9.04.2021 – Hz. Resulüllah’ın (sav) yüce mertebeli, raşid Halifesi Zinnureyn Hz. Osman bin Avfan’ın (ra) güzel vasıfları

Hz. Halifetü’l Mesih 5 (Allah yardımcısı olsun) 9 Nisan 2021’de İslamabad (UK) Mübarek Camisinde Cuma Hutbesi verdi. Hutbe çeşitli dillerde tercüme ile birlikte MTA televizyonunda canlı olarak yayınlandı. Huzur-i Enver, kelime-yi şehadet ve Fatiha suresinden sonra, şöyle buyurdu:

Hz. Osman (ra) ile ilgili konular devam ediyordu. Hz. Osman’ın (ra) makamı neydi, bununla ilgili hz. İbni Ömer (ra) şöyle rivayet eder: Peygamber Efendimizin (sav) zamanında biz, insanlar arasından birinin diğerlerinden daha iyi olduğuna hükmederdik, düşünürdük ki hz. Ebubekir (ra) en iyisidir, sonra hz. Ömer bin Hattab ve sonra hz. Osman bin Afvan. Aynı şekildeki bir başka rivayette Muhammed bin Huzeyfe, babası hz. Ali’den Müslümanların en faziletlisi hakkında soru sorduğunda hz. Ali (ra) de aynı sırayı söyledi. Kendisine, Hz. Osman’dan (ra) sonra en iyisi siz misiniz diye sorulduğunda hz. Ali (ra) şöyle buyurdu: Ben Müslümanlar arasında sıradan birisiyim.

Hz. Resulüllah’ın (sav) nazarında hz. Osman’ın makamının ne olduğu şu olaydan anlaşılabilir:  Bir defa Peygamber Efendimizin (sav) huzuruna bir şahsın cenazesi getirildi. Ancak Peygamber Efendimiz (sav) onun cenaze namazını kıldırmadı. Birisi şöyle arzetti: Ya Resulallah! Biz bundan önce sizin birisinin cenaze namazını bıraktığınızı asla görmemiştik. Bunun üzerine Peygamber Efendimizsav  şöyle buyurdu: Bu şahıs, Osman’a kin tutardı, bu yüzden de Allah’ın da ona düşmanlığı vardı.

Hz. Osman’ın (ra) insafa düşkünlüğü öyle bir seviyedeydi ki bir defa kardeşi hakkında bir şikayet kendisine ulaştığında hz. Osman (ra) kardeşine bile ceza verdi ve hz. Ali’yi çağırıp velid’i kırbaçlattırdı. Hz. Seyyid Zeynü’l Abidin Veliyullah Şah sahip bu rivayet ile ilgili kendi şerhinde (açıklama yazısında) şöyle beyan eder:  Velid bin Ukbe aleyhindeki ceza, onun şarap içtiği suçlamasıyla ilgilidir. Şahitliklerle kesin olarak ispatlandıktan sonra hz. Osman (ra) akrabalığı dikkate almadı, hatta akrabalıktan dolayı ona iki kat ceza verdi ve kırk kırbaç yerine seksen kırbaç vurdurdu.

Hz. Osman’ın (ra) azat ettiği köle Hamran şöyle beyan eder: Bir defa hz. Osman (ra) bir kap ile su istedi ve iyi bir şekilde abdest aldı. Sonra şöyle buyurdu: Hz. Resulüllah (sav) buyururdu ki,  kim benim gibi abdest alırsa ve aynı şekilde iki rekat namaz kılarsa ve de namaz sırasında kendiyle konuşmazsa (yani nefsani düşüncelere dalmazsa), onun bundan önce ne kadar günahı olursa olsun hepsi affedilecektir.

Cuma günü ikinci ezanın yürürlüğe konması da hz. Osman’ın (ra)  zamanında olmuştu. Daha önce hz. Resulüllah (sav), hz. Ebubekir (ra) ve hz. Ömer (ra) dönemlerinde ezan sadece, imam minbere oturduğunda okunurdu. Sonra hz. Osman’ın (ra) döneminde halk çoğaldı ve o dönemde ikinci ezan okuma adeti kondu. Bu ilk ezan caminin kapısındaki bir taşın üzerinde okunurdu.

Bayram günü Cuma namazının muaf oluşu hakkında bir rivayet bulunmaktadır. Hz. Osman (ra) bayram namazı kıldırdı ve o gün Cuma idi. Kendisi hutbeden önce namaz kıldırdı ve halka hitap ederek şöyle dedi: Ey insanlar! Bu gün, sizin için iki bayramın bir araya geldiği gündür. Medine’nin etrafında yaşayanlardan cumayı beklemek isteyenler bekleyebilir, beklemeyip geri gitmek isteyenlere ise benim tarafımdan izin verilmiştir.

Huzur-i Enver şöyle dedi: “Ahmediye Fıkhı”ında bir şey yazılıdır, onunla ilgili ben şimdiye kadar açık bir delil bulamadım. Orada şu rivayete yer verilmiştir ki Ataa bin Ebi Rabah şöyle der: Bir defa Cuma ve ramazan bayramı, ikisi aynı güne denk geldi. Hz. Abdullah bin Zübeyr şöyle dedi: Bir günde iki bayram bir araya geldi, onlar birleştirilerek kılınacaktır. Nitekim o, her ikisi için öğleden önce iki rekat namaz kıldırdı. Ondan sonra ilkindiye kadar başka namaz kılınmadı.

Huzur-i Enver şöyle dedi: bununla ilgili daha fazla araştırma yapmak gerekiyor, hz. Halifetü’l Mesih 4 de aynı şeyi söylemişti. Çünkü, böyle bir durumda öğle namazının bile bırakıldığına dair bir delil, doğrudan Peygamber Efendimizin kendi ameliyle yahut ona uyarak yapılan amellerde bulunmuyor.

Bir defa hz. Ömer (ra) hutbe veriyorken bu esnada hz. Osman (ra) geldi. Hz. Ömer (ra) ima ile şöyle dedi: İnsanlara ne oldu ki ezandan sonra bile geç geliyorlar. Bunun üzerine hz. Osman (ra) şöyle dedi: Ey Emirü’l Müminin! Ben ezanı duyar duymaz abdest alıp geldim. Hz. Ömer (ra) şöyle dedi: Sadece abdest mi? Sen, Peygamber Efendimizin, “sizden biriniz cumaya gelirken, gusül (boy) abdesti alması gerekir,” dediğini duymadın mı?

Hz. Osman (ra) hadis rivayeti konusunda son derece ihtiyatlı idi. Nitekim diğier sahabelere nisbetle hz. Osman’dan rivayet edilen hadis çok azdır. Onun rivayet ettiği hadislerin toplam sayısı 146 (yüz kırk altıdır.) Hz. Osman şöyle der: Ben Peygamber Efendimizin, “kim benim söylemediğim bir sözü bana isnat ederse, o cehennemde kendi yerini hazırlamıştır,” dediğini işittim.

Rivayetlere göre hz. Osman (ra) sekiz evlilik yaptı. O, bu evliliklerin hepsini İslam’ı kabul ettikten sonra yaptı.

Hz. Halifetü’l Mesih 1 (ra), Nur suresinin tefsirinde şöyle der: Bir nur marifet konusunda olur ki onun sayesinde iyi ile kötünün farkı ayırdedilir. O nur, sabah akşam Allah’ın zikredildiği evlerde olur.  اِذَافَرِیْقٌ مِّنْھُمْ مُّعْرِضُوْن  (Nur suresi, 49)’da bahsedilen (yüz çevirenler) grubu, ne hz. Ebubekir (ra) döneminde, ne hz. Ömer (ra) döneminde, ne hz. Osman (ra) döneminde, ne de hz. Ali (ra) zamanında asla muzaffer ve mansur (yani Allah’ın zafer ve yardım nasip ettiği kimseler) olmadılar. Ama سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا  (Bakara Suresi, 286) (duyduk ve itaat ettik diyen) diğer grup hep muzaffer ve mansur oldu. Nitekim Kuran-ı Kerim; وَاُولٰٓئِکَ ھُمُ الْمُفْلِحُوْنَ (Bakara suresi, 6) (başarıya ulaşanlar bunlardır) buyurdu.

Hz. Mesih-i Mevud (as) şöyle buyurur: Ben bunu bilir bunu söylerim ki bir şahıs, Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali rıdvanullahi aleyhim ecmain’in rengiyle renklenmedikçe mümin ve müslüman olamaz. Onların hepsi gerçekten dinde emin kimselerdi. Onlar hayatlarını Allah yolunda vakfetmişlerdi. Allah adına yemin ederim ki, Allah o iki evliyayı ve üçüncüsü de zinnureyn’in her birini İslam’ın kapısı ve hayrü’l Enam (mahlukatın en hayırlısı) olan hz. Muhammed Resulüllah’ın (sav) ordusunun ilk birliği yaptı.

Yine Şiilerden bahsederek hz. Mesih-i Mevud (as) şöyle buyurur: Biz sizin küfürlerinizden daima şikayetçiyiz. Çünkü siz sahabelere küfrediyor ve Ümmühatü’l Müminin’i lanetle anıyorsunuz ve Allah’ın Kitabında bir miktar artırma ve eksiltme yapıldığını zannediyorsunuz. Ve o, “Biyaz-ı Osman” (Osman’ın nüshası)dır ve Allah tarafından değildir, diyorsunuz. Siz İslam’ı, toprağı kurumuş, ziraat yapılamaz bir çorak çöl zannettiniz.

Kendisi şöyle buyurdu: Bana, benim Rabbim tarafından hilafetle ilgili tahkikata uygun öğreti verildi ve benim Rabbim bana şunu âyân etti ki, Sıddîk, Faruk ve Osman radıyallhu anhüm, takva sahibi ve mümin idiler ve Allah’ın seçtiği kimselerden idiler.

Huzur-i Enver şöyle dedi: Bunlarla hz. Osman’ın (ra) bahsi son buluyor. Gelecek sefer inşallah hz. Ömer’den (ra) bahsetmeye başlayacağım.

Bundan sonra Huzur-i Enver, “Alislam” ekibi tarafından hazırlanan, Kuran-ı Kerim’in yeni araştırma sitesinin ilk versiyonunun yayına geçtiğini duyurarak şöyle dedi: Bu veb sayfası, “Alislam” sayfasından ayrı olarak da ziyaret edilebilir. Bu sayfada herhangi bir sure, ayet, kelime veya konu, Arapça, İngilizce ve Urduca olarak yeni bir arama motoru vasıtasıyla aranabilir. Aynı şekilde “Alislam” internet sayfasında Kuran okuma, dinleme ve arama yapma sayfasının da daha güzel yeni bir sürümü yapıldı. Allah lutfetsin ki bu proje, Kuran-ı Kerim’in güzel öğretisinin dünyaya yayılmasına vesile olsun ve Cemaat üyeleri de bundan tam olarak faydalansınlar.

Daha sonra Huzur-i Enver, Pakistan ve Cezayirli Ahmediler için bir kez daha duaya çağırdı.

Hutbenin sonunda Huzur-i Enver aşağıda isimleri yazılı merhumlardan hayırla bahsedip onların cenaze namazlarını kıldırıcağını bildirerek şöyle dedi: Bu konuda çok fazla rica geliyor, hepsinden bahsetmek zordur. Ben bazılarından bahsediyorum, kalanları da isminden bahsetmeden dahil ediyorum.

  • Bangladeş’ten sayın Muhammed Sadık bey.
  • Rabvah’tan sayın Muhtaran Bibi hanım.
  • İngiltere’den sayın Manzur Ahmed Şad bey.
  • Amerika’dan sayın Hamide Ahtar hanım.
  • Almanya’dan sayın Nâsir Peter Lotsen bey.
  • Rabvah’tan sayın Raziye Tenvir hanım.
  • Pakistan Sargoda’dan sayın Miya Manzur Ahmed Galip bey.
  • Yemen’den sayın Büşra Hamid Enver Adenî hanım.
  • Kenya’dan sayın Nurü’s Sabah Zafer hanım.
  • Sayın Sultan Ali Reyha n bey.
  • Keşmir mürebbisi sayın Molvi Gulam Kadir bey.
  • Kadiyan dervişlerinden Muhammed Sadık beyin hanımı Mahmude Begüm hanım.
  • Ürdün’den sayın Halid Sadullah Almısri bey.
  • Rabvah’tan sayın Muhammed Münir bey.
  • Rabvah’tan sayın Nezir Ahmed bey.

Huzur-i Enver bütün merhumların mağfireti ve derecelerinin yükselmesi ve geride kalan yakınlarına Allah’ın sabır ihsan etmesi için dua etti.

٭…٭…٭

 

 

Önceki

SON DAKİKA: Oruçlu iken korona aşısı yaptırmak hakkında Ahmediye Cemaatinin Görüşü

Sonraki

16.04.2021 – Ramazan ayı münasebetiyle duanın önemi, duanın kabulünün şartları ve felsefesi hakkında hz. Mesih-i Mevud’dan (as) bazı iktibaslar