Karantinanın ardından raporlar üzücü bir şekilde aile içi şiddetin arttığını göstermekte. Guardian (gazetesi) bildirmekte: “Önümüzdeki on yıl boyunca kadınlar için yaşamın kasvetli bir resmini çizen yeni verilere göre, bu yıl pandemi kısıtlamalarının bir sonucu olarak dünyada en az 15 milyon aile içi şiddet vakası öngörülmektedir.” (The Guardian)
BM’ye göre, her üç kadından biri yaşamı boyunca bir tür aile içi şiddete maruz kalmaktadır. Kimi raporlar, bu aylarda aile içi istismar mağdurlarından gelen çağrıların azaldığını öne sürse de, aile içi şiddet karşısındaki savunucuların endişesi, kurtulanların evde kal emirleri nedeniyle istismarcıları ile beraber kaldıkları için yardım istemek üzere mücadele verdikleridir.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de endişesini dile getirmiştir. Attığı twitter mesajı şöyledir: “Barış sadece savaşın olmaması değildir. #COVID19 karantinası altındaki birçok kadın, en güvenli olmaları gereken yerlerde, (yani) kendi evlerinde şiddete maruz kalıyor.” Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre – ister felaketler, ya da kasırgalar veya depremler yahut da korona virüs gibi pandemiler olsun – hepsi geniş kitlelerin sosyal ve fiziki çevrelerine tahribat vermektedir. Bu değişimler, aile bireyleri arasında aile içi şiddete karşı kırılganlıkları arttırmaktadır. Hatta çocuklar da istismar tehlikesi altındadır. NSPCC (İngiltere Ulusal Çocuk İstismarı Önleme Topluluğu) uyarmaktadır ki: “Yüzlerce, binlerce çocuk şu an aile içi istismara uğradıkları evlerde yaşamaktadır.”
Karı koca arasındaki ilişkiler aile sisteminin özünü oluşturmaktadır. Eşler arasında karşılıklı sevgi, müşterek saygı, takdir ve hataların örtülmesi yok ise, o zaman ailenin huzuru yok olacak ve nihayetinde bu istismara yol açacak, keza çocukları da olumsuz etkileyecektir. Karı koca arasında olması gereken sevgi, şefkat ve destek duyguları çok kritiktir. Kuran-ı Kerim, çiftler arasındaki sevgi ve nezaket hakkında çok açık talimatlar vermiştir. Kuran-ı Kerim buyurur ki:
هُنَّ لِبَاسٌ لَّكُمْ وَاَنْتُمْ لِبَاسٌ لَّهُنَّ
“Onlar sizin için, siz (de) onlar için (bir çeşit) elbisesiniz.” (Bakara suresi 2:188)
Bu ayet-i kerimeyi açıklamak üzere Hz. Muslih Mevudra şöyle buyurmuştur:
“Aynı bir giysinin vücudu örttüğü ve onu sıcaktan ve soğuktan koruduğu gibi, [karı koca da] birbirleri için bir koruma olmalıdır. Hz. Hatice’ninra örneğine bir bakın! Evlendikten hemen sonra o, parasızlıktan dolayı herhangi bir rahatsızlık hissetmesin ve insanlığa rahatça hizmete devam edebilsin diye tüm servetini Hz. Resulullahasav nasıl sunmuştur. Ev hayatlarını mutlu kılmak üzere o, ne muhteşem bir örnek sunmuştur!” (Tefsir-i Kebir, c.2, s.411)
Hz. Muslih Mevud’unra bu tefsirini akılda tutarak, Hz. Resulullahınsav aile yaşamının aslında en iyisi olduğunu gözlemleyebiliriz. (Hz. Cabirra rivayet etmiştir ki;) Peygamber Efendimizsav şöyle buyurmuştur:
خَيْرُكُمْ خَيْرُكُمْ لأَهْلِهِ, وَأَنَا خَيْرُكُمْ لأَهْلِي
“Sizin en iyiniz, hanımı ile en iyi geçinenizdir ve aranızda ailesi ile en iyi geçinen benim.” (Tirmizi, Kitab-ul Menakib)
Hz. Mesih-i Mevud’unas V. Halifesiatba yukarıda yer alan ayet-i kerime ile ilgili açıklama yaparak şöyle buyurmuştur:
“Aynı bunun gibi, bir erkek ya da bir kadın evlilik akdi için söz verdiğinde, birbirlerine tahammül etmek için ellerinden geleni azami şekilde yapmalıdır. Birbirlerinin hatalarını ve eksikliklerini örtmeli ve ufak tefek konularda tartışmamalıdır. (Birbirleri için elbise, s.97)
Peygamber Efendimizsav ile uzun bir zaman geçirmiş olan Hz. Ayşera, aile yaşamı ile ilgili şu güzel ifadelerde bulunmuştur:
“(Onun) aile yaşamı, tüm erkeklerin aile yaşamlarının en müşfik, en yüce gönüllü ve en teklifsiz olanıydı. Her zaman gülümserdi ve asla kaşlarını çatmazdı. Peygamber Efendimiz hiç bir eşine elini kaldırmadı ve asla bir hizmetkârı dövmedi.” (Tirmizi)
Bu ifade asla şüpheye mahal bırakmaz. Hz. Ayşera ayrıca, Hz. Resulullahınsav kendisiyle aynı yerden yemek yediğini de rivayet etmiştir. (Ebu Davud, Kitabüt Tahare)
Vadedilen Mesih Hazretlerias de erkekleri eşlerine adaletle muamele etmeye ve kendi örneğini oturtmaya teşvik etmiştir. O, şöyle nasihatta bulunmuştur:
“Hayâsızlık dışında, kadınların tüm kabalık ve sertlik örnekleri tolere edilmelidir. Erkek olup da bir kadınla savaşmanın son derece utanç verici olduğunu düşünüyorum. Allah bizi erkek kıldı ve aslında bu, bizim için yüce bir nimettir. Bu nimet karşısında minnettarlığımız, kadınlara hoş ve nazikçe muamele etmektir.” (Melfuzat, c.1, s.307)
Vadedilen Mesihas bu konuda kendi örneğini beyan etmiştir:
“Benim durumum öyle ki, bir kez eşime yüksek sesle seslenmiş bulundum, ancak o an dilimden kırıcı veya sert bir kelime çıkmamış olmasına rağmen, o yüksek sesli çağrının kalbimi ıstırap ile doldurduğunu hissettim. Eşime karşı bu sert tutumumun sebebi belki de farkında olmadan Yüce Allah’ın bir emrini gözden kaçirmaktan olmuş olabilir düşüncesiyle, bu (olayın) ardından uzun bir süre (Allah’tan af dilemek üzere) istiğfar ettim, tüm içtenliğim ve dikkatimle nafile (namaz) eda ettim, keza sadaka da verdim.” (Melfuzat, c.1, s.1307)
Hz. Mesih-i Mevud’unas V. Halifesiatba bu örnekten bahsederek şöyle buyurmuştur:
“Bunlar, Peygamberimiz Hz. Muhammed’isav takip etmesinin sonucu olarak Vadedilen Mesihinas sergilediği, hanımlara karşı nazik muamelenin örnekleridir. Bizler de onların örneklerini takip etmek suretiyle evimizde huzuru tesis edebiliriz.” (Birbirleri için elbise, s.97)
Cazib Mehmud, Gana Camiya Ahmediye Öğrencisi
İngilizce Orijinal “Al Hakam” online gazetesinde 7 Haziran 2020’de yayınlandı:
https://www.alhakam.org/islamic-lessons-for-ending-domestic-violence/
(Çeviren Mehmet Önder)