Can, mal ve vaktini feda etmek Ahmediye Cemaatinin mizacıdır. Çünkü onlar, Allah-u Teala’nın rızasını elde etmeyi amaç edinmişlerdir.
Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis Atba, 4 Kasım2016’da, Cuma hutbesinden önce, Regina Kanada’da Mahmud Camii’nin anıt tabelasının örtüsünü açarak caminin açılışını yaptı ve dua etti. Daha sonra Türkiye saatiyle akşam on buçukta, Cuma hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte MTA’da canlı olarak yayınlandı.
Huzur-i Enver, hutbenin başında Tevbe suresinin 19. Ayetini okudu ve şöyle dedi: Elhamdülillah, Allah-u Teala Regina Ahmediye Cemaatini de Camii yapmaya muvaffak kıldı. Çok güzel bir camiidir. Burada cemaatimizin sayısı, etrafındaki bölgelerle beraber 160’dır. Camide 400 kişi namaz kılabilir ve ayrıca 100 kişi için daha yer ayarlanabilir. Böylece camii, mevcut ihtiyaçtan üç kat büyüktür. Bu caminin masraflarını da sadece buradaki yerel cemaat karşıladı. Bu camii için, diğer masraflarla beraber üç buçuk milyon gerekiyordu, ama toplam masraf 1.6 milyon oldu. Yarıdan daha az parayla tamamlandı. Dünyadar bir insan bunu tahmin bile edemez, çünkü o, fedakarlığın ne olduğunu ve hz. Mesih-i Mevud’un (as) cemaatinin fedakarlığın hangi seviyesine ulaştığını bilmez. Can, mal ve vakit fedakarlığının örneği de hz Mesih-i Mevud’un (as) cemaatinde görülür. Bu mizaç, bu karakter, her yerdeki Müslüman Ahmediye Cemaatinin karakteridir. Allah-u Teala, yeryüzünün herhangi bir toprağında yaşayan Ahmedilere fedakarlık yapmayı nasip eder. Çünkü onlar, Allah-u Teala’nın rızasını elde etmeyi amaç edinmişlerdir.
Huzur-i Enver, cemaatin yarıdan fazla parasını tasarruf ettiren Siskatun’lu üç kardeş, yerel cemaat üyeleri, diğer cemaat üyeleri ve Lacna İmaillah’ın da dahil olduğu diğer gönüllülerden bahsederek şöyle dedi: Bu insanlar paralarını da, vakitlerini de umursamadılar. Bana onların, yaklaşık kırk bir bin beş yüz saat çalıştıkları söylendi. Bu coşku, Allah-u Teala’nın lütfu ile her yerdeki Ahmedilerde görülür. Bir tarafta kargaşa ve huzursuzluk yaymakla meşgul olan insanlar, diğer tarafta ise Ahmediler. Ki onlar gelişmiş ve dünyayı yeğ tutmak konusunda ilerlemiş ülkelerde, Allah’ın evlerini inşa etmek için kendi mallarını ve vakitlerini ortaya koymaktadırlar. Çünkü Hz. Resulüllah (sav); “kim Allah-u Teala’nın evini yaparsa o, cennette kendisi için ev inşa etmektedir,” buyurmuştu. Camilerin inşası için yapılan bu fedakarlığın sebebi, bir yandan Allah’ın rızasını elde etmek, diğer taraftan da İslam ile ilgili yanlış düşünceleri dünyanın zihninden çıkarıp atmak içindir. Dünyaya anlatın ki, bizim camilerimiz ve öğretimiz, dünyada fesat ve mahvoluşun sebebi değil, tam tersine dünya ve ahirette esenlik, Allah-u Teala ve O’nun yarattıklarına karşı sevgiyi dünyada yerleştirmek ve onun hakkını eda etmenin yoludur. Bu Caminin yapımıyla, Kanada Cemaatine şu onur da nasip oldu ki, ekseriyetle Ahmedi gönüllülerin çalışması sonucu Cemaatin parası tasarruf edildi. Yüce Allah bütün bu fedakarlık yapanların mallarına ve nüfuslarına sınırsız bereket versin. Huzur-i Enver, küçük camiler yapılması programından bahsederek, her yerde cami yapabilme imkanımızın olmadığına dikkat çekti. Bu yüzden, başlatılan bu gönüllü çalışma işi, camilerin yapımında güzel bir adet ortaya çıkardı. Artık bunu devam ettirmek ve mümkün olduğu kadar tasarruf etmeye çalışmak gerekir. Huzur-i Enver, Cami inşa etmenin gayelerini, hz. Mesih-i Mevud’un (as) yazılarının ışığında beyan ederek şöyle dedi: Hz. Mesih-i Mevud’un (as) dileklerini yerine getirebilmek için çaba sarfetmemiz lazım ve ihlasın sadece gelip geçici duygu ve coşkuya dayalı olmaması gerektiğini, bilakis amaçları elde etmenin de şart olduğunu daima aklımızda tutmalıyız. Camiler, nam ve şan göz önüne alınmadan, sadece ve sadece Allah için inşa edilmeli.
Camilere vakit ayıranlara karşı Allah’ın lütuflarından bahsederek şöyle dedi: Yüce Allah mükafatlandırmadan bırakmaz. Niyetin iyi olması şarttır. Allah-u Teala tekrar tekrar da nimetlendirir. Huzur-i Enver, Allah-u Teala’ya şükretmek, camilerin hakkını eda etmek, namaza devamlılık, Allah yolunda mal harcamak, camilerin canlı tutulması ile ilgili Cemaat üyeleri, yöneticiler ve Cemaatin yan kuruluşlarının dikkatini çekti ve şöyle dedi: Camilerin inşasından dolayı Allah-u Teala’ya şükrünüzü, buradaki her insana İslam’ın mesajını iletmek suretiyle gösterin. Yüce Allah’a şükreden olmakla birlikte aynı zamanda insanların hakkını da eda edin. Gerçek mesajı iletmek ve onları pislikten çıkarmak, bu insanların hakkıdır. Bazı sebeplerle, özgürlük adı altında bu insanlar ahlaki olarak iflas etmiş vaziyettedirler. Bugün dünyayı felaketten kurtarmak Ahmedi Müslümanların sorumluluğudur, ancak bunun şartı kendi adımlarımızı ileri atmaktır. Allah-u Teala’yı unutmakta olan dünyayı kurtarmak her Ahmedinin çok büyük bir sorumluluğudur. Velhasıl, aramızdan her birinin Hz. Mesih-i Mevud’un (as) üzüntüsünü hissetmesi lazım ve Cemaatin ve hz. Mesih-i Mevud’un iyi isimlendirilmesine vesile olan bir örnek sergilemesi gerek. Yüce Allah bizi buna muvaffak kılsın. Bizim yarınımız, bugünümüzden daha iyi olsun. Bizim çocuklarımız ve nesillerimiz, anne babalarının yaptıkları fedakarlıklar, inşa ettikleri camiler, yerine getirdikleri tebliğ sorumluluğu ve çocuklarına dini dünyadan üstün tutmayı telkin etmelerinin, onların geride bıraktığı gerçek zenginlik olduğunu idrak eden kimseler olsunlar. Ve sonra gelecek nesil de aynı düşünceyi yerleştirsin ve bu silsile böylece devam etsin. Bizim gelecek nesillerimiz de Yüce Allah’ın lütuflarını toplamaya devam etsinler. Allah bunu nasip etsin. Amin
Kaynak: Daily Alfazl, 8 Kasım 2016