Cihan Harbi

“İzhar Alel Gayb” yani gaipten olağanüstü bir biçimde ve çoklukla haber vermenin bir örneği de Hz. Ahmed’in (as) önceden haber verdiği Cihan Harbidir.  Hz. Ahmed (as) 8 Nisan 1905 günü kendisine indirilen:    İlham-ı İlahisini yayınladı:

“Kıyamete benzer bir yer sarsıntısı. Kendi canlarınızı koruyunuz. Şüphesiz Allah iyilerle birliktedir.” [15] 

Ertesi gün kendisine:  

“Biz onların yapmakta oldukları ve daha ileride yapacakları binaları yerle bir edeceğiz.” [16] ilhamı indirildi.

23 Mayıs 1905 günü Hz. Ahmed’e (as):

“Yeryüzü altüst edilmiş (olacaktır). Ben ordularımla sana birden geleceğim; Demir kaldırınız.” [17] ilhamı indirildi.

9 Mart 1906 günü kendisine:

“Yer sarsıntısı gelmek üzeredir. Ya Rabbi! Bana o yer sarsıntısını gösterme. Ya Rabbi! Bana onlardan hiçbirisinin ölümünü gösterme.” [18] kelimeleri ilham edildi.

28 Mart 1906 günü kendisine:

“Allah o (zelzeleyi) belli bir zamana kadar geciktirmiştir.” [19] kelimeleri ilham edildi.

Hz. Ahmed (as) bu ilham hakkında şöyle demiştir:

“Küçük depremler (zaman zaman) zaten olurlar. Ancak gelecek olan büyük depremin vuku bulacağı zamanı geciktirilmiştir. Ancak ne zamana kadar geciktirildiğini söyleyemeyiz.” [20] 

11 Mayıs 1906 günü Hz. Ahmed’e (as):

“Gemiler güreş yapmak üzere seyrederler” [21] kelimeleri ilham edildi.

Bütün bu ilhamlardan elde edilen netice şudur:

Kıyamete benzer bir yer sarsıntısı yahut deprem vuku bulacaktır.

O deprem vasıtasıyla binalar yıkılıp yerle bir edilecektir.Gemilerin de o azapta büyük bir payı olacaktı ve (savaş) gemileri birbirleriyle çarpışacaktı.

O deprem Hz. Ahmed’in (as) hayatında olmayacaktı.         

Hz. Ahmed ((as)) kendisine indirilen ilhamları açıklamak gayesiyle bir şiir yazmıştır ve şöyle demiştir:              

“Allah’ın kahrı vasıtasıyla mahlukat (insanlar) üzerinde bir inkılap vaki olacaktır. Çıplak birisi, donunu bile giyemeyecektir. İsterse insanlar olsun isterse ağaçlar, isterse taşlar olsun isterse denizler (hepsi o depremden dolayı birdenbire çok şiddetli bir şekilde sarsılacaklar. Bir göz kırpması kadar kısa bir zamanda bu yeryüzü altüst olacak, bir nehrin suyunun aktığı gibi kan dereleri akacak. O saat her yolcu için de çok çetin olacak, o an atlar bile yollarını şaşırıp azgınlaşacaklar. Ölülerin kanıyla, dağlardan akan akarsular, bitkilerden hazırlanmış olan içkiye benzer bir şekilde kırmızılaşacak. İster cinler olsun isterse insanlar, hepsi o korku ile perişan ve üzüntülü bir duruma düşecekler. (Rus) çarı bile o an çok acınacak durumda olacak. O “İlahi Nişan” Allah’ın kahrının bir örneği olacak. Gökyüzü kılıcını çekerek saldırılarda bulunacak.” [22]         

Hz. Ahmed’in (as) bu şiirlerinden de anlaşıldığına göre o, cihanşümul bir afetin kopacağından söz etmektedir. Kelam-ı İlahi’de “deprem”den bahsedilmiş ancak onun alelade bir deprem olmayacağı, aksine bütün dünyayı kapsayacağı beyan edilmiştir. Hz. Ahmed (as) bir yazısında şöyle demiştir:

“Yüce Allah’ın vahyinde ‘zelzele’ (deprem, yer sarsıntısı) kelimesi sık sık geçmiştir ve o depremin kıyametin örneği olacağı beyan edilmiştir. Ancak ben daha şimdiye kadar o zelzele kelimesinin zahiri anlamda olduğunu beyan edemem. Bu zelzelenin alelade bir şey olmayacağını, aksine bir kıyamet örneği olan başka şiddetli bir afet olacağı da mümkündür. Dünya insanları onun benzerini daha önce hiç görmemiş olabilirler ve (ihsanların) canları üzerinde, keza binalar üzerinde bile büyük ve çok şiddetli bir afet kopabilir. Evet, eğer öyle fevkalade “Nişan” belirlenmezse o durumda ben yalancı sayılırım.” [23]         

Bu açıklamadan da anlaşıldığına göre Allah’ın (cc) indirdiği vahiyde “Cihan Harbi”nden (dünya savaşı) bahsedilmiştir. Vahyi İlahi’nin: “Demir kaldırınız”ve:“Gemiler güreş yapmak üzere seyrederler”kelimeleri o afetin bir harp olacağını beyan etmektedir. Gemilerin güreş yapması, açıkçası savaşmaları demektir.        

“Rus Çarı bile o an çok acınacak durumda olacaktır” kelimeleri vasıtasıyla gaipten verilmiş olan bu yüce haber de aynen gerçekleşmiştir. Hz. Ahmed (as) ilk olarak 1905 senesinde böyle bir hadisenin gerçekleşeceğinden bahsetmiş ve bu konuda kendisine gelen vahiyleri açıklamıştır. O zaman “Cihan Harbi”nin izi bile yoktu. Hele Rus Çarının acınacak bir duruma düşeceğinden bahsetmek mümkün değildi. Hz. Ahmed’in (as) 1908 senesinde vefat ettiğini de unutmamamız gerekir. Vefatından yıllar sonra vuku bulacak hadiselerden o derece açık olarak bahsetmesi “İzhar Alel Gayb”ın en güzel örneklerindendir.        

Hz. Ahmed’e (as) indirilen vahiylerde, o üzüntü verici ve dünya insanlarını mateme boğacağı, keza Rus Çar’ının da acınacak duruma düşeceği hadiselerinin Hz. Ahmed’in hayatında vuku bulmayacağı da apaçık beyan edilmiştir. Mesela:   

“Ya Rabbi! Bana onlardan hiçbirisinin ölümünü gösterme” ve:  

“Allah o (zelzeleyi) belli bir zamana kadar geciktirmiştir” kelimelerinden apaçık anlaşıldığına göre o hadiseler Hz. Ahmed’in hayatında gerçekleşmeyecekti. Ancak bu zelzele mutlaka gerçekleşecekti ve Hz. Ahmed’in izah ettiğine göre:

“Eğer Hak Teala (cc) o şiddetli afetinin belirlenmesini çok geciktirirse de, en fazla onaltı yıl (kadar gecikebilir) Ne olursa olsun o (afet) on altı seneyi geçmeyecektir.” [24]          

Kısacası Hz. Ahmed’in (as) gaipten verdiği bu haberler aynen gerçekleşmiştir. Mesela gemilerin güreş (savaş) yapacağı, deryalar dolusu kanın akacağı, yolcuların yollarını şaşıracakları, özek olarak cihan harbinin vuku bulacağı ve daha sonra (savaş neticesinde) Rus Çarının acınacak duruma düşeceği hadisesinin yıllar önce haber verilmesi ve yıllar sonra, hatta Hz. Ahmed’in (as) bu dünyadan ayrılışından da uzun müddet sonra, haber verildiği şekilde aynen gerçekleşmesi “İzhar Alel Gayb”ın en çarpıcı örneklerinden olduğu gibi, Hz. Ahmed’in (as) doğruluğunu da kesin bir şekilde ispat etmektedir.  

Önceki

Veba Salgını (Taun)

Sonraki

Muslih-i Mev’ud