29.05.2015 - Hilafet nimeti - Müslüman Ahmediye Cemaati

29.05.2015 – Hilafet nimeti

29 Mayıs 2015 Cuma Hutbesi özeti

Hilafet olmadan asla dini ilerleme de olamaz ve cemaatin birliği de baki kalamaz

Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis atba, 29 Mayıs 2015’de Almanya’nın Frankfurt şehrinde Cuma Hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte her zaman olduğu gibi MTA’da canlı olarak yayınlandı.

Huzur-u Enver (atba), 27 Mayıs Yevm-i Hilafet ile ilgili olarak, Ahmediye Hilafetinin bekası, önemi ve hilafet vasıtasıyla gerçekleşen ilerlemeler ve bereketlerden irfan dolu bilgiler sundu. Ayrıca zamanın halifesine itaat ve bağlılık, hilafet ile birleşmek ve ona tabi olmak hakkında telkinde bulundu. Huzur-u Enver, hutbenin başında, kıyamete kadar hilafetin feyizlerinin ve nimetlerinin devam edeceğine dair Resulüllah’ın (sav) hadisini ve açıklamasını sundu. Daha sonra şöyle buyurdu: Resulüllah’ın (sav) “O, imanı süreyyadan yeryüzüne getirecek,” buyurduğu kendi sevgilisini kabul edenlerden olmayı Allah-u Teala bize nasip etti. Ve Ahmediye Cemaatine biat edenlere de, Mesih-i Mevud (as) vasıtasıyla kendisinden sonra kurulan Hilafet silsilesine biat etmeyi Allah (cc) lütfetti.  Her Ahmedi kesin bir şekilde şahittir ki o, gerçekten imanı süreyyadan geri getirerek yeryüzünde kaim kıldı. Ve şimdi, bu imanı kalplerine yerleştirerek daima korumak, Hazreti Mesih-i Mevud’dan (as) sonra onun yolunda giden hilafet nizamına bağlanarak bu imanı belirgin hale getirmek ve onu dünyanın kenarlarına kadar yaymak ve tevhidi dünyada kaim kılmak, her Ahmedinin üzerinde farzdır.

Huzur-u Enver şöyle dedi: Hazreti Mesih-i Mevud (as) kudret-i saniye (yani ikinci kudret)’in müjdesini vererek buyurdu ki, sizin ikinci kudreti de görmeniz gerekir ve onun gelmesi sizin için iyidir, çünkü o devamlıdır ve kıyamete kadar kesintiye uğramayacaktır. Huzur dedi ki, biz hepimiz çok iyi biliriz ki birinci kudretten kastedilen Vadedilen Mesih (as), ve ikinci kudret ise hilafet nizamıdır. İmanı yeryüzünde kökleştirmek için Allah-u Teala Hazreti Mesih-i Mevud’dan sonra bir diğer kudretini yürürlüğe koymuştur. İşte, hilafet olmadan asla dini ilerleme de olamaz ve cemaatin birliği de baki kalamaz. Huzur-u Enver şöyle buyurdu: İkinci hilafet seçiminde o ikinci kudretin ikame edilmesinde fitnecilerin fitne yaratmak için yaptıkları çabaları Allah-u Teala başarısız bıraktı ve muratlarına erdirmedi. Sebebi şuydu ki, Hüda Teala’nın hilafet nizamını sürekli kılmak için sözü vardı. Onlar, bu nizam pek fazla devam edemez, demişlerdi. Fakat Allah-u Teala’nın şanına bakınız ki bu nizam, elverişsiz şartlara rağmen ilerlemektedir. Davet ilellah işi de çok genişlemiştir, biz her gün bunun manzaralarını görmekteyiz. Hilafetten ayrılanların merkezi nizamları bile alt üst oldu ve onlardan iyi tabiatlı insanlar bugün bile Ahmediye Cemaatine biat edenlere katılıyor ve hilafetin bayrağı altına geliyorlar. Bugün İslam’ın dünyada yayılması, Ahmediye Hilafetinin nizamı altında olmaktadır. Bugün dünyada İslam’ın en güzel görüntüsünü gösteren sadece Ahmediye Cemaatidir. Ve işte bu yüzdendir ki Hüda Teala bizzat Kendisi de Ahmediye hilafetinin doğruluğunu ortaya koymaktadır. Huzur, bu konuda bazı iman verici olaylar da anlattı. Buyurdu ki, kim imanı üzerinde güçlü bir şekilde durursa o, mucizeleri ve destekleri görmeye devam edecek.Huzur-u Enver şöyle buyurdu: Şimdi inşallah Hüda Teala’nın yürürlüğe soktuğu bu hilafet feyzi daima kaim olacak. Ancak, “dini dünyadan üstün tutmak” sözüne bağlı kalmayanlar, bu feyzden mahrum olacaklar. Allah-u Teala, hilafet vasıtasıyla korkulu durumları emniyetli duruma çevirme sözünü, Kendisine ibadet edenlere ve hiçbir şeyi O’na ortak koşmayanlara vermiştir. Yanlış beyanda bulunmak ve yalan da bir nevi şirktir. İşte öyle insanlar, hilafetten halis bir şekilde feyz alanlardan olamazlar. Huzur-u Enver, görevlilere nasihatlerde bulunarak buyurdu ki, Allah-u Teala’nın sizi hizmet etmeye muvaffak kılıyor olması bile sadece ve sadece hilafete bağlı kalmanız sebebiyledir. Eğer herhangi bir görevlinin kalbinde “ben” ve kendini beğenme duyguları olursa onun istiğfara yönelmesi lazım. Aynı şekilde, yeni Ahmedilerin kalbinde hilafet ile gerçek bir bağ kurma idraki yaratmak, ulemanın sorumluluğudur. Görevliler dini ilimlerini de, ihlas, vefa ve takvalarını da ve hilafetle kendi bağlarını da artırsınlar. Kısacası, görevliler, mürebbiler ve dinî ilmi olanlar zamanın halifesinin eli ayağı olsunlar ve amellerini de zamanın halifesine tabi kılsınlar ve diğerlerine de nasihat etsinler. Allah-u Teala bizi buna muvaffak kılsın. Amin

Bir Öncekini Oku

26.06.2015 – Ramazan: Kişisel reform ve sorumluluklarımız

Bir Sonrakini Oku

Peygamber Efendimiz sav Miraç’ta bedenen mi göğe yükseldi?