Eğer dirilerin duasını aramak şirk değilse ölülerin duasını aramak neden şirk olsun? Üstüne üstlük hadislerden ölülerin bizi duyabildikleri de anlaşılıyor. Her şeyden evvel doğanın kanununun ötesinde kalan işler için ne ölüden ne de diriden bir şey istenemez. Zaten diriden de bir şey istemiyoruz, sadece dua etmesini rica ediyoruz. Ölüler bizi duyabiliyor olabilirler ama unutulmamalıdır ki bu duymaları ancak özel durumlarda ve Allah’ın izniyle olur. Ağzımızdan çıkan her şeyi duymazlar. Sadece dünyadaki akraba ve yakınlarla bir bağı kalsın diye Allah’ın izniyle bazı özel şeyleri duyabiliyorlar. Bu durumda duyup duyamayacağı bile belli olmayanlara dua için rica etmek boşa kürek çekmeyi benzer. Bu zamanı böyle heba edeceğimize doğrudan Allah’a dua etmek çok daha mantıklıdır.
Ancak keşf[1] veya vahiy yoluyla bir ölüyü görürsek ve bu görüşme esnasında özellikle ondan dua için rica edilmesi konusunda Allah tarafından bilgi verilirse bu bir istisna olur. Bu durumda böyle yapmak caiz olmakla kalmayıp Allah’ın hikmetlerinden bir hikmet olacaktır. Bu konuyu tam anlamak ancak ruhani konularda tecrübe ve bilgi sahiplerinin işidir. Bu özel durum dışında ölülere gidip dua ettiren ve bu duasının kabul göreceğini düşünen müşriktir. Bu isteklerim ancak özel bir durum oluşursa ve Allah’ın izni şamil olursa gerçekleşebilir diye düşünen müşrik olmaz ama çoğu zaman boşa kürek çeken birisinin durumuna düşer. Bu fiili genellikle mekruh[2] ve abes olacaktır. Abartıldığı durumlarda caiz bile olmayabilir çünkü başkasına dua için rica etmenin asıl hikmeti daha ermiş olanların sohbetine nail olmaktır. Bu gayeyi unutup ölülerin peşinde koşulduğu zaman dünyanın ruhaniyeti azalır. Eğer ölünün duası bir fayda verebilir diye ısrar edersek bile yine bana göre onlardan daha az ermiş ama hayatta olan birisinin sohbetini arayıp ondan aynı ricada bulunmak daha faydalıdır.
Vâdedilen Mesih’in hayatında bahsettiğim istisnanın örneği vardır. Bazı keşflerinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Hz. İsa (a.s.) ile görüştürüldü ve bu peygamberlere dua için rica etmesi konusunda teşvik edildi. Kendisi kitaplarında bundan bahsedip kuru zihniyetli mollalarının eleştirilerine maruz kalmıştır.
Şirk affedilmeyecek mi?
Daha önce şirkin son derece ince bir konu olduğunu söylemiştim. Öyleyse neden cezası bu kadar serttir? Neden hiç affedilmiyor? Her şey den önce şunu söyleyelim ki tövbe etme durumunda bile affetmemek Allah’ın amacı değildir. Tövbe durumunda bile affedilmeyen hiçbir günah yoktur. “Şirk affedilmeyecek” deyince Allah bize bir mesaj vermek istiyor. Bazı günahlar iyiliklerimizin önünü kapatıp ruhani ilerleyişimize engel olmuyorlar. Öyle günahlara rağmen insan kurtulabilir. Şirk onlardan değildir. Müşrik birisinin iyilikleri ne kadar fazla olursa olsun bazı çok derin lekelerini silemezler. Böyle bir insan öbür dünyada bile bu lekeleri temizleyemeyecektir. Ayrıca bu fetva sadece şirk-i celi[3] ile ilgilidir. Şirk-i hafi[4] ile ilgili değildir. Şirk-i hafi ile ilgili insanın çabası ve niyeti dikkate alınacaktır.
[1] Vahyin bir kısmıdır. Uykudayken bir şey görmemize rüya denir ama aynı şekilde uyanıkken bir manzara görürsek dini ıstılah olarak buna keşf denir.
[2] Caiz olmasına rağmen yapılmaması istenen
[3] Apaçık; bariz olanı
[4] Gizli olanı. Yani apaçık bir şekilde birden fazla tanrıyı inanmamasına rağmen onun sıfatlarını başkasına vermek vs.