Hz. Ahmed’in (as) Barış Çağrısı

Hz. Ahmed (as) muhaliflerine ve kendisinin kâfir olduğunu ileri sürenleri mübahaleye davet etmekle kalmayıp, barış çağrısında da bulundu ve şöyle yazdı:

“Benimle ve benim Cemaatimle yedi sene için barışa giriniz. Şöyle ki tekzip ve tekfir (yalanlamak ve kâfir demek) keza küfretmekten ve sövmekten kaçının. Bu arada her birimizle sevgi ve yumuşaklıkla mülaki olunuz. Eğer bu yedi yıl içinde Yüce Allah’ın (cc) yardımıyla benim tarafımdan apaçık bir İslam hizmeti belirlenemezse; Mesih’in elinden batıl dinlerin ölmesi gerektiği gibi benim elimden yalancı dinlere bu ölüm gelmezse, Yüce Allah’ın adıyla  yemin ederim ki kendimi yalancı kabul ederim. Fakat Yüce Allah (cc) bilir ki ben yalancı değilim. Ben hepinizi Allah’ın adıyla barışa davet ediyorum. İşte şimdi Allah’tan korkunuz. Eğer ben Yüce Allah (cc) tarafından değilsem mahvolup giderim. Aksi takdirde Allah’ın görevlendirdiğini (memur minellah) hiç kimse mahvedemez.” [1]         

Hz. Ahmed (as) bu barış çağrısını 5 Mart 1901’de bir broşür vasıtasıyla yine tekrarladı. Bu broşürde en azından üç yıl süreyle muhaliflerinin kendisiyle barış yapmalarını istedi.[2]        

Hz. Ahmed’in daha sonraki hayatı mücadelelerle doludur. O, hem gayri Müslimler, özellikle Hıristiyanlarca, hem de bazı Müslüman ulemalar tarafından tekzip edilmiştir. Fakat Yüce Allah (cc) kendisini korumakla kalmayıp, muhalifleri üzerinde kendisine üstünlük bahşetmiştir. Bunlar arasından bazı hadiseler daha sonra detaylı olarak ele alınacak ve Hz. Ahmed’in doğruluğu böylece araştırılmış olacaktır.

Önceki

Osmanlı Sefirinin Mehdi (as) ile Görüşmesi

Sonraki

Muhaliflerine İlettiği Mübahale Daveti