Merkezle bağlantılı olmanın en iyi yolu gazetelerdir. Gazeteler uzakta yaşayanları toplulukla birlik halinde tutar.
Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis Atba, 4 mart2016’da Beytü’l Futuh Camiinde Cuma Hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte MTA’da canlı olarak yayınlandı.
Huzur-i Enver şöyle buyurdu: Geçen bir müddetten beri ben Cuma hutbelerinde, Hz. Muslih Mevud’un (ra) Vadedilen Mesih ve Mehdi hazretleriyle ilgili olarak beyan ettiği bazı hikayeler yahut kıssalar anlatıyorum. Bugün de o rivayetlerden biraz anlatacağım. Bunlar kesinlikle hikayeden ibaret değildir, aksine sadece gerçek olaylardır ki bizim için ders verici nasihatlerdir. Onlar bazı yerlerde bazı konulara dikkatimizi çekmektedir ve ıslah yönünü bizim önümüze koymaktadır. Çömlekçi ve çiftçi hakkında bir kıssa beyan ederek Kadiyan’da iki kişinin aralarında ihtilafa düşüp, mahkeme talep ettikten sonra hz. Mesih-i Mevud’un (as) huzuruna dua ricasıyla çıkmaları üzerine hz. Mesih-i Mevud (as) şöyle buyurdu: her ikiniz benim müridimsiniz ve bağınız da vardır; kimin için dua edeyim de birisi kaybetsin ve öteki kazansın. Ben ancak şöyle dua edebilirim ki kim haklı ise o kazansın. Huzur-i Enver şöyle dedi: Bugünlerde de Ahmediler birbirlerini cemaatin kazasına veya mahkemeye verdiklerinde dua için de yazarlar. İnsaf için mahkemelere gitmek ve davalık olmak caiz olmasına caizdir, ancak karar vermesi için bir üçüncü arkadaşa başvuranların mahkemeye gitmemeleri lazım, yüzsüzlük yapıp böyle durumlarda zamanın imamına yazarak onu imtihana sokmamak lazım.
Sonra Allah-u Teala başka bir konuya da bizim dikkatimizi çeker: Anne babaya saygı ve hürmet göstermek gerekir, onlara itaat etmek ve onların haklarını eda etmek gerekir. Bu konuda da bir olay anlattı. Bazı insanlar, ulema yahut konuşmacıların konuşmalarını sadece anlık bir haz almak için dinlerler. Hz. Mesih-i Mevud (as) buyurur ki, toplantılara sadece, filanca konuşmacı iyidir, onun hitabını dinleyelim diye gelmeyin, aksine o toplantıda neden bahsedildiğine ve ondan nasıl istifade edilebileceğine bakın. Aynı şekilde, geçici bir coşku yaratmak için güçlü konuşmaya yapmaya çalışan konuşmacılar da vardır ki bu da doğru değildir. Huzur-i Enver bununla ilgili, bir köylünün toplantıya gelip vaaz dinlemesi hakkında bir olay anlattı.
Hz. Mesih-i Mevud (as) şöyle buyurur: Kuran-ı Kerim’i dikkatle ve düşünerek tetkik etmek gerekir. Kuran-ı Kerim’de ilim ve marifet noktalarını aramamız lazım. Huzur-i Enver, ilim ve amel ile ilgili Rancet Sink’in bir hadisesini anlattı ve ilim ile birlikte amelî tecrübe elde etmek de şarttır, buyurdu. Cemaatin kökleriyle bağı olmayan fertler Cemaat ile ilgili konularda ilerleme kaydedemezler, hatta hayatta bile kalamazlar. Bu devirde bağ oluşturmanın en iyi yolu gazetelerdir. Gazeteler uzakta yaşayanları toplulukla birlik halinde tutar. Hz. Mesih-i Mevud (as) daima buyururdu ki, El-Hakem ve El-Bedir bizim iki kolumuzdur. Huzur-i Enver, bir arabacı Ahmedi’nin gazete vasıtasıyla tebliğ yapmasıyla ilgili bir olay anlattı. Allah-u Teala bu devirde bizim için daha fazla kolaylıklar yarattı ve MTA nimetini ihsan etti. Bu yüzden her Ahmedinin kendi terbiyeti (ilmî ve amelî ilerlemesi) için ve hilafet ile güçlü bir bağ kurmak için MTA programlarını daha fazla izlemesi lazım. Tebliğ için de internette yayınlanan MTA programlarını başkalarına söylemek lazım, arkadaşlarına o programlardan övgüyle bahsetmek gerekir.
Huzur-i Enver şöyle buyurdu: Dini durumu iyi olan, namazlarını düzenli olarak kılan insanlarla alaka kurmaya çalışmak gerekir. Bu konuda ben özellikle Rabvah ve Kadiyan’daki Ahmedilerin dikkatini çekiyorum ki camileri abad etsinler. Orada küçücük yerlerde kalabalık sayıda Ahmediler vardır ve camiler bile yakın yakın mesafededir. Cemaat nizamı hakkında yanlış düşünceler besleyen insanlardan da uzak durmaya çalışın. Bir şahıs, Hz. Mesih-i Mevud’un (as) meclisine gelip mucize göstermesini istedi. Bunun üzerine hz. Mesih-i Mevud (as) şöyle buyurdu: Allah-u Teala hokkabaz değildir O eğlence olsun diye bir iş yapmaz, aksine O’nun her işi hikmet ile tamamlanır. Huzur-i Enver, tahrik-e cedit’e yapılan itirazı cevapladı ve sonra şöyle dedi: cemaatin ilerlemesi için sorumluk taşıyanlar, işin peşine düşerek aralıksız çalışmalıdır. Hz. Mesih-i Mevud’un (as) zamanındaki bir fakirin dilenme yönteminin misalini verdi ve sonra şöyle dedi: İyi veya kötü netice, bizim işlerimize bağlıdır. Çaba sarfetmek gerekir ki her işin sonucu belli bir şekilde karşımıza çıkabilsin. Maneviyatı elde etmek ve Allah-u Teala’ya yakınlık ve duaların kabulü için, kendi amel yöntemimize dikkat etmemiz gerekir. Kendimizi ıslah etmek, ibadetlerimize dikkat etmek şarttır. Hz. Mesih-i Mevud (as) buyurur ki, insana gereken ısrarcı bir dilenci olmak ve Allah-u Teala’dan hep istemeye devam etmektir. Ancak dua ile beraber tedbir de şarttır. Allah-u Teala bizi bunlara göre amel etmeye muvaffak kılsın.
Huzur-i Enver, hutbenin sonunda Şehipura’lı muhterem Kamer-ül Ziya beyin şehit edilmesinden dolayı kendisini hayırla yadetti ve gaip cenaze namazını kıldıracağını bildirdi.
Kaynak: Roznama Alfazl, 8 Mart 2016