Cismani vücudun üçüncü mertebesine karşı gelen ise ruhani vücudun üçüncü mertebesidir. Kuran-ı Kerimde cismani vücudun üçüncü mertebesi şu ayette beyan edilmiştir.
Yani sonra Biz o kan pıhtısını bir et parçacığına dönüştürdük. İşte cismani vücut için pak ve tertemiz sayılabilen ilk aşama budur ve önceki aşamalara göre daha da yoğun ve kıvamlı sayılır. Sperm sıvısı ve “alaka” denilen kan pıhtısı aşamalarının her ikisi de pis idiler ve kıvamlılık anlamında da daha ince ve sıvımsı. Oysaki Arapçada “madga” adıyla anılan et parçacığı ise artık pis sayılmaz ve kıvam olarak da sperm sıvısı ve kan pıhtısına göre daha kalıcı ve yoğun bir kıvama sahiptir. Ruhani vücudun üçüncü mertebesi de aynen böyle olur ve ona işaret eden ayet te şudur;
[1]
Anlamı da şudur ki mümin daha da ilerleyince sadece abes ve beyhude işlerden kenara çekilmeyi yeterli görmeyip her insanın içinde doğal olarak var olan eli sıkılık ve cimrilik ve pintiliğin pisliğinden kurtulmak için zekâta yönelir ve Allah uğruna malının değerli bir bölümünden vazgeçer. Zekâtın adı şunun için zekâttır ki insan sadece Allah için çok sevdiği malını vererek cimriliğin ve eli sıkılığın pisliğinden kurtulur. Doğal bir meyil olan eli sıkılıktan arınınca insan saf ve tertemizlik konusunda epey bir yol kat ederek O pak zatla bir münasebet kazanmış olur.
O pak zata gönül bağlayan kimse ancak kendisini de pak ederse Onu bulabilir.
Bu mertebe ilk iki aşamada nasip olmaz. Sade huşu ve acizlik göstermek veya abes ve beyhude meşgalelerden uzak durmak eli sıkı ve parayı seven cimriliğin pisliklerini içinde bulunduran kimse tarafından da gösterilebilir. Ama sadece Allah için hayati önemi olan ve ekonominin temelini sağlayan ve ciddi bir çaba ve ter dökme neticesinde elde edilen paradan vazgeçince bu pislik de temizlenir ve aynı anda iman da bir şiddet ve sertlik kazanır. İlk iki aşamadaysa gizli bir necaset ve pislik mevcuttur ve üçüncü mertebenin sunduğu tertemizlik söz konusu değildir. Abes ve beyhude işlerden kenara çekilmek sadece şerri terk etmek demektir. Şer de öyle bir şer ki hayati bir önemi yoktur ve terk etmesi ciddi sonuçlar doğurmaz. İnsan nefsi böyle basit şerleri terk etmeyi ağır bulmaz. Ama ter döküp edinilen malı Allah için feda etmek bir hayır işidir ve tüm nefsanî pisliklerden beter olan paraya bağlılığı siliverir; kalbi bu yönden iyice temizler. Bu imanın üçüncü derecesidir ve ilk iki dereceden üstün ve âlâdır. Buna mukabil cismani vücudun üçüncü mertebesiyse Arapçada “madga” kelimesiyle anılan, et parçacığı anlamından gelen mertebedir ki ilk iki aşaması olan sperm sıvısı ve kan pıhtısından (alaka) üstün ve faziletlidir ve paklığı bunlara göre bambaşkadır. Hem sperm sıvısı, hem “alaka” denilen kan pıhtısı içlerinde gizli pislikler içeren haletlerdir. Oysaki “madga” denilen et parçacığı haleti nispeten son derece pak ve tertemizdir. Nasıl ki rahmin içinde et parçacığına dönüşmüş bebek sperm sıvısı veya kan pıhtısına göre daha gelişmiş ve temizdir ve aynı zamanda rahimle olan ilişkisi de daha kuvvetli ve şiddetlidir, kıvamı da daha yoğundur ve genel olarak daha sağlamdır, aynı şekilde ruhani vücudun üçüncü mertebesinde de müminin durumu Allah’ın anlattığı gibi;
[2]
Ayetiyle anlatılır. Yani mümin odur ki nefsini para sevgisi ve eli sıkılıktan arındırıp ter döküp elde ettiği malı Allah için harcar. Bunu tamamen kendi isteği ve iradesiyle yapar. Dolayısıyla ruhani vücudun üçüncü mertebesinde de cismani vücudun üçüncü mertebesinde (madga) olan üç ayırt edici özellik mevcuttur. Sebebi de şudur ki mal mülk sevgisinden kurtulup alın teriyle kazanılan malı Allah için harcayabilmek ve sadece O’nun rızası için başkasına verebilmek salt beyhude işlerden kenara çekilmeye göre daha gelişmiş bir haldir ve gerçek anlamda içsel pisliklerden ancak bu mertebede arınılır; Rahim olan Allah ile olan alaka da artar. En sevdiğimiz mala elveda demek abes meşgalelerden kurtulmaktan çok daha zordur ve insanın nefsi için gerçekten ağır bir iştir. Bu ağır yükünü kaldırdığı içindir ki Rahim olan Allah ile alakası güçlenir ve zor bir şeyi başardığı için imanın şiddeti ve sağlamlığı da artmış olur.
[1] Müminun suresi 5. ayeti
[2] Müminun suresi 5. ayeti