Kendi Sözleri ile Gelişinin Gayesi - Müslüman Ahmediye Cemaati

Kendi Sözleri ile Gelişinin Gayesi

Kendi misyonunu açıklarken, cemaatimizin kurucusu Ahmed Hazretleri şöyle demişti:

“Ben yalnız ve yalnız İslam’ın yaşayan bir din olduğunu ispat etmek için gönderildim ve bana öyle kerametler (mucize) verilmiştir ki başka dinlere inananlar ve içten bizim kör muhaliflerimiz bile onlara nazaran çok küçük bir örnek bile gösteremezler. Kuran-ı Kerim’in kendi talimatı ve hikmet dolu ilimleri ve ince marifetleri ve kamil belağat bakımından, Musa’nın mucizelerinden daha fazla ve İsa’nın mucizelerinden yüzlerce derece daha fazla bir mucize olduğunu gösterebilirim.” [1]

“Bu karanlık devrin nuru benim. Bana itaat edip arkamdan gelen herkes, şeytanın karanlıkta yürüyenler için hazırladığı çukur vAe hendeklerden korunacaktır. O, beni gönderdi ki ben barış ve nezaketle insanlara Allah’ın yolunu göstereyim ve İslam’da ahlak güzelliklerini tekrar ortaya çıkarayım. O bana hak arayanların teselli bulmaları için İlâhi mucizeler bile bahşetmiştir.” [2]

“O yüce varlığı gösteren ayna, demin bahsettiğim Allah ile mukaleme ve muhatebe (konuşma) dir. Ruhunda hak talebi olan kalksın ve arasın. Doğrusu şudur; Eğer ruhlarda doğru olarak arama hevesi doğarsa ve içlerinde gerçek bir susuzluk baş gösterirse, insanlar mutlaka yolunu ararlar ve O’nun yolunun peşine düşerler. Lakin bu yol nasıl açılacak ve perdeler hangi çare ile kalkacak? Bütün arayanlara kesin olarak söylüyorum ki o yolun müjdesini veren ancak ve ancak İslam’dır. Başka milletler zaten çoktan Allah tarafından vahyin gelmesini yasaklayıp üzerine mühür basmışlardır. Kesin biliniz ki bu mühür Allah tarafından değildir, fakat insan mahrum kalmış olmasından dolayı bir bahanesini uydurmaktadır. Şunu da kesin biliniz ki, gözler olmaksızın göremediğimiz ve kulaklar olmadan duyamadığımız ve dil olmadan konuşamadığımız gibi, Kuran olmadan O sevgilinin yüzünü görmemiz de mümkün değildir. Ben genç idim, şimdi ihtiyarladım, fakat o pak pınar olmadan, bu açık marifet kâsesinden içeni görmedim.” [3]         Şüphesiz bu çağrı, hak arayan her ruh için hayat verici bir mesaj hükmündedir.

Bir Öncekini Oku

Mirza Gulam Ahmed’in (as) İddiasının Doğruluğu

Bir Sonrakini Oku

Yüce Ahlakî Davranışları