Düşüncelerinizde ve kalplerinizde aydınlık yaratın ve kalplerinizi takva ile doldurun
Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis Atba, 22 nisan2016’da Beytü’l Futuh Camiinde Cuma Hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte MTA’da canlı olarak yayınlandı.
Huzur-i Enver hutbede, Vadedilen Mesih ve Mehdi’nin (as) davranışlarıyla ilgili hz. Muslih Mevud’un (ra) rivayetlerini ve açıklamalarını anlattı. Kendisi şöyle buyurur: İnsan için iki şeyin temizliği çok gereklidir; bunlardan birisi düşünceler, ikincisi ince hisler, yani iyilik duygularıdır. Kalp temiz olduğunda duygular da temiz olacaktır. Ve fikirleri temiz tutmak, zihnin temiz olmasıyla elde edilir. İnsanın içinde öyle bir nur oluşsun ki daima sağlıklı ve doğru düşünceler ortaya çıksın. İşte buna tenvir denir. Bunlar ancak, sürekli çaba ve Allah-u Teala’nın lütfu ile oluşur. Vadedilen Mesih ve Mehdi’ye (as) herhangi bir fıkhî mesele sorulduğunda kendisi, Nuruddin bey’e, Abdulkerim bey’e veyahut başka bir alim sahabenin ismini söyleyerek ona sorun derdi. Bazen de, bir konunun, Allah’ın memuru sıfatıyla kendisi tarafından cevaplanması gerektiğini gördüğünde, onun çözümünü bizzat kendisi açıklardı. Buyurdu ki, manevi ilerleme için tenvir, takva ve temizlik şart olur. Düşünce ve dikkatin, zihnin nurlu oluşuyla alakası vardır ve duyguların iyilik üzerinde tutulması takvadır. İnsana tenvir nasip olduğunda kötülüklerden korunaklı kalır, ve kötülüklerden korunmuş olarak kaldığında Allah’ın lütuf (gölgesinin) altına girer.
Vadedilen Mesih ve Mehdi (as) yolculukta namazların kısaltılması hakkında şöyle buyurdu: Bu konuda benim yolum şudur ki, insan kendini çok fazla zora sokmamalı, birisi çantasını alıp yolculuk niyetiyle hareket ettiyse, bu yolculuktur. İster beş altı kilometre bile olsa, örf ve adete göre yolculukta olan, seferi usulüne göre davransın. Ne zaman yolculuk niyetiyle yola çıkılıyorsa işte bu seferdir. Aynı zamanda “innemel ağmâlü binniyat” (ameller niyete göredir) prensibini de göz önünde tutmak gerekir. Niyetinizi iyice kontrol edin. Böyle konularda takvaya çok dikkat etmek gerekir. Gezici görevlilerin tur yapmaları sefer değildir. Bu, birisinin kendi bahçesini gezmesi gibidir. Merkeze gelindiğinde namazı kısaltarak (seferi olarak) kılmak caiz midir sorusu üzerine şöyle buyurdu: Birisi üç günlüğüne buraya, yani Kadiyan’a gelirse onun namazı kısaltarak kılması caizdir. Ancak eğer imam mukim ise, onun arkasında namazı tam kılmak gerekecektir. Cuma namazı ile birlikte ikindi namazının cem edilerek kılınması durumunda cumadan önce sünneti kılmak ile ilgili olarak, bu konuda ihtilaf vardır buyurdu. Namazlar cem edildiğinde, ilk ve son sünnetler muaf olur. Hz. Mesih-i Mevud (as) Cuma ve ikindi namazını cem ederek kıldırdı ve Cuma namazının ilk sünnetini de kıldı. Kendisi Cuma namazından önce sünnet kılardı. Buyurdu ki, yolculukta Cuma namazını kılmak da caizdir, kılmamak da caizdir. Kılmamaktan kastedilen Cuma namazı yerine öğle namazı kılmaktır.
Hz. Muslih Mevud (ra) şöyle der: zahiri sevinç hakkında da vadedilen Mesih ve Mehdi (as) bize yol gösterdi. Özel durumlarda lambalar yakılırdı. Kraliçe Viktorya’nın jübilesinde lambalar yakılmıştı. Hz. Muslih Mevud (ra) buyurur ki, çocuklukta böyle şeyler hoşa gider, ben hatırlıyorum mübarek camiinin kenarlarına lambalar yakılmıştı, bizim evimizde ve medresede de lambalar yakıldı. Hz. Mesih-i Mevud (as) “Adil hakem” olması hasebiyle Kuran ayetlerine aykırı olan hiçbir şeyi yapmazdı. Vatan ve siyaset bakımından gerekli olduğunda lambalarla aydınlatma yapmakta bir beis yoktur. İşte, kutlama, insanoğluna faydalı olacak şekilde yapılmalı. Bayramda kurban eti olur ve fitre ile fakirlere yardım ulaşır. Çocuklar birazcık eğlenirlerse bunda bir beis yoktur. Çocuklara daha çocukluktan itibaren açıklamak gerekir ki bizler bütün işlerimizi, din ve devlet kanunlarının içinde kalarak yapacağız. Huzur-i Enver, Hz. Muslih Mevud’un (ra) çocukluğundaki iki olayı anlattı. Hz. Mesih-i Mevud (as) ile birlikte Multan yolculuğundan geri dönüşte Lahor’da kaldıkları günlerde balmumu heykellerini inceledi. Orada çeşitli padişahların durumları tasvir şeklinde gösterilmişti. İlmi bir şey olduğu için hz. Muslih Mevud’a (ra) göstermek amacıyla Vadedilen Mesih ve Mehdi (as) kendisini götürdü. İkinci olay, Lahor’dan dönüşte Hz. Mesih-i Mevud’a (as) küfürler etmekte olan muhalifleri gördü. Allah-u Teala’nın kaderidir ki Vadedilen Mesih ve Mehdi’nin (as) cemaati büyüyecekti ve büyümektedir de. Allah-u Teala bizi, Vadedilen Mesih ve Mehdi hazretlerinin istediği değişiklikleri gerçekleştirmeye muvaffak kılsın. Kalplerimizde ve düşüncelerimizde aydınlık yaratalım ve kalplerimizi takva ile dolduralım. Amin
Kaynak: Roznama Alfazl, 26 Nisan 2016