17.07.2015 - Cuma Namazının önemi - Müslüman Ahmediye Cemaati

17.07.2015 – Cuma Namazının önemi

Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis Atba, 17 Temmuz2015’de Beytü’l Futuh Camiinde Cuma Hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte MTA’da canlı olarak yayınlandı.

Huzur-u Enver, hutbenin başında Cuma suresinin 10. Ve 11. Ayetlerini ve tercümesini okuduktan sonra, ramazan sona ulaşıyor, buyurdu. Aramızdan birçokları herhalde bugünlerin feyzinden istifade ediyorlardır, ve bazıları yeni tecrübeler edinmiş olacaklar. Şimdi, bu feyzi, bereketleri, maneviyatı ve tecrübeleri hayatımızın parçası haline getirmek için çaba sarfetmek gerekir. Bu gün aynı zamanda ramazanın son cumasıdır. Bazıları ramazanın son cumasına çok önem verirler ve bunun “Cuma-tül veda” olduğunu zannederler. Zannederler ki kim bu cumaya katılırsa onun geçmiş  zaafları gider ve bütün yılın ibadetlerinin hakkı, bu Cumayı kılmakla eda edilmiş olur. Onların hatırında olsun ki bu cumaya katılmakla hayatımızın hakkı yerine getirilmez. Ramazanın son cumasını kılmak, necatın (kurtuluşun) yolu olmaz, hiçbir yerde de bunun delili yoktur. Ha, eğer her cumaya ihtimam ile katılanların kalbine, “bugün ben zaaflardan kurtulmaya söz veriyorum ve artık her cumaya özen göstererek katılacağım,” düşünceleri gelirse  o zaman bu gün ve bu Cuma önemlidir, hatta bu temiz değişiklikten dolayı, onun kalbinde güçlü bir irade yaratan bu an, bu gün onun için kadir gecesi olur.

Huzur-u Enver şöyle buyurdu: Başlangıçta okunan ayetlerde, Cuma günü namaz için çağrıldığınızda ticareti bırakıp namaza gelin, emri vardır. Ve namaz eda ettikten sonra yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfunu arayın. Bu ayetlerde Allah-u Teala, cumaya gelmek ve dünyevi muameleleri geride bırakarak kalpte Allah’ın takvasını yaratmaya dikkat çekmiştir. Bunda sadece “Cuma-tül veda” değil, bilakis her cumanın ehemmiyeti beyan edilmiştir. İmanın zorunlu şartı, her cumaya iştirak etmektir. Sonra cumaya geç gelmeyin buyurdu. Resulüllah (sav) cumaya erken gelenin sevaba layık olduğuna hükmetti. Huzur-u Enver şöyle buyurdu: Geçerli bir mazereti olmaksızın sırf tembellikten dolayı cumayı terketmek günahtır. Her mümine, cemaatle birlikte cumayı eda etmek farzdır. Şu dört istisna hariç: köle, kadın, çocuk ve hasta. Mecbur olan ve geçerli mazereti olan muaftır. Huzur-u Enver, bu dört istisnai durumu ayrı ayrı izah etti. Resulüllah (sav) buyurdu ki, insan büyük günahlardan uzak durduğu müddetçe, beş vakit namaz ve Cuma, gelecek cumaya kadar ve ramazan, gelecek ramazana kadar, aradaki günahlara kefaret olur. Birisi diğerlerinin haklarını gaspederse o zaman onun namazları bile onun helak olmasına sebep olur. İşte her gelen Cuma bizim hakkımızda, günlerimizi Allah korkusuyla geçirdiğimize ve Allah’ın öfkesini çeken bir amelde bulunmadığımıza şahit olsun. Sonra Resulüllah (sav) buyurdu ki, en iyi gün Cuma günüdür, o gün bana çok salavat gönderin. O gün, salavatlar bana sunulur.

Huzur-u Enver şöyle buyurdu: Cuma namazının eda edilmesiyle maddi ilerleme bile elde edilir. İş yapın ve Allah’ın lütfunu arayın, o zaman kesinlikle bereket verilecektir. Hüda Teala için kısa bir müddet işinizden feragat ettiğiniz zaman, sizin bütün zararlarınızı giderecek olan ancak O’dur. Sanki şu da buyurulmuştur ki, bir müminin dünyayı kazanması da Allah-u Teala’nın lütuflarındandır. İşte o dünyevi işlere rağmen, yine de Allah-u Teala’yı unutmayın, tersine dillerinizi zikr-i İlahi ile meşgul tutun. Kısacası, eğer bu günü önemli yapacaksanız o zaman, gelecek Cuma da aynı şekilde önemlidir ve varolan zaaflarımızı uzaklaştıracağımıza söz veriyoruz, düşüncesini  kalplerinizde ve zihinlerinizde tutun. Bu düşünce olursa, kendi kötülüklerinizden, zaaflarınızdan ve eksikliklerinizden korunmak için Hüda Teala’nın sığınmasına gelmeye çabalıyor olacaksınız. Ramazanda bize hangi iyilikler nasip olduysa onlar üzerinde devamlılık göstererek gelecek ramazanı bekleyenler olun. İşte bizim kendimizi muhasebe etmemiz gerekir: Acaba biz takva elde ettik mi, etmedik mi? Acaba biz, adımızı biraz ileri attık mı, atmadık mı? Huzur-u Enver şöyle buyurdu: sık sık Kuran-ı Kerim okuyun ve kötü işleri tafsilatıyla yazın, sonra Allah’ın lütfu ve yardımıyla çaba sarfederek onlardan korunun. Bu takvanın ilk aşamasıdır ve takva iyilikler sayesinde elde edilecek. Kötülükleri tam olarak bırakmak ve iyilikleri tam bir ihlas ile yapmanın adıdır din. İşte, bu ramazan, bu Cuma ve ibadetler, bizim dikkatimizi, takvada devamlı ilerlememize çekiyor olmalıdır. Huzur-u Enver, zorluklara düçar olmuş Ahmediler için duada bulunulmasını telkin etti.

Bir Öncekini Oku

03.07.2015 – Ramazan: Kişisel reform ve diğer reformlara yardım

Bir Sonrakini Oku

24.07.2015 – Halifetül Mesih II: Hikmet incileri