Huzur-i Enver kelimeyi şehadet ve Fatiha suresinden sonra şöyle dedi: Bugün 20192un ilk cumasıdır. İlk olarak bütün dünyadaki Ahmedilerin yeni yılını tebrik etmek istiyorum. Allah-u Teala bu yılı bize mübarek kılsın ve birçok başarıları nasip etsin. Ancak şunu da unutmamamız lazım ki sadece tebrik etmenin bir faydası yoktur, adet olarak tebrik etmek Allah’ın rızasını elde etmemizi de sağlamaz. Allah-u Teala’nın bize güneşini gösterdiği ve ulaştırdığı yeni bir yılda, biz içimizdeki zaafları ve karanlıkları gidermek için çabalayacağımıza söz vermemiz lazım. Gerçek yeni yıl kutlaması işte budur. Geçen yılda oluşan eksiklikleri gidereceğimize dair söz verelim. Biz, içimizde öncesinden daha fazla pak değişiklik yaratmak için çabalayacağız ki buna dair hz. Mesih-i Mevud’a (as) biat sözü verdik.
Hz. Mesih-i Mevud (as), bir Ahmedinin nasıl olması gerektiğini bir yerde şöyle beyan etti: Bu cemaate girince, salih birisi olun, muttaki olun, her kötülükten kaçının, gece gündüz tevazuya sarılın, lisanınız daima yumuşak olsun, istiğfarı alışkanlığınız haline getirin, namazlarda dua edin. Namazlarda dua ancak, namazı hakkını verdiğinizde ve onu süsleyerek eda ettiğinizde olacak. Allah-u Teala sadece söz ile razı olmaz. Kuran-ı Kerim’de Allah-u Teala iman ile beraber “amel-i salih” işlemeyi de şart koymuştur. Amel-i salih, içinde bir zerre kadar dahi fesat olmayan amellerdir.
İşte ölçü budur, örnek amel budur. Eğer biz buna göre bu yıl amel edersek, bunları elde etmek için bütün yeteneklerimizi kullanmaya çabalarsak, işte o zaman bu yıl kesinlikle bize mübarek ve birçok bereketleri getiren bir yıl olacaktır. Eğer durum bu değilse, söylediğim gibi yeni yıl tebriği bizim için sadece bir adet olarak kalacaktır. Yeni yılın ilk gecesindeki teheccüd ve cemaat ile sabah namazı kılmak bütün bir yılın iyiliklerini içermez. Aksine bu iyilikleri bütün yıl boyunca sürdürmek için mümkün mertebe çabalamak gerçek iyiliktir. Allah-u Teala bizi buna muvaffak kılsın ve gerçekten kişisel hayatımızda da bu yıl sayısız bereketleri getirsin ve cemaatin olağanüstü ilerlemelerini de görebilelim.
Bugünkü ikinci konu, ocak ayının ilk yahut ikinci hutbesinde genellikle vakfe cedid’in yeni dönemi ilan edilir. Allah-u Teala’nın lütfu ile mali fedakarlık, hz. Mesih-i Mevud’un cemaatinin ayrıcalıklı bir özelliğidir. Hz. Mesih-i Mevud (as), Kuran-ı Kerim ve Hz. Resulüllah’ın (sav) emirlerinin ışığında mal fedakarlığının gerçek idrakini bize aşıladı. Kuran-ı Kerim’de bir çok yerde Allah-u Teala, Allah yolunda mal harcamaya dikkat çekmiştir. Allah’ın bizim malımıza ihtiyacı olduğu için değil, aksine bize fayda sağladığı için, ayrıca cemaate de faydası olduğu için. Allah-u Teala şöyle buyurur:
اِنْ تُقْرِضُوا اللّٰهَ قَرْضًا حَسَنًا يُضَاعِفْهُ لَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللّٰهُ شَكُورٌ حَلٖيمٌ
Yani; Eğer Allah için mallarınızdan iyi bir pay ayırırsanız, O onu sizin için (kat kat) arttıracaktır ve sizi de bağışlayacaktır. Allah, değer bilen ve halim olandır.
Velhasıl, Allah yolunda harcayana, Allah-u Teala kat kat artırarak verir. Bu malî fedakarlığın kişisel faydası da var, cemaatin ilerlemesine de faydası var ki cemaatin bu ilerlemesi de tekrardan fertlerin ilerlemesine vesile olur. Aynen bunun gibi Hz. Resulüllah (sav) şöyle buyurdu: Cimrilikten sakının, cimrilik eski kavimleri helak etti. Aynı şekilde, gücünüz yarım hurma vermeye de yetse onunla ateşten korunun, buyurdu. Allah yolunda ve Allah rızası için sıradan bir şey vermek bile ateşten korur. Kısacası, mali fedakarlık bizim iyiliğimiz içindir.
Mali fedakarlığın önemine dikkat çekerek hz. Mesih-i Mevud (as) şöyle buyurdu: Hem malı sevmek hem de Allah’ı sevmek sizin için mümkün değildir, sadece birisini sevebilirsiniz. Velhasıl Allah-u Teala’yı seven ne bahtiyardır. Eğer aranızdan biri Allah’ı severek O’nun yolunda mal harcarsa, ben kesin inanıyorum ki onun malına diğerlerine nazaran daha fazla bereket verilecektir. Çünkü mal kendiliğinden gelmez, aksine Allah’ın iradesi ile gelir. Velhasıl Allah için malının bir kısmını ayıran mutlaka onu elde edecektir. Ancak, malı sevip Allah yolunda yapması gereken hizmeti yapmayan kesinlikle o malı kaybedecektir. Zannetmeyin ki mal sizin çabalarınızdan dolayı gelmektedir, aksine mal Allah tarafından gelir. Malınızdan bir pay vererek yahut başka bir şekilde hizmet ederek Allah-u Teala ve O’nun elçisine iyilik yaptığınızı düşünmeyin. Tam tersine sizi bu hizmete davet etmesi size O’nun bir ihsanıdır. Kesin olarak anlayınız ki bu iş İlahî bir iştir ve sizin iyiliğiniz içindir.
Allah’ın lütfu ile fedakarlığın ve hizmetin bu ruhunu, hz. Mesih-i Mevud’a (as) biat etmiş olanlar çok iyi bir şekilde anladılar ve birbirlerini geçerek fedakarlığa yönelirler. Sadece uzun bir müddetten beri Ahmediyeti kabul etmiş olanlar değil, yeni biat etmiş olanlar bile mal fedakarlığının ruhunu ve hakikatini anlamaktadır. Son derece yokluk içinde hayat geçirmesine rağmen diğerlerinden geri kalmak istemeyen ve hz. Mesih-i Mevud’un (as) zamanında onun sahabelerinin yaptığı şekilde fedakarlık yapan kimseler de vardır. Bazı öyle örnekler var ki hz. Mesih-i Mevud (as) onlarla ilgili şöyle buyurdu: “ben cemaatimin muhabbet ve ihlasına hayret ediyorum ki onlar arasında çok az geliri olanlar var, mesela Miyan Cemalüddin, Hayruddin ve İmamüddin Keşmirî gibi. Bunlar benim köyüme yakın bir yerde yaşarlar ve bu üç kardeş belki de iki-üç Âna (kuruş) gündelikle çalışırlar ve ihlas ile aylık çanda verirler.”
Huzur-i Enver, dünya genelindeki cemaatlerden, son derece iman verici bazı fedakarlık olayları anlattı.
Huzur-i Enver şöyle dedi: Bugünlerde fortnight isimli yeni bir oyun başlamıştır. Bazı çocuklar o oyunda paralarını boşa vermektedirler. Anne babaların, Hüdam-ül Ahmediye’nin ve Etfal-ül Ahmediye nizamlarının çocukları bundan men etmeleri gerekir. Çünkü bir seviyeden diğerine geçmek için tekrardan para vermeleri gerekiyor. Uyuşturucu gibi bağımlılık yapan bu oyun yüzünden çocukların sadece vakitleri zayi olmak ve yanlış düşünceler oluşmakla kalmıyor, bazı anne-babalar da zarara uğruyor. Bundan kaçınmak ve Allah-u Teala’nın dikkat çektiği Allah yolunda mal harcama hissiyatının çocuklarda yaratılması gerekir. Özellikle de vakfe cedit için.
Huzur-i Enver, vakfe cedid’in geçen yılına ait verileri sundu. Allah’ın lütfu ile, 31 aralıkta tamamlanan, vakfe cedid’in 61. Yılında Ahmediye Cemaati üyeleri, dokuz milyon yüz otuz dört bin pound fedakarlık sundular. Bu rakam, geçen yıldan 271 bin pound fazladır. Pakistan birinciliğini korudu, onu sırasıyla İngiltere, Almanya, Amerika, Kanada, Hindistan, Avustralya, Endonezya, Ortadoğu’dan bir ülke, Gana ve yine Ortadoğu’dan bir ülke izledi. Allah’ın lütfu ile bu yıl, 1.732.000 kişi vakfe cedid’e katıldı ve böylece katılanların sayısı geçen yıldan 123.000 kişi arttı. Yüce Allah, katılanların hepsinin mallarına ve hanelerine bereket versin ve gelecekte de yüce fedakarlıklar yapmayı nasip etsin. Amin.