Bazı Şüphelerin Ortadan Kaldırılması - Müslüman Ahmediye Cemaati

Bazı Şüphelerin Ortadan Kaldırılması

Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. 

Birinci İtiraz:

Bu tutulmalar Hadis-i Şerif’te haber verildiği şekilde gerçekleşmemiştir. Mesela ay tutulmasının Ramazanın ilk gecesinde vuku bulması gerekirken Ramazanın on üçünde vuku bulmuştur. Keza güneş tutulmasının da Ramazanın on beşinde gerçekleşmesi gerekirken, Ramazanın yirmi sekizinde gerçekleşmiştir. 

Cevap:

Hadis-i Şerif’te Hz. Resulüllah (sav) “kamer” kelimesi kullanmıştır. Bütün Arapça sözlüklerinde belirtildiği gibi, eğer Ramazanın ilk gecesinde ay tutulacağından haber verilmiş olsaydı, o zaman Hz. Resulüllah’ın “Hilal” kelimesini kullanması gerekirdi. Lisan-ül Arap adlı meşhur Arapça sözlüğünde, ayın ilk üç gecesinden sonrasının hilal değil kamer olarak adlandırıldığı ifade edilmiştir. Demek ilk geceden murat ay tutulmasının mümkün olduğu üç gecenin ilkidir. Hem, dünya ay ve güneş yaratılalı beri, ay hiçbir zaman ayın üç gecesinden başka zamanlarda tutulmamıştır. Ay daima, ayın 13, 14, 15’inde tutulur. Diğer bir ifadeyle ayın ilk gecede tutulacağından murat, ayın 13’nde tutulacağıdır. Bu da aynen gerçekleşmiştir. “The New Age Encyclopedia” da:“Ay tutulması açık bir şekilde bilindiği üzere, ancak ayın (güneşe) ters düştüğü zaman, o da ayın tamamlandığı zaman (ayın onüçü ila onbeşi) gerçekleşebilir.” Denmiştir. [16]         

Aynı şekilde güneş tutulması da ancak ayın yirmiyedisi ile yirmidokuzu arasında gerçekleşebilir. Hz. Resulüllah’ın (sav) hadisinde güneşin bu üç günün ortasında, yani ayın yirmisekizinde tutulacağı beyan edilmişti. Nitekim aynen gerçekleşti.

İkinci İtiraz:

Bu hadis zayıftır. Bunun bazı ravilerini muhaddisler cerhetmişlerdir, yani düşük olduklarını beyan etmişlerdir. 

Cevap:

Bu itiraz bazı temel gerçekleri göz ardı etmek neticesinde oluşmuştur. Hadis, gelecekte bir hadisenin, yani tutulmaların gerçekleşeceği hadisesini haber vermektedir. Bu haber aynen gerçekleştiğine göre, hadisin doğru olduğu kendiliğinden zaten ortaya çıkmıştır. Hz. Ahmed (as) bu konuda:“Hadis, gelecekte vuku bulacak bir olayı haber vermekteydi. O da tam zamanında gerçekleşmiş oldu. Böylece Hadis bizzat kendi doğruluğunu belirtmiş oldu. Artık hadisin doğruluğunda ne şüphe olabilir?” demiştir. [17]         

Keza Hz. Ahmed (as) muhaliflerine meydan okuyarak:“Eğer bir kimse bu hadisin uydurma olduğunu iddia ediyorsa o, ekabir muhaddislerin şahadetinden iddiasını ispat etsin. O durumda biz kendisine 100 rupi mükafat olarak vereceğiz” demiştir. [18] 

Üçüncü İtiraz:

Tutulmalar geçmişte, yahut gelecekte başka bir iddiacının iddiasını doğrulamak gayesiyle gerçekleşmiş olamaz mı? Tutulmaların ne zaman gerçekleşeceği artık bilgisel olarak önceden haber verilebilir. Bu durumda tutulmalar herhangi bir iddiacının doğruluğunu nasıl ispat edebilir? 

Cevap:

Tutulmalar konusunda şu gerçekleri daima hatırda tutmamız gerekir. Geçer asırlarda birçok kimsenin Mehdilik iddiasında bulunduğuna bir şüphe yoktur. Ancak hadisteki tutulmalar hiçbirisinin hayatında gerçekleşmemiştir. Ayrıca bu tutulmalar gerçekleştiği zaman yeryüzünde Hz. Ahmed (as) dışında yeryüzünde başka hiç kimse Mehdilik iddiasında bulunmamıştı. Buna göre Hz. Resulüllah’ın (sav) “Bizim Mehdimiz” olarak isimlendirdiği zatın ancak Hz. Ahmed (as) olduğunu kabul etmekten başka bir seçeneğimiz yoktur. Gelecekte şayet bu tutulmalar Ramazan ayında gerçekleşse bile, o zaman birisinin ortaya çıkıp Mehdilik iddiasında bulunmasına imkan yoktur. Çünkü Ramazan ayında gerçekleşen bu tutulmalar ancak bir zatın doğruluğunu kanıtlayacaktı. O da Hz. Ahmed’e (as) nasip oldu. Hadisin: yani: “Gökler ile yeryüzü yaratılalıdan beri bu tutulmalar daha önce gerçekleşmemiştir” kelimelerinden de anlaşıldığına göre, bu tutulmalar ancak bir zatın doğruluğunu ispat edecekti. Hz. Ahmed’in (as) izah ettiğine göre:“Geçen bin üç yüz yıl esnasında birçok kimse Mehdi olduğunu iddia etmiştir. Ancak onlardan hiç kimse için bu alamet belirlenmemiştir. Mehdilik hevesinde bulunan padişahlar (ve krallar) bile bir hile ile Ramazan ayında tutulmaları gerçekleştiremediler. Onların buna gücü bile yetmedi.” [19]         

Hz. Ahmed (as) geçmişte bu tutulmaların gerçekleştirilmiş olduğu ihtimalini de ortadan kaldırmıştır ve şöyle demiştir:

“Bazı cahil kimselerin “(Bu tutulmaların) daha önce gerçekleşmediğini nasıl kabul edelim?” dediğini duydum. Cevabı da şudur ki bu hadis Hatem-ül Enbiya ve Hayr-ül Mürselin (sav) tarafındandır. Ayrıca bu hadis Dar Kutnî’de mevcuttur. Bu kitabın telifinden de bin seneden fazla bir zaman geçmiştir. Daha önce buna benzer tutulmalar gerçekleştiğini gören bir şahit gösteriniz. Ancak benzerini asla ileri süremezsiniz.” [20]


[1] Sünen-i Dar Kutnî; Cilt 2, Kitab-ül İydeyn, Dar-ül Mehasin, Kahire, Sayfa 65

[2] Muhtasar Tezkire-tül Kurtubi; Matbaa El-Babi El-Halebi; Sayfa 148

[3] Kuran-ı Kerim ve Açıklamalı Meali; Türkiye Diyanet Vakfı; Yayın No:86; Ankara 1993; S.576

[4] A.G.E.; Sayfa 246; Mektebe-yi İslamiye; Riyaz

[5] Essafi; Cilt 1, Sayfa 765; Tahran

[6] Matta; 24: 29-30, Keza bkz. Tevrat (Eski Ahid; İşaya; 13:10; Hezekeil; 32:7, Yoel; 2:10

[7] Berahini Ahmediye, Cilt 3; Ruhani Hazain, Cilt 1, Sayfa 265

[8] Tuhfe-i Golaraviye; Ruhani Hazain; Cilt 17, Sayfa 143

[9] Çeşme-i Marifet, Dipnot; Ruhani Hazain; Cilt23, Sayfa 329

[10] Nur-ül Hak; Cilt 11; Ruhani Hazain; Cilt 8, Sayfa 212

[11] Encam-ı Ethem; Ruhani Hazain; Cilt 11, Sayfa 330

[12] Nur-ül Hak; Cilt 2, Ruhani Hazain; Cilt 8, Sayfa 215-216

[13] Envar-ül İslam; Ruhani Hazain; Cilt 9, Sayfa 49

[14] Encam-ı Ethem; Ruhani Hazain; Cilt 11, Sayfa 334

[15] Encam-ı Ethem; Ruhani Hazain; Cilt 11, Sayfa 335

[16] A.G.E. Sir Edward Parrot; London; Cilt 4, Sayfa 136-137

[17] Encam-ı Ethem; Ruhani Hazain; Cilt 11, Sayfa 294

[18] Tuhfe-i Golaraviye; Ruhani Hazain; Cilt 17, Sayfa 134

[19] Tuhfe-i Golaraviye; Ruhani Hazain; Cilt 17, Sayfa 143

[20] Nur-ül Hak; Cilt 2; Ruhani Hazain; Cilt 8, Sayfa 253

Print Friendly, PDF & Email

Bir Öncekini Oku

Yedinci Delil – “Semâvî Mucizeler”

Bir Sonrakini Oku

Altıncı Delil – “Dualarının Kabul Edilişi”