Hazreti Ebubekir’in (r.a.) esas ismi Abdullah idi fakat babasına duyulan saygı nedeniyle Ebubekir olarak bilinirdi. Babası Ebu Kuhafe ve annesi Ümmül –Hayr Selma olarak bilinirdi. Soyağacı kendinden önceki 6. kuşakta Hz. Muhammed’e (s.a.v.) kadar uzanırdı.
572 yılında Mekke’de Kureyş kabilesinin bir koluna mensup olarak doğdu ve orada yetişti. Belli bir yaşa geldiğinde kumaş tüccarı oldu. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yakın arkadaşıydı. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) iddiasının doğruluğuna inananların arasında ilklerdendi ve sıddık ünvanını kazandı. Hayatı boyunca kendini tamamen İslam’ın hizmetine adadı.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.)davasına sıkıca sarıldı ve savaş ve barışta her zaman onun yanında oldu. Hz. Muhammed (s.a.v.) ne zaman bir tavsiyeye ihtiyacı olsa hemen hemen her meselede onun bilge aklına başvururdu. Mekke’den Medine’ye hicret sırasında da Hz. Muhammed (s.a.v.) ile beraberdi. Bu seyahat sırasında Sevr mağarasına sığındıklarında Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yanındaki tek arkadaşı o idi.
Kuran-ı Kerim bundan 9.sure 40. ayette sözeder.
Her zaman maddi fedakârlık konusunda önde olmak isterdi. Bir keresinde, Muta savaşı için, Hz.Muhammed (s.a.v.) acil olarak maddi katkıya ihtiyaç duydu. Hz. Ömer(r.a.) mal varlığının yarısını getirirken, Hz. Ebubekir (r.a.) evinde ne varsa getirdi.
Hz. Muhammed (s.a.v.) onun kızı Hz. Ayşe(r.a.) ile evlendi. Son haccı takiben Hz. Muhammed (s.a.v.) kendini ciddi şekilde hasta hissettiğinde Hz. Ebubekir’e (r.a.) günlük namazları kıldırmasını söyledi. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) cennetle müjdelediği on kişiden biridir.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) vefatından sonra Hz. Ebubekir (r.a.) ilk halife olarak seçildi. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ani ölümüne bağlı olarak gelişen çok zor durumlarla ilgilenmek zorunda kaldı.
İlk sorun Hz. Muhammed’in halifesine bağlı kalmaya mecbur hissetmeyen kabile reisleri yüzünden bazı kabileler İslam’dan ayrıldılar. Bununla da kalmayarak yeni kurulan hilafete son vermek üzere Medine’ye saldırmak için hazırlık yapmaya başladılar. Hz. Ebubekir (r.a.) onların niyetlerini öğrendikten sonra askeri güç gönderdi ve isyanı bastırmakta başarılı oldu.
Hz. Ebubekir Sıddık’ın (r.a.) karşılaştığı ikinci büyük sorun birçok kişinin zekât vermeyi reddetmesiydi ki bu fakirlerin gözetilmesi ve islami devletin ihtiyaçlarının karşılanması için gerekliydi. Hz. Ebubekir (r.a.) herkesden zekât toplamaya yemin etti ve bunu başarmak için bütün gerekli tedbirleri aldı.
Bütün sorunların en tehlikelisi bazı hırslı insanların peygambermiş gibi davranarak islami devlete karşı ayaklanma planlarını başlatmalarıydı. Müseyleme ve Esved Ansi büyük ordular kurdular ve Müslüman topraklarından bir kısmını aldılar. Hz. Ebubekir (r.a.) atik davranarak bu hırslı sahte peygamberlere karşı savaştı. Yetersiz güçlerine rağmen, bu zararlı din tacirlerine karşı Allah onu zaferle ödüllendirdi.
İç karışıklıkların başarıyla üstesinden geldikten sonra, Hz. Ebu Bekir (r.a.) İslam devletinin güvenliğini tehdit eden dış düşmanlara yöneldi. Halid bin Velid komutasındaki İslam ordusu Bahreyn’deki ayaklanmayı bastırdı. Sonra bu ayaklanmayı destekleyen İran ordusu bozguna uğratıldı. İslam ordusu Ajnadan ve Yarmuk savaşlarında Roma ordusunu yendi ve böylece tüm Suriye İslam devletinin kontroluna geçti.
Halifeliğinin bir diğer büyük başarısı Kuran-ı Kerim’in bir araya getirilmesidir. Yazılması ve düzenlenmesi Hz. Muhammed (s.a.v.) tarafından yapılmasına rağmen çeşitli deri, yaprak ve ağaç parçalarının üzerine yazılı durumdaydı. Hz. Ebubekir(r.a.) bütün bu yazılı parçaları bir yere topladı ve Kuran-ı Kerim’in saklanması için hafızları sistemli bir şekilde örgütledi.
Hz. Ebubekir (r.a.) onbeş gün hasta yattıktan sonra 634 yılı 23 Ağustos’ta vefat etti. İki yıldan fazla halife olarak kaldı. Halifeliği sırasında, Hz. Ebubekir (r.a.) iç karışıklık ve dış düşmanlara karşı islami devletin bütünlüğünü başarıyla sağladı. Ayrıca Müslümanları Hilafet sistemi içinde başarıyla birleştirdi.
Hz. Ebubekir (r.a.), Hz. Muhammed’i (s.a.v.) o kadar çok severdi ki onun ölümünden sonra isteklerini yerine getirmek için azami özen gösterirdi. Ömrünün son günlerinde Hz. Muhammed(s.a.v.) kuzey sınırlarını ihlal eden Romalıların üzerine göndermek üzere bir ordu hazırlamıştı. Bu ordu Hz. Muhammed öldüğünde halen Medine’deydi. Hz. Ebubekir(r.a.) halife olduğunda Medine içinde ve dışında kanun ve düzen durumu oldukça hassastı. Bu tehlikeli durum nedeniyle Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sahabelerinden birçokları ordunun Romalılar üzerine gönderilmesini uygun görmediler. Fakat Hz. Ebubekir güçlü bir yanıt vererek şöyle dedi.
‘’ Ebu Kuhafe’nin oğlunun ne yetkisi var ki Yüce Peygamber’in başlattığını durduracak’’