Ey Allah’ın (c.c.) kulları! Gafil olmayın ve şeytanın vesveselerine kapılmayın. Yakinen biliniz ki, benim gelişimle, öteden beri peygamberlerin vermiş olduğu söz gerçekleşmiştir. İlâhî elçi ve şeytan arasında son savaş, bugün gerçekleşecektir. Bu dönem Daniel Peygamberin işaret ettiği zamanın ta kendisidir. Ben fadl-ı ilâhî olarak hak ehline geldim ama alay edildim, bana kâfir ve deccal denildi ve imansızlardan zannedildim.
Aslında, Fatiha Suresinin âyet-i kerimesinde gizli olan İlâhî haberin gerçekleşmesi için, bunların hepsinin vuku bulması gerekliydi. Çünkü Allah-u Teâlâ bu âyet-i kerimesinde “mün’em aleyhim”den (nimet verilen kimseler) söz ettikten sonra bu ümmet içinde Yahudi din bilginlerine benzeyen kimselerin var olacağından bizi haberdar etmiştir. Bu Yahudi din bilginleri İsa’yı asmak istemiş ve onun kâfir, deccal ve mülhit (dinsiz) olduğuna dair fetva vermişlerdi.
Şimdi bu âyetin size ne anlatmak istediğini düşünün! Bu âyet, Vadedilen Mesih’in bu ümmet içinden zuhur edeceğini, onun döneminde Yahudilerin rengiyle renklenmiş kimselerin ortaya çıkacağını ve onların kendilerini din bilgini zannedeceğini anlatmaktadır. Bugün sizin memleketinizde önceden verilmiş olan bu haber şüphesiz gerçekleşti. Eğer bu hocalar olmasaydı bu ülkenin bütün Müslüman halkı şimdiye kadar beni kabul etmiş olurdu. Bu nedenle bütün inkârcıların günahını onlar üstleneceklerdir. Onlar doğruyu kabul etmedikleri gibi halkı doğruyu kabul etmekten alıkoyuyorlar. Her çeşit hileye başvurmakta ve evlerinde gizli planlar yapmaktadırlar. Bu hilelerle Allah’a (c.c.) galip gelebilecekler mi? Bütün peygamberlerin ağzından çıkmış olan Kadir-i Mutlak’ın iradesine mi engel olabilecekler? Onlar bu ülkenin şerli, şanssız ve dünyaperest zenginlerine bel bağlamaktadırlar. Ama Allah’ın (c.c.) gözünde onlar ölmüş böcekten değersizdirler.
Ey bütün insanlar! Bana kulak veriniz! Söyleyeceklerim gökyüzü ve yeryüzünü yaratan Allah’ın (c.c.) sözleridir. O, kendi eliyle kurduğu bu Cemaati bütün ülkelere yayacaktır. Hüccet ve burhan (delil) itibarıyla onu herkesten üstün kılacaktır. Dünyada mezhep olarak bir tek bu cemaatin saygıyla anılacağı gün pek yakındır. Allah (c.c.) bu cemaate fevkalâde bereket verecek ve onun kökünü kazımak çabasında olanları Muratlarına erdirmeyecektir. Bu galebe kıyamete kadar, daima sürecektir. Benimle alay etmekle bana ne zarar verebilirler? Alay edilmeyen peygamber yoktur. Bu nedenle Vadedilen Mesih ile de alay etmeleri gerekliydi. Çünkü Allah (c.c.) Kur’ân-ı Kerim’de:
“Ne yazık bu kullara! Onlara bir peygamber gelmeye görsün, ille de onunla alay ederler” buyurmaktadır.