01.04.2016 - Halifetül Mesih II: Hikmet incileri - Müslüman Ahmediye Cemaati

01.04.2016 – Halifetül Mesih II: Hikmet incileri

Dünya sevgileri geçici olurlar. Dünya sevgileri bile Allah sevgisinden dolayı olmalı.

Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis Atba, 1 nisan2016’da Beytü’l Futuh Camiinde Cuma Hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte MTA’da canlı olarak yayınlandı.

Huzur-i Enver, Hz. Mesih-i Mevud (as) ile ilgili hz. Muslih Mevud’un (ra) anlattığı rivayetler ve olaylar silsilesine devam etti. Hz. Muslih Mevud (ra) bir hutbede, grev ile ilgili olarak, grevin temel amacı hakları ödememektir, buyurdu. Hükümet halkının, halk da hükümetin, aynı şekilde işveren çalışanın, çalışan da işverenin haklarını vermez, ondan sonra da huzursuzluk ortaya çıkar. Bu konuda İslam talimatı şudur: Sizler birbirinizi kardeş bilerek haklarınızı eda ettiğiniz takdirde bu dünyevi nizam asla mahvolmayacaktır. Ve hakkını elde etmek söz konusu olunca o zaman, grev yapmak yerine kanuni yolları kullanmak gerekir. Hz. Mesih-i Mevud’un (as) zamanında bir grev olursa ve bir Ahmedi o greve katılırsa, Hz. Mesih-i Mevud (as) ona sert ceza verir ve ona kızgınlığını belli ederdi. Hz. Resulüllah (sav), hayatın değişik kısımlarıyla alakalı insanların  yaptığı bütün işleri herkesten daha fazla yaptı. Ev işleri de yapardı, hanımlarına yardım da ederdi ve onların haklarını da eda ederdi. Hz. Resulüllah’ın (sav) hayatının  bir anı bile boş kalmamıştı. Hz. Mesih-i Mevud (as) ile ilgili olarak hz. Muslih Mevud (ra) şöyle der: Biz uyurken Hz. Mesih-i Mevud’u (as) çalışırken görürdük ve gözümüzü açtığımızda da kendisini iş yaparken görürdük. Kendisi hastalık yüzünden bazen yavaş yavaş dolaşmak zorunda kaldığında bile o durumda da iş yapmaya devam ederdi. Hz. Muslih Mevud (ra) der ki, işte biz kendi tembelliğimizi hastalığımıza bağlamayalım. Eğer tembel kimseler çalışkan olmaya karar verirlerse, bütün tembellikler yok olabilir.

Huzur-i Enver şöyle buyurdu: İslam’da kadınların geleceğini korumanın çeşitli yolları vardır. Bunlardan biri de evlendiklerinde onların mehr hakkını belirlemektir ki erkeklerin mehri mutlaka ödemeleri gerekir. Bazı insanlar zannederler ki sadece boşanma veya ayrılma olduğunda mehri ödemek gerekir. Bazıları hanımlarının kazancına bile göz dikerler. Aynı şekilde bazı fakir ülkelerde şu da revaçtadır: Anne-babalar evlilik vaktinde kızın hak mehrini kocasından ya da kayınpederinden alırlar ve kızın eline hiçbir şey geçmez ve evlendikten sonra da kızın elleri boş kalır. Bütün bunların hiçbiri caiz değildir ve İslam bunları sert bir şekilde yasaklar. Hz. Mesih-i Mevud’un (as) bir sahabesinin, onun hanımının kendi hak mehrinden vazgeçmesi ile bir olayı anlattı. Ve nasihat ederek dedi ki, hanımlardan mehr haklarından vazgeçmeleri için rızalarını almadan önce hak mehirlerini onların eline vermek şarttır. Huzur-i Enver, zekat da farzlardan biridir ve şartları uyan herkes için farzdır, buyurdu.  Bazı insanlar taklitçilik yaparak öyle hareketlerde bulunurlar ki, onlar cemaatin geleneklerine aykırı olur veya İslami talimatlara uygun olmaz. Görevliler arasında bile böyleleri vardır. Hz. Muslih Mevud (ra) şöyle der: Ben, cemaatime nasihat ediyorum ki bütün işlerinizde şeriate tabi olun. Sözün özü, öğretilerimize ve geleneklerimize aykırı olan şeylerden uzak durmaya çalışmamız gerekir.

Hazret Muslih Mevud (ra) şöyle der: Birisi, Hz. Mesih-i Mevud’a (as), filanca kadınla nikahlanmam için bana dua edin diye yazdı. Bunun üzerine Hz. Mesih-i Mevud (as), “biz dua edeceğiz; ancak nikah şartıyla değil, ister onunla nikahınız gerçekleşsin ister aranızda nefret meydana gelsin,” buyurdu. Nitekim Huzur dua etti ve birkaç gün sonra o kişi tekrar yazdı ki benim kalbimde o kadına karşı nefret oluştu.  İşte Allah-u Teala her iki şekilde de yardım eder. Asıl olan şudur ki Allah’ın rızasına ve kararına önem verilerek dua edilmeli. Buyurdu ki, dünya sevgileri geçici olurlar. Dünya sevgileri bile Allah sevgisinden dolayı olmalı. Allah-u Teala tarafından bereket ancak, eksiklikleri kendine mal eden ve başarı halinde elhamdülillah diyenlere gelir. Buyurdu ki, bazı çok sıradan şeyler büyük neticeler meydana getirir. Huzur-i Enver, bir annenin oğlunu yolculuğa göndermeden önce onun sıhhati hakkında nasihat etmesi ile ilgili bir olayı anlattı. Hz. Muslih Mevud (ra) şöyle buyurdu: Duaların kabulü için iki temel şart, Allah’a itaat ve imanı hatırda tutmaktır. İman, Hz. İbrahim’in ki (as) gibi olmalıdır ve tam olarak Allah’ın hükümlerine göre amel etmek de gereklidir. Allah-u Teala bizi, Kendi hükümlerine göre hareket etmeye muvaffak etsin, imanlarımızı güçlü kılsın ve dualarımızı da kabul etsin.

Huzur-i Enver hutbenin sonunda, Glasgov’dan muhterem Seyyid Esed-ül İslam Şah beyin şehit olmasından dolayı kendisini hayırla yadetti ve gaip cenaze namazını kıldıracağını bildirdi.

Kaynak: Roznama Alfazl, 5 Nisan 2016

Bir Öncekini Oku

25.03.2016 – Vadedilen Mehdi ve Mesih (a.s.)

Bir Sonrakini Oku

08.04.2016 – Halifetül Mesih II: Hikmet incileri