Allah’ın (c.c.) dostlarına bu dünyada meleklerin görünmesi İlâhî bir nimettir. Ölümden sonraki hayat imanîdir. Ancak takva sahibine o hayatı, bu dünyadayken gösterilir. Onlar hayattayken Allah’ı (c.c.) görürler. Onunla konuşurlar. Bu yüzden eğer bir kimse bu makama ulaşamamışsa, onun ölümü ve bu dünyadan göçü çok korkunç olur.
Mehdi (a.s.)’ın şöyle bir sözü vardır: “Eğer bir kimseye hayattayken bir tek doğru rüya bile nasip olmadıysa o zaman onun sonu çok tehlikelidir.”
Kur’ân-ı Kerim bunu takva sahibinin alameti olarak zikretmektedir.
İyi dinleyiniz! Mümin kimsenin özelliği işte budur. Herkim bu alametten yoksunsa, o takvadan da yoksundur. Nitekim bu alametin şahsımızda da gerçekleşmesi için hepimiz Allah’a (c.c.) yalvarmalıyız ki, O, bize de Kendisi ile konuşma şerefini, rüya ve keşf feyzini nasip etsin. Takva sahibine sayılamayacak kadar bereket verilir. Mesela Kur’ân-ı Kerim’in ta başında Fatiha Suresinde Allah (c.c.) müminlere şu duayı etmeyi emretmektedir.
“Bizi doğru yola ilet, nimet verdiğin kimselerin yoluna, (sonraları) gazabına uğramamış ve doğru yoldan sapmamış olanların yoluna (ilet).”[1]
Allah (c.c.) bize bu duayı öğretti. O, bunu bize öğretmekle, bizim yüce makamlara erişmemizi, hayvanlar gibi yaşamamamızı istemektedir.
Rabbimiz, Şiiler gibi oniki imamdan sonra velâyetin sona erdiğine inanmamızı değil, bütün perdelerimizin kalkmasını istemektedir.
Bu duadan anlaşılan odur ki, Allah (c.c.) takva sahibi olup, İlâhî iradesine uygun hareket eden kimselere, geçmiş ümmetlerin peygamberlerine ve seçkin kimselere verilen nimetleri vermeye kararlıdır.
Ayrıca, bundan başka insanoğluna birçok kuvve (güç, nitelik, kabiliyet) verilmiştir. Bu kuvvelerin gelişip ilerlemeleri gerekmektedir. Ama bir keçiye verilen kuvveler gelişip hiçbir ilerleme kaydedemez. Çünkü keçi keçidir, insan değildir. Âli himmet (yüksek irade gücüne sahip olan) bir insan, peygamberlerin yaşantısını öğrendikten sonra onlara verilen nimetlere sadece iman etmekle yetinmez, bu nimetlerin ilm-ül yakîn, ayn-ül yakîn ve hakk-ül yakîn derecesine ulaşmak ister.
Hz. Mirza Gulam Ahmed Kadiyani
Eserlerden Seçmeler Kitabından
[1] Fatiha Suresi; a.6-7