20.05.2022 - Hz. Ebubekir (ra) döneminde ortaya çıkan fitneler, Yemame savaşının tafsilatı - Müslüman Ahmediye Cemaati

20.05.2022 – Hz. Ebubekir (ra) döneminde ortaya çıkan fitneler, Yemame savaşının tafsilatı

Hz. Halifetü’l Mesih 5 (Allah yardımcısı olsun) 20 Mayıs 2022’de İslamabad (UK) Mübarek Camisinde Cuma Hutbesi verdi. Hutbe çeşitli dillerde tercüme ile birlikte MTA televizyonunda canlı olarak yayınlandı. Huzur-i Enver, kelime-yi şehadet ve Fatiha suresini okuduktan sonra, Yemame savaşının detaylarını şöyle anlattı:

Yemame’de, çok sert savaşçılardan olan Beni Hanife yaşıyordu. Onlarla ilgili Tefsir-i Kurtubî’de, şu ayetin tefsirinde şöyle yazılıdır:

سَتُدۡعَوۡنَ اِلٰی قَوۡمٍ اُولِیۡ بَاۡسٍ شَدِیۡدٍ تُقَاتِلُوۡنَھُمۡ اَوۡ یُسۡلِمُوۡنَ

Yakında siz öyle bir kavime doğru çağrılacaksınız ki onlar çok sert savaşçılar olacak, siz onlarla savaşacaksınız ya da onlar Müslüman olacak. (Fetih Suresi, ayet 17) Rafi bin Hadic der ki, biz bu ayeti okurduk ama onların kim olduğunu bilmiyorduk. Nihayet hz. Ebubekir bizi Beni Hanife ile savaşa çağırdığında kastedilenin bu kavim olduğunu anladık.

Hz. Resulüllah (sav) Yemame’nin reisini İslam’a davet etti

Peygamber Efendimiz hicri 7 yılının başında, bazılarına göre de hicri 6 yılında, çeşitli ülkelerin padişahlarına tebliğ mektupları yazdığında bir mektup da Yemame reisi Hevze bin Ali ve Yemame halkı adına yazdı.

Hicri 9 yılında çeşitli delegeler gibi Beni Hanife de Medine’ye geldi

Bu delegede Mucaa bin Murara’ya ilaveten Raccal bin Unfuve, Müseyleme Kezzab ve Ebu Sümame de vardı. Bu delege, Ensardan Rimle binti Haris (ra) adlı kadın sahabenin geniş  evinde kaldı. Hz. Resulüllah’a biat gayesiyle üstüste delegeler gelince Peygamber Efendimiz, Medine’de delegelerin konakladığı işte bu evi görüşmeler için belirledi. Müseyleme, hz. Resulüllah (sav) ile mülakat şerefine ilk bahsedilen delege ile birlikte hazır olup erişemedi. Veya bazı rivayetler ise bunun tam aksinedir. Huzur-i Enver bunu şöyle açıklığa kavuşturdu: Genellikle bu konudaki rivayetlerde, Müseyleme ilkinde Peygamber Efendimiz ile görüştü. Bu konuda şu da söylenir ki, o, ikinci defa geldiğinde görüşmüş olabilir.

Eğer sen benden bu çalı parçasını da istesen, ben sana bunu bile vermeyeceğim

Hz. İbni Abbas’ın rivayetine göre, Peygamber Efendimizin (sav) zamanında Müseyleme Kezzab geldi ve şöyle dedi: Eğer Muhammed (sav) kendisinden sonra beni halifesi yaparsa ben ona tabi olacağım. Peygamber Efendimiz bizzat kendisi onun yanına gitti ve eline bir hurma çalısı alıp şöyle buyurdu: Eğer sen benden bu çalı parçasını da istesen, ben sana bunu bile vermeyeceğim ve sen kendinle ilgili asla Allah’ın kararının dışına çıkamazsın ve eğer sen sırt çevirirsen Allah senin kökünü kesecek. Ben görüyorum ki sen, rüyamda hakkında bana birçok şeyler gösterilen şahıssın.

Ben senin, bana rüyamda gösterilen o şahıs olduğunu anlıyorum

Bu ifade hakkında hz. İbni Abbas’ın soru sorması üzerine hz. Ebu Hüreyre dedi ki hz. Resulüllah (sav) şöyle buyurdu: Bir defa ben uyuyordum, bu esnada elimde iki altın bilezik gördüm, onların durumu beni endişeye sevketti sonra rüyada bana, onlara üflemem vahyedildi. Nitekim ben üfledim ve onlar uçup gitti. Ben bunun tabirini, benden sonra zuhur edecek iki yalancı şahıs olarak anladım. Ravi Ubeydullah (ar) şöyle dedi: Bunlardan biri, Feruz’un Yemen’de öldürdüğü Ansi’dir ve diğeri de Müseyleme’dir.

Yemame Delegesi geri döndüğünde Allah’ın düşmanı Müseyleme mürted oldu

Ayrıca o, peygamberlik iddiasında bulundu ve ben de onunla birlikte peygamberliğe ortak edildim, dedi. Kendine uyanlara şöyle dedi: Siz Peygamberin (sav) yanındayken benden bahsettiğinizde  o size, benim mertebe bakımından  sizden kötü olmadığımı, söylemedi mi? O bunu yalnız şu sebepten söylemişti: Çünkü o,  kendisinin peygamber olduğunu ve benim de ona  işlerinde ortak edildiğimi biliyordu.

Müseyleme kendi şeriatini başlattı

Sonra Müseyleme kendiliğinden uydurarak, halk için Kuran’ın taklidi olan sözler uydurmaya başladı ve onların üzerinden namazı kaldırdı, bir rivayete göre iki namazı, yani yatsı ve sabah namazını kaldırdı. Ayrıca insanlara şarap ve zinayı helal kıldı. Bununla birlikte o, hz. Resulüllah’ın (sav) peygamber olduğuna da şahitlik ederdi. Beni Hanife halkı da bu konularda onunla birlik oldu.

Müseyleme’nin gücünün artmasının başka bir sebebi

Beni Yemame halkından Reccal bin Unfuve’nin onunla birlik olmasıydı. Bu adam, hicretten sonra Peygamber Efendimizin yanına Medine’ye gelmişti. O, Kuran okudu ve dini bilgiler edindi. Müseyleme mürtet olunca Peygamber Efendimiz onu Yemame halkına muallim olarak ve ayrıca halkı Müseyleme’ye itaatten alıkoyması için yolladı. Fakat o, bu fitnenin daha da artmasına sebep oldu. Aynı şekilde onun peygamberliğinin sahte olduğunu söylemekle birlikte Peygamber Efendimize (sav) yalan bir söz isnat ederek Müseyleme’nin peygamberlikte hz. Resulüllah’a (sav) ortak edildiğini söyledi. Kuran bilgisi sebebiyle halk onun sözlerine aldanıp inandı.

Müseyleme’nin Peygamber Efendimize yazdığı mektup ve hz. Resulüllah’ın ona cevabı

Allah’ın Resulü(!) Müseyleme tarafından Allah’ın Resulü (sav) adına: “Toprakların yarısı bizim yarısı da Kureyş’indir fakat Kureyş insaflı davranmıyor. Buna cevaben hz. Resulüllah (sav) şu mektubu yazdı: Bismillahirrahmanirrahim, Muhammed Peygamber (sav) tarafından Müseyleme Kezzab’a (Kezzab en büyük yalancı demektir.): Topraklar kesinlikle Allah’ındır, O, kullarından kimi isterse ona varis kılacaktır ve hayırlı son daima muttakilerindir, hidayete uyanlara selamet olsun.

Sabır ve azmin dağı hz. Habib (ra) şehadet şerbetini içti

Söz konusu mektubu hz. Habib bin Zeyd Ensarî (ra) götürdü. O, bu mektubu Müseyleme’ye verince o, sen Muhammed’in (sav) Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik ediyor musun diye sordu ve evet cevabını aldı. Sonra Müseyleme ondan kendi peygamberliği için şahitlik etmesini isteyince hz. Habib, lafı geçiştirerek ben sağırım, duymuyorum, dedi.  Aynı soruyu her tekrarlayışında ve istediği cevabı her alamayışında hz. Habib’in vücudunun bir parçasını kestiler. Hz. Habib (ra) sabır ve sebatın dağı oldu. O kadar ki kendisi parça parça edildi ve sonunda şehadet şerbeti içti.  

Müseyleme Yemame’de isyan bayrağı açmıştı

O, Peygamber Efendimizin tayin ettiği yönetici olan hz. Sümame bin Üsâl’i oradan çıkardı. Hz. Resulüllah’ın (sav) vefatından sonra hz. Ebubekir (ra) mürtetler üzerine çeşitli birlikler yolladı. Bu birliklerden hz. İkrime ve hz. Şurahbil bin Hasene, hz. Ebubekir’in (ra) kesin emirlerine uymaktaki eksiklikleri ve aceleci bir şekilde savaşa başlamalarından dolayı Müseyleme karşısında yenilgiyi tatmak zorunda kaldılar.

Hz. Ebubekir (ra) hz. Halit bin Velid’i (ra) Müseyleme’nin üzerine gönderdi

Arkalarını kollaması için hz. Suleyd’in komutasında fazladan yardım da gönderdi ve ayrıca onlarla birleşerek savaşmaları için muhacir ve ensardan bir grubu da yolladı. Hz. Halit bin Velid (ra) Butah adlı yerde bu birlikleri bekliyordu. Hepsi yanına ulaşınca Yemame’ye doğru yola çıktılar. Büyük çarpışmadan önce Beni Hanife’nin reislerinden Mucaa bin Murara’nın beraberindekilerle birlikte yakalanması konusunda şöyle rivayet edilir: Hepsinin öldürülmesinden sonra geriye kalan Sariye bin Müseyleme bin Amir şöyle öneri yaptı: Ey Halit! Eğer sen Yemame halkı hakkında herhangi bir hayır ya da şer istiyorsan Mucaa’yı canlı tut, çünkü o, savaşta ve barışta senin yardımcın olacaktır. Onun bu sözünü hz. Halit beğendi ve Mucaa’yı öldürmedi, ayrıca onu da canlı tuttu.

Beni Hanife ve Müslümanlar arasında Akrabâ adlı yerde meydana gelen Gumsan Savaşı

Mucaa’nın grubunu hallettikten sonra Hz. Halit (ra), Yemame’ye doğru ilerledi ve sağlam plan yapmaya özen gösterdi. Hz. Şurahbil bin Hasene’yi ileri yolladı ve İslam ordusunu beş kısma ayırdı ki bu savaştan önceki son tertip idi. Müseyleme’nin destekçisi olan savaşçıların sayısı kırk bin, başka bir rivayete göre yüz bin veya ondan da fazlaydı. Buna karşılık Müslümanların sayısı on binden biraz fazlaydı. Müslümanlar bundan önce böyle bir savaşla karşılaşmamıştı, geri çekildiler. İslam ordusunun geri çekilmesine rağmen Hz. Halit bin Velid’in (ra) azim ve sebatında, cesaret ve kararlığında zerre kadar sarsılma olmadı. Kendisi seslenerek askerlerine şöyle dedi: Ey Müslümanlar! Ayrı ayrı durun ki hangi kabilenin savaşta en iyi kahramanlık gösterdiğini görebilelim. Bu ilan ile o, bütün kabilelerde yeni bir ruh ve yarışma heyecanı yarattı. Son olarak, bu durumda Müslümanların daha fazla gayrete getirilmesi, hz. Sabit bin Kays’ın rivayetiyle özetle beyan edildi. Buna göre onlar kefenlerini giyip düşman karşısında sarsılmaz bir şekilde durdular ve nihayetinde şehadet şerbetini içtiler.

Hutbenin sonunda Huzur-i Enver, bir şehit ve iki merhumdan detaylı olarak bahsetti ve Cuma namazından sonra onların gaip cenaze namazlarını kıldıracağını bildirdi.

 

Bir Öncekini Oku

13.05.2022 – Hz. Resulüllah’ın (sav) 1. Halifesi hz. Ebubekir (ra) döneminde ortaya çıkan fitneler ve onlara karşı atılan adımlar

Bir Sonrakini Oku

27.05.2022 – Hilafet-i Ahmediye’ye bağlı kalanlar ve bunu nesillerine de telkin edenler bahtiyar kimselerdir