07.08.2015 - Halifetül Mesih II: Vadedilen Mehdi'nin (a.s.) Sahabeleri - Müslüman Ahmediye Cemaati

07.08.2015 – Halifetül Mesih II: Vadedilen Mehdi’nin (a.s.) Sahabeleri

Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis Atba, 7 Ağustos2015’de Beytü’l Futuh Camiinde Cuma Hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte MTA’da canlı olarak yayınlandı.

Huzur-u Enver şöyle buyurdu: Biz, Hazreti Mesih-i Mevud’un (as) sahabelerine ait hadiseleri okuduğumuzda onların, temiz yaratılışlarını, doğruluğu tanımak için arzularını, can ve mal fedakarlığı için coşku ve çabalarını, her birinin kendi inceliği ve anlayışına göre Hazreti Mesih-i Mevud’a karşı aşk ve sevgilerinin ölçüsünü ve onu ortaya koymalarını görürüz. Her birinin kendine ait tarzı vardı ve onları gören ve onlarla yakın alakası olanlar da bu sahabelerin her tarzından, ahlak ve karakterinden nasihat aldılar veya bazı sözlerden netice elde ettiler. Hazret Muslih Mevud (ra) kendisi de Vadedilen Mesih ve Mehdi’nin (as) sahabelerinden biriydi ve neredeyse bütün sahabeleri veya onlarla ilgili hadiseleri kendisi anlatmıştı ve onlarla kişisel bağları da vardı. Hazret Muslih Mevud (ra), sahabelere dayandırarak bir şey anlattığında veya ondan netice çıkararak nasihat ettiğinde, bu nasihatlerin kalpte özel bir tesiri de olur. Huzur-u Enver, sahabelerin Hazreti Mesih-i Mevud’a olan aşk ve sevgileri ve bağlılıklarının iman verici hadiselerini, Hazreti Muslih Mevud’un (ra) beyanlarından aktardı. Bunlardan biri olan, Molvi Burhanüddin Cehlumî Sahib’in (ra) biat hadisesini anlattı. Ayrıca, Allah-u Teala’nın Mürselleri ve evliyalarının zatının, normal insanlar gibi olduğu ve onların normal insanlardan bir üstünlüğünün olmadığı şeklindeki düşüncenin yanlışlığını ortaya koyarak bu düşünceyi reddetti. Hazreti Mesih-i Mevud (as) buyurur ki; Nebilerin zatı da bir yağmurdur, onların zatı, yüce dereceli bir nurdur, güzelliklerin toplanmış halidirler. Onların sıradan insanlar gibi olduğunu zannetmek zulümdür. Enbiya ve evliyaya sevgi beslemekle iman kuvveti artar. Onların gelişiyle yeryüzü yemyeşil ve taptaze olur. İşte, manevi canlılık için vahyin devam etmesi de zorunludur. Sonra Huzur-u Enver, Hazret Seth Abdurrahman Madrasî Sahibin ihlas ve malî fedakarlık coşkusu ile ilgili hadiseleri beyan etti. Huzur-u Enver, Çarşamba gününe uğursuz denilmesiyle ilgili rivayeti  açıkladı ve şöyle buyurdu: Böyle bir şey asla yoktur, Allah-u Teala bütün günleri bereketli kıldı ve bütün günlerde Kendi sıfatlarını gösterdi. Huzur-u Enver daha sonra, Peşaver’de yaşayan Hafız Muhammed Sahibin aşırı tevazuyla ilgili bir hadisesini de anlattı ve müminlerin kendi kendileri hakkında iyi düşünceler beslemeleri gerektiğini söyledi.

Huzur-u Enver şöyle buyurdu: Allah-u Teala, elbisenin ziynet (süs ve güzellik) olduğunu bildirmiştir ancak burada Avrupa’da çıplaklık üstüne çıplaklık görülmektedir ve toplumda, çıplaklığın bir moda zannedildiğini görmekteyiz. Hazreti Muslih Mevud (ra) şöyle der: Avrupa’da yaşayan bir uzmanın, vücudun sergilenmesi hakkındaki, (çıplaklık güzellik yaratmaz ve çıplak bir kadın çirkindir) görüşü, çok isabetli ve akla uygundur. Aynı şekilde erkekler de çok acaip kıyafet giyerler, bu yüzden onların vakarı, onuru dahi zayi olur ve çirkinlik ortaya çıkar. İşte bu sebeptendir ki ortam, topluca ahlaksızlığa ve düşüklüğe av olmaya devam etmektedir. Unutmamak gerekir ki güzelliğin tanımı, çıplaklık veya zahiri durum değil, aksine başka bir şeydir. Allah-u Teala bazı kötülükleri örtmek için giyinmeyi emrettiyse bu şu yüzdendir ki, insanın az-çok bir güzelliği kalsın. Ancak insan, bundan uzaklara kaçmaya devam ediyor.

Huzur-u Enver buyurdu ki, insan yaratılışı gereği tek başına kalamaz, mutlaka bir yerde alaka kurar. Hazreti Mesih-i Mevud (as) şöyle buyurur: Eğer Allah-u Teala’ya kuvvetli imanımız olursa ve eğer Allah-u Teala’yı elde edebilirsek, o zaman insan katiyetle ve kesin bir şekilde diyebilir ki, bundan sonra benim başka birisine ne ihtiyacım vardır. Bunda hiç şüphe yoktur. Birisine bağlanmak veya birisini kendine bağlamak İnsanın fıtratındandır. Birine bağlanmanın en iyi yolu Allah-u Teala’ya ait olmak ve bunun için çabalamaktır. Sonra Hazret Muslih Mevud (ra) aşkın ölçüsü ve Allah-u Teala ile bağın misalini anlattı. Hazreti Mesih-i Mevud’a (as) delicesine aşık olan Muhammed Yar’dan bahsederek Muslih Mevud (ra) şöyle der: o toplantıda otururken, sevdiğinin (yani Hazreti Mesih-i Mevud’un as) farkında olmadan elini sallamasını, yanına çağırma işareti zannederek Hazreti Mesih-i Mevud’un (as) yakınına gelip oturur. Biz Hüda Teala’yı sevdiğimizi iddia ederiz ancak O’nun, “namaza gelin, felaha gelin,” diye açık açık ilanına rağmen ne namaza koşarız ne de cumalara düzenli olarak gideriz. İşte, her Ahmedinin buna çok dikkat etmesi gerekir ve Allah-u Teala’nın açık çağrısına “lebbeyk” (hazırım) diyerek o aşık ve meczub gibi atılarak öne çıkmak gerekir. Ve namazlarla camileri abad etmek için çabalamak gerekir. Allah-u Teala bizi, namazları korumak ve eda etmenin hakkını vermeye muvaffak kılsın. Amin

(Lütfen hutbeyi dinlemeye çalışalım.)

Bir Öncekini Oku

31.07.2015 – Kuran-ı Kerim için sevgi ve saygı

Bir Sonrakini Oku

14.08.2015 – Jalsa Salana 2015; Misafirperverlik ve sorumluluklarımız