buyurduğu, insanlar başkalarına karşı adaletsizlik, zulüm ve acımasızlıkta bulunduklarında, onlar bu dünyada cezalandırılacaklardır. Allah’ın gazabı, başkalarına karşı yapılan adaletsizlik ve kötülük sebebiyle bu dünyada iner.

Dini meselelerde Allah, tam bir helak meydana getirmezken, böylesi bir mahvoluş insanların haklarının yerine getirilmemesi sebebiyle ortaya çıkar. Dini meselelerin cezasını Allah ahirette gerçekleştirecektir. Örneğin, şirkte bulunanlara Allah’ın gazabı, gelecek yaşamda tecelli edecektir.

Amir Safir: Derhal yapabileceğimiz başka bir şey var mı, Huzur?

V. Halifatü’l Mesih, Mirza Masrur Ahmed (aba) Hazretleri: Duada bulunmaya devam etmeliyiz ki, insanlar Allah’a ve O’nun mahlûkatına karşı gerekli sorumluluklarını yerine getirsinler, keza fesat ve didişme de sona ersin.

Putin’e yazın, Biden’a yazın, NATO liderlerine de, savaşa girmemeleri keza savaşa yol açacak ve dünyayı yok edecek önlemler almamaları için yazın. Hangi ülkede ikamet ederlerse etsinler, oradaki insanlar, mümkün mertebe kendi liderlerine yazmalıdırlar.

The Review of Religion dergisinden alınmıştır.

Tercüme eden: Mehmet Önder

Önceki

18.03.2022 – Hz. Resulüllah’ın (sav) yüksek mertebeli sahabesi ve 1. Halifesi hz. Ebubekir Sıddik’in (ra) güzel vasıfları

Sonraki

Hz. Mehdi nasıl tanınacak?