Hz. Mirza Gulam Ahmed’inas iddiası şöyledir: Allahcc onu insanlara hidayet bulsunlar diye ve kendilerine rehberlik etmesi için göndermiştir. Hadislerde zikri geçen Mesih ve Peygamber Efendimizinsav dili ile vadedilen Mehdi, odur. Muhtelif dinlere ait kitaplarda yer alan, ahir zamanda gelecek bir ıslah edici hakkındaki gaybi haberler onun şahsında gerçekleşmiştir. Allahcc kendisini İslam’a yardım etmek ve desteklemek için göndermiştir. Allahcc tarafından kendisine Kuran-ı Kerim’i anlayıp kavrama kabiliyeti bağışlanmıştır ve onun irfanı ve hakikatleri ona açıklanmıştır. O, takvanın en ince yollarından haberdar edilmiştir. Peygamber Efendimizinsav şanını ve azametini dünyaya göstermek vazifesi ona verilmiştir. İslam’ı diğer dinlere galip kılma hizmeti ile de kendisi görevlendirmiştir. Allah-u Teâlâ İslam’ı ve Hz. Peygamberisav sevdiğini ve insanoğlunun onlardan uzak kalıp gafil olmalarının Kendisinin hoşuna gitmediğini göstermek için, onu memur kılmıştır.
Onun iddiası şöyle devam etmektedir; Peygamber Efendimizsav bütün dünyaya gönderilmişti ve Allahcc onun vasıtasıyla bütün insanoğlunu tek bir el üzerinde toplamayı hedeflemişti. Bundan dolayı Allahcc bütün ümmetlere kendi ileri gelenleri vasıtasıyla ahir zamanda mensup oldukları dinin bir peygamberinin tekrar dünyaya geleceği haberini vermiştir. Böylelikle dinler arasındaki nefretin, onların Hatemü’n Nebiyyin’e iman etmemeleri için bir engel kılınması hedeflenmişti. Aslında bu gaybi haberlerde, Peygamber Efendimizinsav ümmetinden birisinin vazifelendirileceğinden de haber verilmişti. Bu görevli kılınan kişinin vasıtasıyla Peygamber Efendimizinsav doğruluğu tasdik edilecek ve bütün dinler böylece onun eli üzerinde toplanacaklardı. Nitekim bütün bu gaybi haberler de onun şahsında gerçekleşmiştir. O, Hıristiyanlar ve Yahudiler için Mesih, Zerdüştiler için Masiodarbahmi, Hindular için Krişna idi. Böylece bütün dinlerin mensupları nezdinde onun doğruluğu kendi kitapları tarafından teyit edilmiş olacaktı ve onun vasıtasıyla İslam’ın doğruluğu da ispatlanarak, bütün dinlerin mensupları Peygamber Efendimizesav tabi kılınacaklardı.
İddiayı destekleyen deliller
Vadedilen Mesih ve Mehdi’ninas iddiasını kısaca aktardıktan sonra, Allahcc tarafından gönderilen bir kimsenin iddiasını doğrulayan delillerin neler olduğunu ve o delillerin Vadedilen Mesih’inas iddiasını nasıl doğruladığını anlatmayı, ilke olarak doğru bulmaktayım, çünkü Allahcc tarafından görevlendirildiği ispatlanan bir kimsenin bütün iddialarına iman etmek farzdır. Allahcc tarafından bir elçinin insanları yanlış yola sevk etmesi aklıselime göre kesinlikle mümkün değildir ve aksi bir düşünce ise Allah’ıncc ilmine bir saldırıdır. Çünkü bu inanç, Allah’ın bir elçi seçmekte (hâşâ) hata ettiği, kendini Allah’tancc üstün tutan ve hakikati yaymak için değil, şahsi şan ve şöhreti için çalışan kötü kalpli bir kimseyi ise dünyanın İmamı ve Önderi olarak tayin ettiği manasına gelir.
Böyle bir düşünce aklıselime aykırı olduğu gibi, Kuran-ı Kerim de onu batıl kabul etmektedir. Allahcc Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik verdiği (doğru bir) insanın, Allah’ı bırakıp bana kul olun demesi, ona asla yaraşmaz. (Oysa böyle bir insan) der ki: Ancak Allah’ın olun, çünkü O size Kitab’ı öğretir, (siz de) onu (okuyup ezberlersiniz. Aynı zamanda böyle bir insan) size, melekleri ve peygamberleri Rab edinin, diye (de) emredemez. Müslüman olmanızdan sonra, o size kâfirliği mi emredecek?” (1)
Asıl soru İlahi elçi olma iddiasında bulunanın gerçekte bu iddiasının doğru olup olmadığıdır. Onun doğruluğu ispatlandığı taktirde, bütün iddialarının doğruluğu da kendiliğinden ispatlanmış olacaktır. Eğer o, doğruluğunu ispat etmekten aciz ise, o zaman kendisi hakkındaki ayrıntıları tartışmak boşa vakit harcamak demektir. Özetle ben, bu ilkeye dayanarak Vadedilen Mesih ve Mehdi’ninas iddiasını sunacağım. Böylelikle sizler de onun iddiasını desteklemek üzere sunmuş olduğu delillerden haberdar olacaksınız. Bugüne dek yüz binlerce insan, bu delilleri incelemek suretiyle kendisine iman etmişlerdir.
Hz. Beşiruddin Mahmud Ahmed
“Davet-ül Emir” adlı eserinden
[1] Al-i İmran Suresi; Ayet 80