Teşehhüd ve Teavvuz okuduktan sonra Mirza Masrur Ahmadaba Hazretleri, Allah’ın lütfu ile MTA’nın (Müslüman Ahmediye Televizyonu) uluslararası konferansını hafta sonunda yapabildiğini söyledi. Huzuraba (konferansa) katılımda bulunan herkesin, bundan fayda elde edebilmesi için duada bulundu.
Mükemmel Rehberliği Yaymanın Çağı
Huzuraba, Peygamber Efendimiz’insav devrinin gerçek hidayetin tekâmül çağı olduğunu bildirdi. Ardından Vadedilen Mesih’inas devri gelmiştir ki, o da bu mükemmel rehberliğin tebliğinin tamamlanması içindir. Bundan dolayıdır ki, Vadedilen Mesih’inas en büyük görevi, Hazreti Peygamber’insav öğretilerini tüm uluslara ve insanlara yaymaktı ve bu büyük amaca ulaşmak üzere (gerekli tüm) imkânları Yüce Allah bizzat temin etmiştir.
Huzuraba buyurdu ki, Vadedilen Mesih’inas döneminde bir mesajı yaymanın en etkili yöntemleri yazılı mecra idi. Bu sebeple Vadedilen Mesihas birçok kitap ve makale yayınlayarak, İslam’ın pak öğretilerini kitlelere yaymıştır ve bu yolla onu saldırılar karşısında da savunmuştur. Vadedilen Mesihas son nefesini (verene) kadar İslam’ın asıl öğretilerini yalnızca kendi ulusunun içinde değil, sınırların ve kıtaların ötesinde de yaymak bakımından vazifesini sürdürmüştür. Nitekim tarih şahittir ki, Vadedilen Mesihas yaşarken mesajı, bir dizi mecrada yer bulmuş bir şekilde, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Birleşik Krallığa ulaşmıştır.
Halife’nin Sesinin Duyulması İçin Yeni Bir Yol
Huzuraba buyurdu ki, daha sonra Ahmediye Hilafeti’nin kurulması ile İslam’ın ve Ahmediyet’in yayılması hızla gelişerek devam etti. 1938’de Halife’nin sesi hoparlörün kullanılmasıyla daha çok ve pek çok insana ulaştı. Bu, ilerlemenin devrim niteliğinde bir vasıtası ve İslam’ın öğretilerini iletmenin de dikkate değer bir yolu olarak görüldü. Ancak insanlar tam buna sevinirlerken İkinci Halife (Hazretlerira) buyurdu ki, Halife’nin Kadiyan’dan bütün dünyaya ulaşacak bir hitapta bulunacağı zaman yakındır. Daha sonra ise, farklı ülkelerde (bulunan) din görevlileri, İslam ve Ahmediyet’in mesajını geniş ölçüde yaymak üzere radyoyu kullanacaklardı.
MTA’ın Kurulması & Yeryüzünün Her Köşesine Ulaşmak
Huzuraba buyurdu ki, eğer hızla bugüne gelecek olursak, Allah’ın lütfuyla bizler, televizyon vasıtasıyla İslam Ahmediyet’in mesajını dünyanın her köşesine yayabilmekteyiz ki, bu ‘Senin mesajını dünyanın dört bir köşesine Ben yayacağım’ gaybi haberinin net bir şekilde gerçekleşmesidir. MTA vasıtasıyla dünyanın farklı yerlerinde kurulan 19 MTA stüdyosu, keza diğer ülkeler ile birlikte en kaliteli kaynaklar kullanılarak, yeni programlar ve en modern yapımlar oluşturulmaktadır ki, bunlar sadece İslam ve Ahmediyet’in mesajını yaymak uğrunadır.
Huzuraba, çeşitli dillerde programların yapıldığını ve bu sayede İslam’ın mesajının dünyanın her yerinde yayınlanmasının sağlandığını da belirtti. MTA tek bir kanal olarak başlamış olsa da, şimdi yeryüzünün farklı bölgelerinin ihtiyacını karşılayan birçok kanal bulunmaktadır. Sadece bizim imkânlarımızla ve insan gücüne dayalı olsaydı, böyle bir gelişme asla mümkün olamazdı. Bu ölçüde bir şey, ancak Allah’ın lütfu ile mümkündür.
Huzuraba MTA tarafından yapılan çeşitli türde programlara vurgu yaparak, hepsinin Ahmediyet’e ahlaki eğitim vermekte ve Cemaat dışından insanlara da İslam’ı tanıtmakta çok faydalı olduklarını kanıtladıklarını belirtti.
Huzuraba dünyada kendisiyle tanışmamış pek çok kimsenin bulunduğunu, ancak MTA’nın bereketleri sayesinde insanların kendisi ile doğrudan bir münasebet kurabildiklerini ve Hilafet ile olan bağlarının güçlendiğini açıkladı. Şimdi ise sanal toplantılar yoluyla Huzuraba, İngiltere’de oturduğu yerden dünyanın her yerinden insanlar ile toplantılar yapabildiğini söyledi. Bu gelişmeyi görünce insan, Halife’nin sesinin bütün dünyada canlı olarak duyulacağını önceden haber veren İkinci Halife Hazretleri’nira hatırlamaktan kendini alamaz.
Huzuraba buyurdu ki, bu Cemaat’in hem manevi hem de yönetsel birliğinin artması, MTA aracılığıyladır. O mesafeleri bertaraf eder ve engelleri kaldırır, keza Vadedilen Mesih’inas Cemaati’nin, Hilafet’in eli altında birlik için de kalmasını sağlar.
Huzuraba bir keresinde bir devlet yetkilisine MTA’dan bahsederek, onun herhangi bir devlet desteği almadığını ve reklam da yayınlamadığını söylediğini beyan etti. Bu yetkili, küresel bir kanalın bir ticarileştirme olmadan nasıl böyle yönetilip gelişebileceği konusunda şaşıp kaldı. Huzuraba bunu şöyle açıkladı. Bu sadece MTA’nın, Allah’ın Vadedilen Mesih’eas, ‘Senin mesajını dünyanın dört bir köşesine Ben yayacağım’ diye bildirdiği büyük gaybi haberinin tecellisi olmasındandır. Bu nedenle Huzuraba buyurdu ki, dünyadaki tüm MTA çalışanları minnettarlığımızı hak etmektedirler. Huzuraba kalbinin onlar için şükranla dopdolu olduğunu belirterek, MTA’nın tüm çalışanları ve gönüllüleri için duada bulundu.
Bu özet The Review of Religions tarafından İngilizce olarak hazırlanmıştır.