Cuma-tül Veda, iyiliklere elveda etmek değil, iyilikleri gelecek ramazana kadar devam ettirmektir
Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis Atba, 1 Temmuz2016’da Beytü’l Futuh Camiinde Cuma Hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte MTA’da canlı olarak yayınlandı.
Huzur-i Enver hutbenin başında Cuma suresinin 10 ila 12 ayetlerini ve tercümesini okuduktan sonra şöyle buyurdu: Allah-u Teala orucu emrettiği gibi, eyyamen mağdudat, yani sayılı birkaç gündür diye de buyurdu. Bugün orucun yirmi beşinci günüdür ve ramazanın son cumasıdır. Şimdi dört beş gün kalmıştır. Bu kalan günlerde herkesin çaba sarfetmesi lazım ki eğer herhangi bir eksiklik kaldıysa onları tamamlamaya çalışsın. Allah-u Teala bize karşı örtücü olsun diye dua edin, bize merhamet etsin ve bizi ramazanın bereketlerinden mahrum bırakmasın. Bu cumaya halk arasında Cuma-tül veda da denir ve bu cumada bütün duaların kabul olacağı ve bütün namazların ve ibadetlerin hakkının eda edileceğini zanneder. Hz. Mesih-i Mevud (as) bize doğru yol gösterdi ve Allah’a yakınlığın yolunu gösterdi. Hz. Mesih-i Mevud’a (as) şöyle soruldu: Bazı insanlar Cuma-tül veda’da dört rekat namaz kılarlar ve buna kaza-yı ömri (bütün ömrün namazlarının kazası) derler, bu caiz midir? Bunun üzerine kendileri şöyle dedi: Birisi, kaza-yı ömri gününde eda edeceğim diyerek bütün yılın namazlarını bilerek terk ederse, o günahkardır. Ama birisi ihlas ile tövbe ederek ve gelecekte namazları bir daha terk etmemek niyetiyle kılarsa bu olur.
Huzur-i Enver şöyle dedi: Biz şu düşünce ve dua ile bu cumayı eda ediyor ve bu bereket dolu günlere veda ediyoruz: Ramazanda elde ettiğimiz bereketler üzerinde sebat ederek bütün gücümüzle gelecek ramazanı bekleyeceğiz. Ramazanda öğrendiklerimizi hep tekrarlayacağız, daima onları canlı tutacağız ve adımlarımızı daima Allah’ın yakınlığını elde etmek için atacağız. Bu, Allah-u Teala’nın lütfudur ki O, Kendi sevgisini göstermek için her yedinci günde Cuma koyarak aynı bereketleri alma günü yaptı. Resulüllah (sav) buyurdu ki, Cuma günü öyle bir saat gelir ki o saatte bir mümin ne dua ederse kabul olur. Mümin zaten Allah’a yakın olma yollarını arar. Her iyilik Allah-u Teala’ya kadar götüren bir şeydir. Beş vakit namaz, cumadan gelecek cumaya kadar ve ramazandan gelecek ramazana kadar oluşan günahlara kefaret olur. Velhasıl, bu Cuma ve bu ramazan, namazlarımızı korumaya dikkatimizi çeken olacaktır diye bugün herkes söz versin. Bu ramazanda yaptığımız iyilikleri gelecek ramazana kadar ulaştırmaya gayret edeceğiz diye söz versin.
Huzur-i Enver şöyle dedi: Cumanın önemi sadece ramazan ile değildir, aksine her cumanın kendi ehemmiyeti vardır. Allah-u Teala buyurur ki, Cuma günü ticareti bırakın, namazı eda ettikten sonra yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütuflarını arayın. Allah-u Teala bize MTA televizyonu kolaylığını ihsan etti. Zamanın halifesinin hutbesini dinlemek gerekir. Mürebbilerin kendi hutbelerinde, zamanın halifesinin Cuma hutbesinden alıntılar yaparak cemaat üyelerine iletmeleri gerekir. Hz. Mesih-i Mevud’un (as) zamanının, Cuma ile özel bir ilişkisi vardır. Allah-u Teala Cuma hutbesini de onun özel bir parçası kıldı. Eğer işiniz varsa onu cumadan sonra veyahut cumadan önce yapabilirsiniz. Bu devirde ticaretler artık yerel değildir (yani uluslararasıdır, globaldır) Şimdi uluslararası olması sebebiyle daha meşgul olunur, aynı şekilde uluslararası olması sebebiyle oyun ve diğer meşguliyetlerde de zamana dikkat edilmez. Bütün bunlarda, sizler ne olursa olsun cumanın önemine dikkat edin. Bir müminin tercihi Allah’ın rızasını elde etmektir. Bu yüzden müminlerin, işinden dolayı cumayı terk edeceği düşünülemez bile. Eğer cumanıza sahip çıkarsanız dünyevi rızkta bile bereketleri elde eden olursunuz. Cumaya ilk gelenin sevabı deve kurban etmiş kadardır ve son gelenin ki az olur. İnsanlar kıyamet gününde Allah-u Teala’nın huzurunda Cuma’ya (gelişlerine) göre oturuyor olacaklar. Bir hadiste buyruldu ki cumaya imamın yakınına gelerek oturun. Bir kimse cumadan geri kala kala cennetten uzaklaşır. Resulüllah (sav) buyurdu ki, bir kimse üstüste üç cumayı bile bile terk ederse Allah-u Teala onun kalbini mühürler. İşte cumaya katılmakta gevşek davranan bir kimse için büyük bir korku yeridir. Bazıları mecburen gelemezler, mesela köle, kadın, çocuk, hasta vesaire, onların durumu istisnadır. Cuma için vurgulandığı kadar bayram için vurgu yapılmamıştır. Huzur-i Enver, İngiliz hükümeti zamanında Hz. Mesih-i Mevud’un (as) cumaların tatil edilmesi için yaptığı çabalardan da bahsetti. Bizim her amelimiz ve her sözümüzle İslam’ın gerçeğinin ortaya çıkması gerekir. İslam daima nasıl taze kalabilir? Bunun için iki hak vardır: Hüda Teala’nın hakkını ve O’nun mahlukatının hakkını vermek. Velhasıl, bugün herkes biat sözünü yerine getirenler olacağına dair söz versin. Ramazanın bereketlerini daima hayatının bir parçası yapacağına söz versin. Allah-u Teala hepimizi buna muvaffak kılsın. Amin
Kaynak: Roznama Alfazl, 5 Temmuz 2016