Hz. Halifetü’l Mesih 5 (Allah yardımcısı olsun) 9 Temmuz 2021’de İslamabad (UK) Mübarek Camisinde Cuma Hutbesi verdi. Hutbe çeşitli dillerde tercüme ile birlikte MTA televizyonunda canlı olarak yayınlandı. Huzur-i Enver, kelime-yi şehadet ve Fatiha suresini okuduktan sonra, şöyle buyurdu:
Hz. Ömer’den (ra) bahsediyordum. O, resmi olarak kadılık formlarını yürürlüğe koydu, bütün bölgelerde mahkemeler kurdu ve kadı tayin etti. Kadıların seçiminde fıkıh uzmanlarını seçerdi ve onlara iyi düzeyde maaş bağladı. O, karar verirken kimsenin etkisi altında kalmasın diye zengin ve saygın kimseleri kadı olarak seçerdi. Hz. Ömer (ra) insaf ve eşitliğe o kadar dikkat ederdi ki bir defa hz. Übey bin Ka’b ile kendisi arasındaki bir konu hz. Zeyd bin Sabit’in mahkemesine ulaştı. Hz. Zeyd (ra) tarafları çağırdı ve hz. Ömer’e (ra) hürmette bulundu. Bunun üzerine hz. Ömer (ra), bu senin yaptığın ilk zulümdür, buyurdu. Bunu söyleyip hz. Ömer (ra) davalısı hz. Übey’nin (ra) yanına oturdu.
Hz. Ömer (ra) şeriat kurallarına vakıf olmak için fetva mahkemesini kurduğunda hz. Ali (ra), hz. Osman (ra), hz. Muaz bin Cebel (ra), hz. Abdurrahman bin Avf (ra), hz. Übey bin Ka’b (ra), hz. Zeyd bin Sabit (ra), hz. Ebu Hüreyre (ra) ve hz. Ebu Derda’yı (ra) atadı, bunlardan başka kimseden fetva alınmayacak, dedi.
Hz. Muslih Mevud (ra) şöyle der: Hz. Ömer (ra) döneminde, çok saygın bir sahabe, galiba hz. Abdullah bin Mesut (ra) halka bir konu anlattı. Hz. Ömer (ra) bunu haber aldığında, sen amir misin yahut bir amir mi seni tayin etti ki fetva veriyorsun, diye onu sorguladı. Aslında her şahsın fetva verme hakkı olursa birçok zorluklar ortaya çıkabilir ve birçok fetva halkın sendelemesine sebep olabilir.
Hz. Ömer (ra) ülkenin barış ve güvenliği ve pazarların denetimi için polis idaresi kurdu, resmi hapishaneler yaptırdı.
Hicri 15 yılında Bahreyn’den beş yüz bin lira gelince, sahabelerle yapılan istişare sonucu Beytü’l Mal kuruldu. Hz. Abdullah bin Erkam (ra) hazinenin sorumlusu tayin edildi. Hz. Ömer (ra) bina yapımında mütevazi davranırdı ama Beytü’l Mal için son derece görkemli binalar yaptırdı ve onlara bekçiler görevlendirdi. Bir defa şiddetli sıcak bir mevsimde hz. Osman (ra) azat ettiği kölesi ile birlikte Neced’e doğru Aliya vadisinde idiler. O esnada karşıdan bir kişinin iki genç deveyi sürdüğü görüldü. Hz. Osman (ra), bu adama ne olmuş, Medine’de kalsaydı ve hava serinledikten sonra çıksaydı onun için iyi olurdu, dedi. Yaklaştığında onun Emirü’l Müminin Ömer bin Hattab (ra) olduğu anlaşıldı. O şöyle dedi: Sadaka olarak verilen bu iki deve geride kalmıştı, onların kaybolmasından ve Allah-u Teala’nın beni onlardan dolayı sorgulamasından korktum.
Bir defa hz. Ömer (ra) Beytü’l Mal’dan bir şeyler dağıtıyordu ki o esnada kızı geldi ve bir dirhemi ağzına attı. Hz. Ömer (ra) parmağını onun ağzına sokup o dirhemi çıkardı ve şöyle dedi: Ey insanlar! Ömer ve ailesinin hakkı normal Müslümanların hakkı kadardır. Aynı şekilde bir defa hz. Ebu Musa (ra) Beytü’l Mal’ı süpürürken bir dirhem buldu. Tesadüfen hz. Ömer’in (ra) küçük bir çocuğu oradan geçiyordu, hz. Ebu Musa (ra) bulduğu o dirhemi o çocuğa verdi. Hz. Ömer (ra) çocuğun elinde dirhemi görünce nereden aldığını sordu ve sonra hz. Ebu Musa’ya (ra), ey Ebu Musa! Acaba sence Medine halkı arasında Ömer’in ailesinden daha düşük bir aile yok muydu? Sen ümmeti Muhammed’den geriye kimse kalmasın, O bize bu zulmün hesabını sorsun istiyorsun.
Refah seviyesini yükseltmek için hz. Ömer (ra) su kolaylığı sağlayan nehirler kazdırdı. Hicri 18 yılında kıtlık olduğunda hz. Ömer’in (ra) emriyle hz. Amr bin As (ra) Fistat’tan Kulzüm denizine kadar nehir yaptırdı, bu sayede gemiler Medine’nin limanı Cidde’ye kadar ulaşabiliyordu. Aynı şekilde hz. Ömer (ra) halkın rahatlığı için camiler, mahkemeler, askeri birlikler, kışlalar, yollar, köprüler, hanlar ve kontrol noktaları da yaptırdı. Birçok yeni şehirler, mesela Fistat, Basra, Kufe vesaire abad edildi. Hz. Ömer (ra) orduyu tertip ve düzene soktu. Derecelerine göre askerlere maaş belirledi. Kendisi ordunun eğitimine çok önem verirdi. Nitekim, fethedilen ülkelerde hiçbir ordu mensubu şahsın ziraat ya da ticaret meşguliyeti edinmeyeceğine dair kendisinin kati emri vardı. Bugünlerde Müslüman ülkelerde ordu mensupları ticaretle meşguldür. Hatta bir ülke hakkında deniliyor ki ordu mensubu maaş alır almaz arsanın nereye tahsis edileceğine bakar. Bu şekilde onların askerlik kabiliyetleri gitgide azalır. Hz. Ömer’in (ra) hilafet döneminde soğuk ve sıcak ülkelere saldırılacağı zaman havaya dikkat edilirdi. Askerler disiplinli yapıldı ve savaş teçhizatıyla donatıldı.
İslamî yönetimlerin altında Müslüman olmayan milletlerin insanları da büyük görevlerde bulundular. Hz. Muslih Mevud (ra) şöyle der: Hz. Ömer (ra) orduyu genişletmiş ve ordu içinde herhangi bir millet ve ülke ile sınırlandırma yapmamıştı. Gönüllü ordunun içinde binlerce Mecusi vardı. Bugün Pakistan’da, Ahmedileri ordudan çıkarın bu çok hassas görevdir, deniliyor. Halbuki eğer tarihe bakarsanız Pakistan için en fazla fedakârlık yapmış olanlar Ahmedi subaylardır. Tarihten ispatlanmaktadır ki hz. Ömer’in döneminde yabancı milletlerin fertleri savaşta subay tayin edilirdi.
Hz. Ömer (ra) caiz olmayan bir şekilde malların kıymetini düşürmeyi şiddetle yasakladı. Hz. Muslih Mevud (ra) şöyle der: İslam, fiyat artırmaktan men ettiği gibi aynı şekilde başkalarına zarar vermek için fiyat düşürmekten de men etti.
Hz. Ömer (ra) öğretim sistemini çok ilerletti. Başlangıcı hz. Resulüllah’ın (sav) Mekke’den Medine’ye hicreti olan, “Hicri takvim sistemini” formüle etti. Bu takvimin ne zaman başladığına dair değişik görüşler var. Bazıları hicri 16’da başladı diyor. Bazılarına göre hicri 17, hicri 18 veya hicri 21’de bu takvim hayata geçti.
İslamî sikkeler ile ilgili genel düşünce, ilk İslami sikkenin Abdulmelik bin Mervan tarafından hayata geçirildiğidir. Fakat Medine’nin bazı tarihçileri derler ki İslamî sikke hz. Ömer devrinde hayata geçmişti. Bazı sikkelerin üzerinde “Elhamdülillah” bazılarının üzerinde “Muhammed Resulüllah” ve bazılarında “La ilahe illallahu vahdehü” kazılıydı. Bir araştırmaya göre ilk İslami sikke Dımışk’ta hicri 17 yılında hayata geçti.
Hz. Ömer’in (ra) kendi hilafetinde icat ettiği yeni şeylere tarihçiler “evveliyat” derler. Allame Şibli Numani “Elfaruk” isimli kitabında kırk dört kadar “evveliyat” toplayıp şöyle yazar: Hz. Ömer’in (ra) bunlar dışında daha da “evveliyat”ı vardır, uzun olacağı korkusuyla onları yazmadık.
Hz. Ömer (ra) konusuna gelecek sefer devam edeceğini söyledikten sonra Huzur-i Enver altı merhumdan hayırla bahsetti ve onların cenaze namazlarını kıldıracağını duyurdu.
1- Endonezya’dan sayın Suripto Hadi Siswoyo bey. Geçen ay 79 yaşında vefat etti. inna lillahi ve inna ileyhi raciun.
2- Sayın Çodri Beşir Ahmed bey, geçen ay 95 yaşında vefat etti. inna lillahi ve inna ileyhi raciun.
3- Sayın Hamidullah Hadim Malhi bey, 82 yaşında vefat etti. inna lillahi ve inna ileyhi raciun.
4- Peşaver’den sayın Muhammed Ali Han bey, 89 yaşında vefat etti. inna lillahi ve inna ileyhi raciun.
5- Amerika’dan sayın Sahipzade Mehdi Latif bey, 87 yaşında vefat etti. inna lillahi ve inna ileyhi raciun.
6- Sevgili Feyzan Ahmed Samir bey, korona virüs yüzünden 16 yaşında vefat etti. inna lillahi ve inna ileyhi raciun.
Huzur-i Enver bütün merhumların mağfireti ve derecelerinin yükselmesi için dua etti.
٭…٭…٭