Program açısından da bakılırsa yalnız Ahmediye cemaatinin elbirliğiyle hazırlanmış bir programı vardır. Başka hiç bir cemaatin böyle ortaklaşa elbirliğiyle hazırlanmış bir programı yoktur. Ahmediye cemaati her ülkede Hıristiyanlık saldırılarını önceden hesaplayarak ona karşı koymaktadır. Bugün dünyanın en zayıf, fakat bazı açıdan en güçlü bölgesi Afrika’dır. Bugün Hıristiyanlık tüm kuvvetiyle Afrika’ya saldırmıştır. Ve Afrika hakkında dönen emellerini artık açığa vurmaya başladılar. Bundan önce sadece papazların kafaları “Avrupa’nın kurtuluşu Afrika’nın ıslahı, refahı ve kalkınmasına bağlıdır” gerçeğini sezdi. Daha sonra İngil tere’nin Muhafazakar Partisi bunun farkına vardı. Fakat Avrupa, bu kalkınma ve ıslahın kendisi için ancak Afrika halkının Hıristiyan olmasıyla yararlı olacağı kanısındaydı.
Ahmediyet, 24 yıl önce bu sırrı kavramıştı. Ve bugünden tam yirmi dört yıl önce kendi misyonerlerini oraya yollamıştı. Bunun sonucu, binlerce Afrikalı Hıristiyanlığı bırakıp Müslüman oldu. Bugün Afrika’da en iyi şekilde organize edilmiş İslâmi Cemaat, Ahmediyet’indir. Hıristiyanlar artık bu cemaatle yüz yüze gelmekten ka çınıyorlar. Sürekli olarak, Ahmediye cemaatinin çabalarının, Hıristiyan misyonerlerin faaliyetlerini başarısızlığa uğrattığını yayınlarında açıkça belirtmektedirler. Yıllardır, Doğu Afrika’da dini yayma çalışmaları devam ediyor. Gerçi bu daha başlangıç sayılır. Çünkü daha sonuçlar Batı Afrika’nınki gibi olağanüstü değildir. Fakat yine de halk Hıristiyanlıktan ayrılıp İslâmiyet’i kabul etmeye başlamıştır. Umarım burada da birkaç yıl sonra misyonerleri mizin çalışmaları fevkalade sonuçlar vermeye başlayacak.
Endonezya ve Malezya’da da uzun zamandan beri dini merkezimiz mevcuttur. Ve İslâmiyet ten kaçıp uzaklaşmakta olan Müslümanları durdurmaya, onları bir bayrak altına toplayıp düşmana karşı diretmeye çalışmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri bugün Hıristiyan kuvvetlerin en ön saflarında bulunuyor. Orada da yirmi dört yıldan beri Ahmedi misyonerler çalışıyorlar, Binlerce Amerikalı Ahmediyet’e girdiler. Yüz binlerce doları İslâmiyet’i yaymak için harcamaktadırlar. Amerika’nın maddi imkanlarının yanında bu harcamalar bir hiçtir: Oradaki papazların çalış maları yanında bizim çalışmalarımız pek ufak kalır. Fakat önemli olan yarışın başlatılmasıdır. Ve zafer bizimdir. Çünkü biz nice kimseleri Hıristiyanlıktan kapıp kendi tarafımıza katmaktayız. Fakat Hıristiyanlık, adamlarımızdan hiç birini kendi tarafına çekemedi.
Onun için ” Ahmediler yeni bir cemaat kurdular” dememeli. “Onlar hiç bir cemaat yokken bir cemaat teşkil ettiler” demeli. Ve sizce böyle bir davranış övgüye mi yoksa sövgüye mi layık?