Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis Atba, 3 Temmuz2015’de Beytü’l Futuh Camiinde Cuma Hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte MTA’da canlı olarak yayınlandı.
Huzur-u Enver şöyle buyurdu: Allah-u Teala’nın Kuran-ı Kerim’de beyan edilen hükümlerini daima göz önünde tutmak ve diğerlerine de bu hükümleri hatırlatmak, Ahmediye Cemaatinin her düzeydeki görevlilerinin ve mürebbilerin sorumluluğudur. Ve bunun için herşeyden önce kendilerini yoklamaları lazım ki acaba onlar Allah’ın hükümlerine göre amel etmekte örnek olmaya çabalıyorlar mı? Eğer öyleyse Cemaatin yüzde elliden fazlası Allah’ın lütfu ile Hüda Teala’nın hükümlerine göre hareket edenler olabilir. Ve böylece biz kendi ıslahımızla birlikte dünyayı da gerçek ahlak standartları hakkında bilgilendirebiliriz. Ramazan ayı kulların ıslahının önemli bir vasıtasıdır. Bu ay, bir taraftan bizim dikkatimizi ibadetlere çevirirken, diğer taraftan zaaflarımıza ve onların ıslahına da dikkatimizi çeviren bir aydır. Hazreti Mesih-i Mevud’a (as) inananların standardı çok yüksek olmalıdır. Geçerli bir özür olmaksızın oruç terk edilmemeli, ibadetlerin hakkı verilmeye çalışılmalı. Aynı şekilde ramazanda Kuran-ı Kerim’i çok okumak da sünnettir. İbadetler mecburidir, nafileler kılmak gerekir, dilini zikr-i İlahî ile çoktan daha çok meşgul tutmaya çalışmak gerekir. Kısacası bu aydaki ibadetleri, bütün hayatınızın parçası haline getirmeye çalışın.
Kuran-ı Kerim’de buyurulmuştur ki, Allah’a ibadet edin, böylece kalbinizde takva oluşsun. Bazı çalışanlar ve görevliler hakkında, namazlarda tembel oldukları, camiye gelmedikleri, hatta bazen evlerinde dahi kılmadıkları şikayetleri gelince, bu büyük utanç olur. İşte, her zaman dikkatli olup, ibadetlerimizi gözetici ve koruyucu olmamız gerekir ki böylece, Allah’ın lütuflarını toplamaya devam eden ve manevi ilerleme elde eden olalım. Sonra Allah-u Teala bize emanetlerimize hıyanet etmememizi emretmiştir. Hazreti Mesih-i Mevud (as) biat şartlarında özellikle hıyanet etmemek ve hıyanetten uzak durmak konusunda bizden söz aldı. Allah-u Teala buyurur ki, hain ne Allah’ın, ne O’nun Resulü’nün (sav) ne de kulların haklarını eda edebilir. Hakların eda edilmesinde hainlik etmek, takvadan uzaklaştırır. Netice olarak öyle birisinin ibadetlerini bile Allah-u Teala kabul etmez. Resulüllah (sav) buyurdu ki, üç konuda bir müminin kalbi hıyanet edemez: Allah-u Teala’nın rızası için iş yapmakta ihlaslı niyet, herkesin hayrını istemek, cemaatle birlikte olmak. İşte bunda, Allah’ın hakkı da vardır, kulların hakkı da, cemaate vefanın hakkı da. Huzur-u Enver bu üç konuyu açıklayarak emanetlerin hakkını vermeye de dikkat çekti. Hazreti Mesih-i Mevud (as), kötü bakışlardan, hıyanetten ve caiz olmayan her bir işten tövbe etmeyen bir şahıs benim cemaatimden değildir, buyurdu. Sonra buyurdu ki, manevi güzellik ve manevi ziynet ancak takvadan oluşur ve takva, insanın, Allah’ın bütün emanetlerine, imanî sözlerine, aynı şekilde mahlukatın bütün emanetlerine ve sözlerine son sınırına kadar riayet etmesidir.
Huzur-u Enver şöyle buyurdu: Toplumun güzelliğine renk katan Allah’ın başka bir emri de vardır. Ve o şudur: Allah-u Teala’nın yolunda malınızı feda edin, öfkeyi bastırın ve insanlara göz yumarak ihsanla davranın. Hakların eda edilmesiyle birlikte bazen fedakarlık yapmak zorunda da kalınır. Resulüllah’ın (sav) sahabeleri sıkıntılarına rağmen başkalarını kendilerine tercih ederlerdi. Bu meziyetin yüceliğinin en iyi örneğini, Resulüllah’ın (sav) ahlakında görürüz. Sonra Resulüllah (sav) kendi sahabelerine öyle bir terbiye verdi ki, onların haklı öfkelerini bile affa dönüştürdü ve onlara ihsan etmenin yolunu öğretti. Hazreti Mesih-i Mevud (as) şöyle buyurdu: Bu cemaati hazırlamaktaki maksat şu ki, dile, kulaklara, gözlere ve her bir uzva takva sirayet etsin, güzel ahlakın en yüce örneği olsun ve yersiz öfke vesaire kesinlikle olmasın. Eğer birisi hakkınızda kötü konuşuyorsa onun için kalp sancısıyla dua edin ki Allah-u Teala onu ıslah etsin ve kalpteki kini asla çoğaltmasın. Eğer siz bu güzel sıfatlarda ilerlerseniz çabucak Hüda Teala’ya ulaşacaksınız. Huzur-u Enver şöyle buyurdu: Allah-u Teala bizi bu ramazanda, ibadetlerin standardını artırmakla beraber, diğer toplumsal ahlakların ve hakların standardını da kökleştirmeye muvaffak kılsın. Huzur-u Enver, ramazanda, cemaatin ilerlemesi, her türlü şerden korunmak ve İslamiyet’in galibiyeti için çok çok dua edilmesini telkin etti.