Kuran-ı Kerim’in bir ayet-i kerimesinden de anlaşıldığına göre, namazdan sonra “tesbih ve tahmid” ile Allah’ı anmalıyız. Yani Rabbimiz’in yüceliğini beyan ederek O’na hamdetmeli ve böylece Yüce Rabbimiz’i zikretmeliyiz. Hak Tealacc Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
Okunuşu: Fe iza gazaytümüssalate fezkürullahe
Meali: “Namazı tamamladıktan sonra Allah’ı zikredin.”[1]
Namazdan sonra zikr-i ilahi yapmak, yani Rabbimizi anmak, Hz. Resulüllah’ınsav sünnet-i seniyesinden de sabittir. Hz. Ayşera, Hz. Resulüllah’ınsav namazdan sonra uzun bir müddet aşağıdaki duayı okuduğunu beyan etmiştir:
Okunuşu: Allahümme entesselâmü ve minkesselâmü tebarekte ya zelcelâli vel ikram
Meali: “Ey Allah’ım! Gerçek barış ve selamet Sensin. Gerçek barış ve emniyet de ancak Senden elde edilebilir. Ey yücelik ve gerçek şan ve kerem sahibi Allah’ım! Sen gerçekten bütün bereketlerin sahibisin.”[2]
Bazı hadis kitaplarının bildirdiğine göre, Hz. Resulüllahsav bazen ashabı ile birlikte oturur ve kendisinden hayır duasında bulunmasını isteyenler için ellerini kaldırarak dua ederdi. Ancak Hz. Ayşe’ninra bildirdiğine göre namazdan sonra ellerini kaldırarak dua etmek, Hz. Resulüllah’ınsav genel alışkanlığı değildi. Bazı hadislerde zikredilen bu istisnai durum, maalesef Müslümanlar tarafından yanlış bir şekilde genel bir uygulama haline dönüştürülmüştür. Bunun neticesinde bazı Müslüman fırkalar bunun Hz. Resulüllah’ınsav bir sünneti olduğuna inanırlar. Oysa, her namaz sonrası ellerini kaldırarak dua etmek, Hz. Resulüllah’ınsav genel olarak benimsediği bir durum değildir. Müslüman Ahmediye Cemaati’nin inancına göre namazdan sonra elleri açarak dua etmek Allah’ın Habibi olan Muhammed-i Mustafa’nınsav genel bir sünneti değildir. Aksine elleri açmadan bir müddet Rabbi’ni zikretmek Hz. Resulüllah’ınsav gerçek sünnet-i seniyyesidir.
Hz. Resulüllahsav yukarıda zikredilen dua dışında aşağıdaki duaları da okuyarak namazdan sonra Rabbi’nicc zikrederdi:
Okunuşu: Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerîke lehü, lehülmülkü ve lehülhamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir.
Meali: “Allah’tan başka ibadet edilmeye lâyık olan yoktur. O, tekdir. Onun ortağı yoktur. Mülk (yani gerçek hükümranlık) O’nun elindedir. Hamd da ancak O’na mahsustur. O’nun herşeye gereğince gücü yeter.”
Okunuşu: Allahümme lâ mania lima a’teyte ve lâ muğtiye bina manağte ve la yenfeu zelceddi minkelceddü [3]
Meali: “Ey Allah’ım! Senin verdiğini hiç kimse durduramaz ve Senin engellediğini hiç kimse veremez. Senin yüceliğine karşı hiçbir yücenin yüceliği kendisine bir fayda kazandırmaz.”
Okunuşu: Allahümme e’inni alâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibadetike.
Meali: “Ey Allah’ım! Bana yardım eyle ki Senin zikrini tam olarak yapabileyim ve Sana tam olarak şükranlarımı beyan edebileyim ve ibadetini de en güzel bir şekilde yerine getirebileyim.”
Okunuşu: Sübhane Rabbike Rabbil izzeti ‘amma yesıfün ve selamün alel mürselin velhamdü lillahi Rabbil âlemin.
Meali: “Yüceliğe sahip olan Rabbin, Kendisi aleyhinde ileri sürdükleri suçlamalardan uzak ve yücedir. Bütün resullere selam olsun. Gerçek hamd, bütün cihanların Rabbi olan Allah’a mahsustur.”
Bazı sahabelerin ricası üzerine Hz. Resulüllahsav Allah’ıcc zikretmeleri için aşağıdaki duaları tavsiye etmiştir. Bazı Müslüman gruplar bu duaları genel bir alışkanlık haline getirmişlerdir. Ancak Hz. Resulüllahsav bu duaları bir alışkanlık olarak etmediğinden bunların cemaatle birlikte icra edilmesinin Hz. Resulüllah’ınsav alışkanlığı olmadığını; aksine bu duaların Müslümanlar tarafından kişisel olarak icra edilmesinin daha uygun olduğunu unutmamalıyız. Mamafih bu duaların her namazdan sonra ve camide icra edilmesinin farz olmadığını da unutmamalıyız. Bu dualar şunlardır:
a- Sühbanallah: Yani Allahcc bütün eksikliklerden uzak ve pek yücedir. Bu dua otuz üç defa tekrarlanacaktır.
b- Elhamdülillah: Yani her çeşit övgü Allah’acc mahsustur. Bu dua da otuz üç defa tekrarlanacaktır.
c- Allah-u Ekber: Yani Allahcc en yüce ve en üstündür. Bu dua otuz dört defa tekrarlanacaktır.
[1] Nisa (4) Suresi, ayet 104
[2] Sahih-i Muslim; Kitab-ül Mesacid; Babü İstihbabuzzikri bâdesselati
[3] Sahih-i Muslim; Kitab-ül Mesacid; Babüz zikri bâdes salah