Eğer terbiyet şubesi faal olursa diğer şubelerin işleri de kolay olacaktır. Terbiyet işini ilk önce kendi evinizde başlatın.
Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis Atba, 15 Temmuz2016’da Beytü’l Futuh Camiinde Cuma Hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte MTA’da canlı olarak yayınlandı.
Huzur-i Enver şöyle buyurdu: Ben daha önce de Cuma hutbesinde bu yılın seçim yılı olduğunu söylemiştim. Seçimler oldu ve yeni yöneticiler görevlerine başladılar. Allah-u Teala bütün cemaat yöneticilerini, bütün güçleriyle tam olarak hizmet etmeye muvaffak etsin, emanetin hakkını vermeyi nasip etsin. Cemaat hizmetini sıradan bir şey zannetmemek gerekir. Hepimiz bir söz verdik ve bu sözü Allah-u Teala’ya verdik. Allah-u Teala, size verilen emanetler sizin sözünüzdür ve verdiğiniz sözlerden kesinlikle sorguya çekileceksiniz, buyurur. Emanetin hakkını vermek için doğrulukta ve takvada Cemaat üyelerine örnek olmanız gerekir. İşte, emirler ve sadırlar kendi amilası ve cemaat üyelerinin önüne kendi örneğini koysun, ayrıca terbiyet sekreterleri de kendi örneğini göstersin. Eğer terbiyet şubesi faal olursa diğer şubelerin işleri de kolay olacaktır. Terbiyet işini ilk önce kendi evinizde başlatın. Emirler, sadırlar ve terbiyet sekreterlerinin, yaptıkları programlara bizzat kendilerinin uyup uymadıklarına bakmaları lazım. Eğer uymuyorlarsa o zaman takva yoktur.
İnsanın en büyük maksadı Allah’a ibadettir. Namazları cemaatle kılmaya tam olarak çaba sarfedin. Camilerimiz doldurulursa bu, cemaat üyelerinin terbiyetinin de vesilesi olacaktır. İnsanın konuşması eğer dürüst kalple ve amel gücüyle olmazsa o konuşmanın etkisi de olamaz. Velhasıl, bizim sözümüzle yaptığımız arasında tezat olmamalı. Bizim bütün cemaat yöneticilerimizde cemaatle namaz kılma hassasiyeti olmalı. Huzur-i Enver, cemaat yöneticilerinin vasıfları ve sorumluluklarından bahsederek şöyle dedi: Hiçbir cemaat yöneticisi lider olmak niyetiyle tayin olmaz. Milletin lideri, milletin hizmetçisi olur. Onlarda tevazu ve alçak gönüllük olmalı, tahammül olmalı, isar hissiyatı (yani başkaları için kendi hakkından vazgeçmek duygusu) olmalı. Başkalarının sıkıntısını kendi sıkıntısı bilerek onu gidermeli, büyüklük budur. Kibir, Allah-u Teala’dan uzaklaştırır ve cemaat için zarara sebep olur. Kurallar, Cemaat emirine, amilanın görüşünü reddetme izni verir, ancak onun hepsini yanına alarak yürümeye gayret etmesi gerekir. Bu hakkı sadece, olağanüstü durumlarda ve cemaatin geniş faydasını göz önünde tutarak kullanın. Kurallara uygun davranırsanız huzursuzluk olmayacaktır.
Huzur-i Enver, Cemaat yöneticilerinin bir özelliği de iyi geçinmektir, dedi. Yöneticilerin kendi idaresi altındakilerin hislerine dikkat ederek onlara iyi davranması gerekir ve onlara sevgi ile iş öğretmesi lazım. Cemaatin işlerini yürüten ise Allah-u Teala’dır. Vadedilen Mesih’in üçüncü halifesinin zamanında bir kişi cemaatin mali işlerinin onun sayesinde yürüdüğünü iddia ediyordu. Huzur’un bundan haberi olunca onu uzaklaştırıp bu işten hiç anlamayan birisini görevlendirdi. Ama Allah-u Teala önceden olmadığı kadar çok bereket nasip etti. Bu yüzden hiç kimse, bilgi ve tecrübe sayesinde cemaatin işlerinin yürüdüğünü iddia etmemeli. Allah-u Teala bizzat melekler vasıtasıyla yardım ediyor. Cemaat yöneticilerinin bir özelliği de, mutlulukla, güler yüzle hizmet etmek olmalı ve güzel ahlaklı olmalı. Her ne zaman kendi altındakilerle ve yardımcılarıyla veya diğer insanlarla müzakerede bulunursa yüksek ahlak sergilemeli. Bazı nizami muamelelerde sert davranmak zorunda kalınabilir, ancak bu son adımdır. Sertlik bile ıslah amacıyla olmalı. Onlara, cemaat yöneticilerinin dert ortağı olduğunu hissettirin. Her yöneticinin kendi sınırlarını da bilmesi gerekir ve her yönetici kuralları okumalı.
Huzur-i Enver şöyle dedi: Sonra, şubelerin bütçelerinin doğru tahsis edilmediği de söyleniyor. Her şubenin doğru bir şekilde bütçe tahsis etmesi gerekir. Ve her amila toplantısında işle ilgili bilgi alınsın ve eğer onda değişiklik yapmak gerekiyorsa onun üzerinde bir kere daha kafa yorulsun. Merkez tarafından tavsiye yahut bildiri geldiğinde buna derhal dikkat etmek ve talimat göndermek emirler, sadırlar ve cemaat yöneticilerinin önemli bir işidir. Ayrıca her musinin (vasiyet sistemine dahil olmuş insanların) kendi çanda hesaplarını tutması kendisinin bir sorumluluğudur. Merkez ofisin işi, her musinin hesaplarını tam tutmak ve gerektiğinde musiye hatırlatma yapmaktır. Mürebbilerin düzenli toplantılarının olmasından mürebbi inçarc (Baş mürebbi) sorumludur. Bir yerde sekreterler tebliğ konusunda faal değilseler mürebbiler onların dikkatini çeksin. Allah-u Teala’nın bu yöneticilere gelecek üç yıl boyunca nasip ettiği iş yapma fırsatını fazl-ı İlahi (Allah’ın lütfu) bilin ve bütün kabiliyetlerinizle hizmet edin.
Huzur-i Enver hutbesinin sonunda, Sahibzade Mirza Münir Ahmed Bey’in eşi ve hz. Mesih-i Mevud’un (as) torunu muhterem Sahibzade Tahira Sıddıka Hanımefendinin vefatından dolayı merhumeyi hayırla yadetti ve gaip cenaze namazını kıldıracağını bildirdi.
Kaynak: Roznama Alfazl, 19 Temmuz 2016