9.06.2023 – Bedir Savaşıyla ilgili çeşitli gazveler ve seriyyeler

Hz. Halifetü’l Mesih 5 (Allah yardımcısı olsun) 9 Haziran 2023’te İslamabad Mübarek camisinde Cuma Hutbesi verdi. Hutbe çeşitli dillerde tercüme ile MTA televizyonunda canlı olarak yayınlandı.

Huzur-i Enver, kelime-yi şehadet ve Fatiha suresi okuduktan sonra şöyle dedi: Hicretten sonra başlangıçtaki durumlar, Bedir savaşının sebepleri, Mekkeli kafirlerin faaliyetleri ve onların planlarını durdurmak için hz. Resulüllah’ın (sav) yaptığı işlerden biraz bahsedilmişti. Bedir savaşından önce bazı seriyyeler ve gazveler de oldu. Bunlardan da, ve kafirlerin savaş için hazırlıklarını da biraz anlatacağım inşallah.

Hz. Resulüllah (sav) Hicri 1. Yılı Ramazan ayında ilk seriyye olarak hz. Hamza’yı yolladı; Buna Sîfülbahr da denir. Sancak beyaz idi, Ebu Mersed sancaktar idi ve hz. Resulüllah (sav) amcası hz. Hamza bin Abdulmuttalib’i bu seriyyenin başkanı yaptı. Otuz muhacir atlı onunla birlikteydi. Ays adlı yerde Ebu Cehil’in başkanlığında Şam’dan gelen bir kafile ile karşı karşıya geldiler. İki taraf saf düzeni aldılar ancak Beni Süleym Kabilesinden bir lider araya girip çarpışmayı önledi ve her iki taraf geri döndüler.

Sonra hz.Ubeyde bin Haris seriyyesi vardır. Hicri 1. Yılı Şevval ayında hz. Resulüllah (sav) altmış muhaciri hz. Ubeyde bin Haris’in komutasına verip Seniyyetü’l Merra’ya doğru yolladı. Orada Ebu Süfyan ve onun iki yüz askeriyle karşı karşıya geldiler. Her iki taraftan bir miktar ok atıldı ancak bir çarpışma olmadı. Bundan önce Müslümanlarla kafirler arasında ok atımı olmamıştı. Müslümanların tarafından Saad bin Ebi Vakkas ilk olarak ok attı ve bu İslam tarihindeki ilk ok idi ki bundan dolayı hz. Saad haklı olarak gurur duyardı. Daha sonra taraflar geri kendi bölgelerine gittiler.

Sonra hz. Saad bin Ebi Vakkas seriyyesi vardır. Bu hicri 1 veya 2 yılında oldu. Hz. Resulüllah (sav) Kureyş’in bir ticaret kafilesini durdurmak için hz. Saad bin Ebi Vakkas’ı yirmi kişinin komutanı yaparak yolladı ve Hırar Vadisinden ileri gitmemelerini emretti. Ancak onlar Hırar’a ulaştıklarında o kafile bundan önce oradan çıkmıştı. Bundan dolayı onlar herhangi bir karşılaşma olmadan geri geldiler.

Sonra Hicri 2 yılı Sefer ayında Vüddan Gazvesi vardır. Hz. Resulüllah (sav) 60-70 muhacir ile birlikte Vüddan’a doğru gitti. Tarihçi ibni Saad’a göre bu, hz. Resulüllah’ın bizzat katıldığı ilk Gazvedir. Peygamber Efendimiz (sav) hz. Saad bin Ubade’yi Medine’de kendi naibi olarak belirledi. Peygamber Efendimizin niyeti Kureyş’in ticaret kafilesini durdurmaktı ama onlar Peygamber Efendimiz gelmeden önce oradan çıkıp gitmişlerdi. Peygamber Efendimiz (sav) Beni Damre’nin lideri Mahşi bin Amr bin Damri ile barış anlaşması yaptı. Buna göre her iki taraf birbirine saldırmayacak ve herhangi bir tarafın düşmanına destek vermeyecek. Bu sefer boyunca, Peygamber Efendimiz 15 gün Medine’nin dışında kaldı.

Buvat Gazvesi, Hicretin 2. yılı Rebi-ül Evvel ayında oldu. Hz. Resulüllah (sav), hz. Saad bin Muaz’ı Medine’nin emiri olarak belirledi ve kendisi 200 sahabesiyle birlikte Kureyş’in kafilesini durdurmaya çıktı. Bu kafilede Ümeyye bin  Half’e ilaveten 100 diğer Kureyşli ve 2500 deve vardı. Buvad’a vardığından Peygamber Efendimiz kimseyle karşılaşmadı ve Medine’ye geri döndü. Beyaz renkli sancağı hz. Saad bin Ebi Vakkas taşıyordu.

Uşeyre Gazvesi

Hz. Resulüllah (sav), Kureyş’in bir ticaret kafilesinin Mekke’den çıktığı haberini aldı. Mekkeliler, ne kadar kazanç elde edilirse Müslümanlara karşı savaşta kullanılsın diye bu kafileye bütün ticaret mallarını koymuşlardı.  Nitekim Peygamber Efendimiz Hicretin 2. yılında Cemâziyelevvel (veya Cemâziyelâhir) ayında 150 veya 200 kişiyle sefere çıktı. Uşeyre adlı yere vardıklarında kafilenin birkaç gün önce gitmiş olduğu öğrenildi. Peygamber Efendimiz birkaç gün orada kaldı ve Beni Müdlic ile Beni Damre’nin halefleriyle barış anlaşması yaptı ve Medine’ye geri döndü. Kureyş’in işte bu kafilesi Şam’dan geri dönerken Peygamber Efendimiz tekrar onu takibe çıktı ve Bedir savaşı meydana geldi.

Bedrül Ula (1.Bedir) Gazvesi

Hz. Resulüllah (sav) Uşeyre Gazvesinden geri döndükten sonra daha 10 gün bile geçmemişti ki Kürz bin Cabir Medine’nin meralarına saldırdı. Peygamber Efendimiz onu takibe çıktı ve hz. Zeyd bin Harise’yi kendi naibi olarak atadı. Peygamber Efendimiz Safvan vadisine ulaştı ama Kürz bin Cabir hızla çıkıp gitti ve Efendimiz onu yakalayamadı ve bundan dolayı da Medine’ye geri döndü. Buna Bedrül Ula denmesinin sebebi Müslüman askerlerin, Bedir’in bir tarafı olan Safvan’a kadar ulaşmalarıdır.

Abdullah bin Cahş Seriyyesi Mekke’nin yakınındaki Nahle Vadisinde oldu. Hz. Resulüllah (sav) Recep ayında hz. Abdullah bin Cahş’ı 8 muhacir ile yolladı. Hz. Saad bin Ebi Vakkas ve hz. Utbe bin Gazvan’ın develeri kayboldu ve develeri ararken onlar geride kaldılar. Diğerleri ise Nahle’ye ulaştılar. Orada Kureyşliler Müslümanları görünce korktular.  Hürmetli aylardan Recep ayının son günü idi. Müslümanlar aralarında istişare ettiler; Bıraktıkları takdirde ellerinden kaçacakları için Kureyşlilere saldırdılar ve onların bir lideri Amr bin Hazremi’yi öldürdüler. Hz. Abdullah bin Cahş, iki esir ve develeri alarak Peygamber Efendimizin yanına Medine’ye geldi. Hz. Resulüllah (sav), ben size hürmetli ayda savaşma emri vermemiştim, buyurdu ve herhangi bir şeyi kabul etmedi. Allah-u Teala, hürmetli aydaki bu saldırıdan dolayı Müslümanlara teselli için Bakara Suresinin 218. Ayetini vahiy olarak indirdi. Bu sayede bir yandan Müslümanlar teselli buldular öbür yandan da Kureyşliler biraz sakinleştiler. Çünkü vahiy edildiğini öğrendiler. Daha sonra hz. Resulüllah (sav), hz. Saad bin Ebi Vakkas ve hz. Utbe bin Gazvan’ın sağ salim geri dönmesi üzerine Kureyş’in o iki esirini fidye alarak serbest bıraktı.

Bedrül Kübra (Büyük Bedir) Gazvesine Kur’an-ı Kerim’de Yevm-i Furkan (Hakkı batıldan ayıran gün) denilmiştir. 1. Halifetü’l Mesih hazretleri şöyle der: Peygamber Efendimizin furkanı, güçlü muhaliflerin helak olduğu ve Müslümanların fetih ve galibiyete ulaştığı Bedir savaşı günü idi.

Bu gazveye, Bedr-i Saniye (ikinci Bedir), Bedrül Kübra (Büyük Bedir), Bedrül Uzma (Azametli Bedir) ve Bedrül Kıtal (Bedir cengi) de denir. Ebu Süfyan’ın Kureyş’in bir kafilesini alıp geri geldiği haberi Peygamber Efendimize ulaştı. Kafilede bin deve ve Kureyş’in çok büyük bir sermayesi vardı. Otuz, kırk yahut yetmiş kişi vardı. Bu kafile, Peygamber Efendimizin daha önce de takip için çıktığı aynı kafileydi. Bu amaç için Peygamber Efendimiz (sav) Hicretin 2. Yılı Cemaziyel Ula veya Cemaziyel Ahir’de yola çıktı. Bazı bilgisi düşük kimseler, Müslümanlar soygun yapmak için bu gazveye çıkmışlardı diye itiraz ederler. Ancak hz. Mirza Beşir Ahmed Bey, Siret Hatemennebiyyin kitabında şöyle beyan eder: Bu kafileyi durdurmak için harekete geçilmesi kesinlikle itiraz edilecek bir şey değildi; Çünkü bu olağan dışı bir kafileydi ve onun kazancı Müslümanlara karşı kullanılacaktı. Nitekim tarihten ispatlanmıştır ki onun kazancı Uhud Savaşına hazırlık için sarfedilmiştir. Velhasıl, onun durdurulması savaş tedbiri bakımından zorunluydu.

Hz. Resulüllah (sav) bu kafile ile ilgili bilgi almak için hz. Talha bin Ubeydullah ve hz. Said bin Zeyd’i ileri gönderdi. Hz. Resulüllah’ın sahabelerle birlikte kafileye saldırmak üzere yola çıktığı bilgisi Ebu Süfyan’a ulaştı. Bu haberi duyunca o çok korktu ve bir ulağına gidip bunu Mekke’ye haber vermesini söyledi. Ebu Süfyan ise Bedir’i bir tarafa bırakıp hızlıca ilerledi. Bununla ilgili hz. Resulüllah’ın teyzesi olan Atike binti Abdulmuttalip acayip bir rüya görmüştü; Daha sonra o rüya gerçek oldu. O, Ebu Süfyan’ın ulağının Mekke’ye varmasından üç gece önce rüyasında şöyle gördü: Bir şahıs deveye binmiş olarak Abtah meydanında, sonra Kabe’nin çatısında ve sonra da Kubeys Dağının tepesinde ayağa dikilip yüksek sesle insanlara, üç gün içinde kendi ölüm yerlerine ulaşmalarını söylüyordu. Atike binti Abdulmuttalip bu rüyayı kardeşi Abbas bin Abdulmuttalip’e anlattı ve daha sonra bu rüya, yayıla yayıla Ebu Cehil’e kadar ulaştı. Ebu Cehil şöyle dedi: Biz üç gün bekleriz, eğer bu şekilde olursa tamamdır, aksi takdirde Kabe’ye “Araplar arasında en yalancı sizsiniz” diye bir yazı asacağız. Daha sonra hz. Abbas, Abdulmuttalip’in kadınlarının söylemesi üzerine Ebu Cehil’i öldürmek için Kabe’ye gittiğinde Ebu Süfyan’ın dehşete kapılmış ulağının hali dikkatini çekti ve Ebu Süfyan’ın kafilenin kurtarılması için yaptırdığı ilan duyuldu. Kureyş zaten önceden de savaş için bahane arıyordu; Bu ilan üzerine tam olarak savaş hazırlığı yapmaya başladılar. Kureyş’in 5 lideri oklarla kura çektiklerinde faldan, savaş yapılmaması sonucu çıktı. Ancak Ebu Cehil’in ısrarı üzerine onlar da razı oldular.

Huzur-i Enver şöyle dedi: Bu konunun detayları daha da beyan edilecek inşallah.

٭…٭…٭

 

 

Önceki

2.06.2023 – Bedir Gazvesinin arka planı

Sonraki

Zilhicce Ayının ilk aşeresinin (10 gününün) önemi ve kurbanla ilgili konular