Hz. Ahmed (as) Hakkında Değişik Yazılar - Müslüman Ahmediye Cemaati

Hz. Ahmed (as) Hakkında Değişik Yazılar

Hz. Ahmed (as) hakkında değişik düşünürlerin ifadelerinden bir kısmını aktarmak faydalı olacaktır. Bu yazılar eski ve yeni, Müslüman ile gayri Müslim, her çeşit yazar ve bilginlerden alınmıştır. Bunlardan hiçbirisi Hz. Ahmed’in (as) kendi yandaşlarından değildir. Hatta bazı bilginler Hz. Ahmed (as) ve cemaatine muhaliftirler. Ancak yine de Hz. Ahmed’i methetmekten kendilerini alamamışlardır.

Curson Gazette adlı gazetenin yazı işleri müdürü Mirza Hayret Dehlevi:

“Merhum’un Ariyalar ve Hıristiyanlara karşı İslamiyet’e yaptığı yüce hizmetler gerçekten takdir edilmeye değerdir. Sadece bir Müslüman olarak değil, bir araştırmacı olarak, en büyük Ariya ve en büyük papazın bile Merhum’un önünde ağzını bile açamadığını itiraf etmeye mecburuz. Bugün bütün Pencap, hatta Hindistan’ın yüksek tabakasında bile onun kadar kuvvetli yazı yazabilecek birisi bulunmamaktadır. Onun çok kuvvetli literatürü kendi şanında eşsizdir. Gerçekten onun bazı yazılarını okumakla insan, vecde benzeyen bir duruma kapılır.”  [1]

Hindu ‘İnder’ gazetesi yazı işleri müdürü: “Mirza Bey (Hz. Ahmed A.S.) bir özelliği ile (Hz.) Muhammed’e (sav) çok benzemekteydi. Bu özelliği de, hangi gaye uğruna olursa olsun, kendi istikbali (yani hiç yılmaması) idi. Son nefesine kadar inancına bağlı kalmasına ve asla sarsılmamasına sevinmekteyiz. [2]

Pioneer Gazetesi yazı işleri müdürü: “Mirza Bey iddiası konusunda asla şüpheye düşmemiştir. O tam içtenlikle ve ihlas ile kendisine İlahi kelamın indiğine inanıyordu. Din sahasında yeni bir hareket (ve canlılık) başlatmış olanlar, kendi tabiatları bakımından, İngiltere’nin başpapazına nazaran Mirza Gulam Ahmed’e (as) daha fazla benzemektedirler… Kısacası, Kadiyan’ın bu Peygamberi her zaman dünyaya gelen (ve dünyada bulunan) insanlardan değildir.” [3]

Mr. Walter, Sec. A.İ.C.A.: “Mirza Bey’in kendi alışkanlıklarında çok sade ve feyzane hislere sahip olduğu her her bakımdan ispat edilmiş  bir gerçektir. Kendi muhaliflerinin çok şiddetli muhalefeti ve eziyet vermelerine mukabil gösterdiği ahlaki cesaret şüphesiz methedilmeye değerdir. Aralarından en az iki kişinin inançları uğruna Afganistan’da canlarını verdiği insanların dostluklarını ve vefalarını ancak onun (Mirza Ahmed) gibi mıknatıs çekiciliğine ve insanları cezbeden güzel ahlaka sahip olan insanlar kazanabilirler. Onlar (canlarını feda ettiler) ama Mirza Bey’i terk etmediler. Ben bazı eski Ahmedi Müslümanlara, neden Müslüman Ahmediye Cemaatine katıldıklarını sordum. Onların çoğu, en büyük sebeplerinin, Mirza Bey’in kişisel etkisi ve çekiciliği ve mıknatıs özelliğine sahip olan şahsiyeti olduğunu söylediler… Bir Müslüman’ın, Müslüman topluluklarında boşuna aradığı sevgi ve iman ruhunun, Hz. Ahmed’in Cemaatinde bolca bulunduğunu Kadiyan’a giden her insan görebilir.” [4]

Sadık-ul Ahbar Gazetesi yazı işleri müdürü:“Mirza Bey, kuvvetli konferansları ve yüce eserleri vasıtasıyla İslam muhaliflerini, onların anlamsız ve boş itirazlarına susturucu cevaplar vererek ebediyen susturmuş ve hakkın hak ve gerçek olduğunu göstermiştir. Gerçekten Mirza Bey İslamiyet sevgisinin hakkını eda ederek, İslam dinine hizmet etmiş ve hiçbir eksiklik bırakmamıştır. Böyle azimli bir insan, İslam koruyucusu, Müslümanların yardımcısı, eşsiz bilgin ve benzeri bulunmayan bir aydının zamansız ölümüne üzülmek, adalet ve insafın bir gereğidir.” [5]

Tehzib-ün Niswan yazı işleri müdürü:“Mirza Bey merhum, çok mukaddes ve ermiş bir evliyaullah idi. O, en katı kalpleri bile yumuşatabilecek bir hayır kuvvetine sahipti. Kendisi çok bilgili bir din bilgini, yüce bir himmete sahip bir ıslah edici ve temiz yaşayışın en seçkin bir örneği idi. Biz her ne kadar din bakımından kendisinin Vadedilen Mesih olduğuna inanmıyorsak ta onun hidayet verme ve yol gösterme niteliği gerçekten Mesih gibidir.” [6]

Siyaset Dergisi yazı işleri müdürü Seyid Habib:“Ariya (Hindular) ile Hıristiyan misyonerleri İslamiyet’e çok şiddetli bir şekilde saldırmaktaydı. Varolan tek tük din bilginleri İslam Şeriatını savunmak gayesiyle işe koyuldular. Fakat onlardan hiçbirisi fazla başarıya ulaşamadı. O zaman Mirza Gulam Ahmed (as) sahaya indi ve Mesihî papazlar ve Ariya (Hindu) din bilginlerine karşı İslamiyet adına göğüs germeye niyetlendi… Hiç çekinmeden, Mirza Bey’in bu görevi en güzel bir şekilde ve güzellikle ifa ettiğini ve İslam muhaliflerini yenilgiye uğrattığını söyleyebilirim. İslamiyet hakkında onun bazı makaleleri eşsizdir.” [7]

Vekil Gazetesi yazı işleri müdürü:“O şahıs çok büyük bir zattı. Onun kalemi sihirli ve lisanı da sihir idi. O, olağanüstü ve hayret verici beyin gücüne sahipti. Onun bakışı sihirbaz ve sesi de kıyamet idi. Onun parmakları içinde sanki cereyan kabloları yatmaktaydı. Onun iki avucu, iki pile benzemekteydi. O şahıs otuz seneye kadar dinler dünyasında bir fırtına ve deprem olarak kaldı. O, kıyamet gürlemesi olarak, uyuyanları uyandırmaya devam etti… Din ve mantık dünyasında inkılaplar yaratanlar hergün dünyaya gelmezler. Tarihin bu seçkin çocukları çok az ortaya çıkarlar ve ortaya çıktıkları zaman da bu dünyada bir inkılap yaratarak herkese gösterirler. Mirza Bey’in ölümü, bazı iddiaları ve inançlarıyla şiddetli ihtilafa rağmen, bu ebedi ihtilaflar vasıtasıyla Müslümanlara; evet bilgili ve aydın Müslümanlara çok büyük bir zatın, büyüklerinden birisinin kendilerinden ayrıldığını kendilerine inandırmış ve hissettirmiştir. Onun ölümüyle İslam düşmanlarına karşı, kendi zatına bağlı olan İslamiyet’in yüce savunması da sona ermiştir. Onun İslam muhaliflerine karşı zafere ulaşmış bir generalin görevini eda etme özelliği, bizi onun yüceliğini kabul etmeye mecbur bırakmaktadır. Gönül ister ki onun başlattığı, İslam düşmanlarını uzun müddet yenilgiye uğratmış ve cevapsız bırakmış olan hareket bundan böyle de devam etsin… Mirza Bey’in Hıristiyanlarla Ariyalar aleyhinde hazırladığı literatür, herkes tarafından beğenilmiş ve herkesin methini kazanmıştır. Bu özellik bakımından onun eserleri hiçbir tanıtıma muhtaç değildir. Bugün onun eserleri kendi işini tamamlamışken, onların yüceliğini ve güzelliklerini içtenlikle kabul etmeye mecburuz…. Gelecekte Hindistan’ın dinler dünyasında bu yüce şana sahip bir zatın belirlenmesi beklenemez…. İslam muhaliflerin saldırısına maruz kalmıştı. Müslümanlar da kendi suçlarının cezası içerisinde kavrulmaktaydı ve İslam dini uğruna hiçbir şey yapmıyorlar yahut yapamıyorlardı. Savunma o derece güçsüz idi ki toplara karşı oklarımız dahi yoktu. Karşı saldırı yahut öz müdafaa asla mevcut değildi. İslamiyet’i müdafaa etmek Mirza Bey’e nasip oldu. Onun müdafaası, (İngiliz) saltanatın idaresi altında bulunmaktan dolayı Hıristiyanlığın özelliği haline gelmiş bulunan Hıristiyanlık etkilerinin ilk izlerini paramparça etti. Hıristiyanlık tılsımı duman gibi yok olmaya başladı. Kısacası Mirza Bey’in bu hizmeti gelecek nesilleri bile kendisine teşekkür borçlu bırakacaktır. O, kalem ile cihat edenlerin ilk saflarında ve en önde bulunarak İslamiyet’i savunmanın farzını eda etmiştir ve geride çok yüce eserler bırakmıştır. Müslümanların damarlarında taze kan bulundukça ve İslamiyet’i müdafaa etmek onların milli özelliği olarak görüldükçe, Mirza Bey’in eserleri de yaşayacak ve varolacaktır.” [8]

Meşhur şair ve düşünür Allame Dr. Muhammed İkbal: “Herhalde Kadiyanlı Mirza Gulam Ahmed, şu anda Hindistan’da bulunan Müslümanların en büyük dini mütefekkiridir.” [9]

Mevlana Ebulkelam Azad:“Mirza Bey’in ebedi ayrılığı tahsil görmüş ve aydın Müslümanlara çok büyük bir liderlerinin kendilerinden ayrıldığını hissettirmiştir. O, İslamiyet’e muhalif olanlara karşı, zafere ulaşmış bir generalin görevini sürdürmüştü. Onun eserlerinin değerini ve yüceliğini kabul etmeye mecburuz. Kısacası Mirza Bey’in bu hizmetleri gelecek nesilleri bile kendisine teşekkür borçlu bırakmıştır. O, kalem ile cihat edenlerin ilk saflarında bulunarak İslam savunması görevini eda etmiştir. Bu eserleri hiçbir zaman göz ardı edebilmek mümkün değildir. Gelecekte onun gibi yüce şanlı birisinin dinler dünyasında belirmesi beklenemez.” [10]


[1] Curson Gazette; Delhi; 1 Haziran 1908

[2] İnder Gazetesi; Lahore

[3] Pioneer Gaz; İlah Abad; 30 Mayıs 1908

[4] Ahmadiyya Movement; Mr. Walter M.A.; Sec. All İndia Christian Association

[5] Sadık-ül Ahbar Gaz; Rewari; Bedir; 20 Ağustos 1908; S.6

[6] Tehzib-ün Niswan Dergisi; Lahore

[7] Tehrik-i Kadiyan; S.208-209

[8] Millet Gazetesi; Lahore; 7 Ocak 1911; S.13-15

[9] Indian Anti Q.Dergisi; C.29; Eylül 1900; S.239

[10] Vekil Gazetesi; Amritsar; Bedir Gazetesi; 18 Haziran 1908

Bir Öncekini Oku

Hz. Ahmed’in İddiasının Doğruluğu

Bir Sonrakini Oku

Mehdi (as)’ın Vefatı