22 Mayıs 2015 Cuma Hutbesi Özeti
İslam’ın işaati için Hazreti Muslih Mevud’un (ra) verdiği ve yerine getirdiği sözü, bugün bizim de vermemiz ve yerine getirmemiz gerekir.
Seyyidna Hazret Halifetü’l Mesihi’l Hamis Atba, 22 Mayıs 2015’de Beytü’l Futuh Camiinde Cuma Hutbesi irşad etti. Hutbe, çeşitli dillerdeki tercümesi ile birlikte her zaman olduğu gibi MTA’da canlı olarak yayınlandı.
Huzur-u Enver, Kuran-ı Kerim’in (İctenibû kesiram-min-ez zanni) ayeti hakkında şöyle buyurdu: İnsan kötü zanlarla ve şüphelerle davranmaya başladığında fesat ortaya çıkar. Kötü zan, çok kötü bir şeydir. Hazreti Muslih Mevud (ra) kendi hilafetiyle ilgili der ki, beni Allah-u Teala halife yaptı ve yine Kendisi, destek ve yardımını daima bana lütfetti. Bir defa birisi çanda ile ilgili itiraz etti, bunun üzerine kendisi ona şöyle buyurdu: Senin bir daha Cemaat için bir kuruş bile göndermen yasaktır, ondan sonra Allah’ın Cemaatine ne zarar verebileceğine bak, hatırında olsun ki Allah-u Teala bana gaipten yardım edecek ve mallarını Cemaat için feda etmeyi gurur vesilesi sayan insanlara ilham edecek. Sonra Hazreti Muslih Mevud (ra) buyurur ki, Hazreti Mesih-i Mevud’un (as) kendi ehl-ü iyaline işaret ederek, “Allah-u Teala, Behişti Makbera’ya gömülmek konusunda benim ehl-ü iyalime istisna yaptı ve onlar vasiyet yapmaksızın da Behişti Makbera’ya defnedilecek ve buna itiraz eden münafık olacak,” dediğini bilmez misiniz? Eğer bizler para yiyen insanlar olsaydık Allah-u Teala bu ayrıcalığı neden versindi? İtiraz eden insanların Allah’tan korkmaları lazım ve imanları uçup gitmeden önce dikkatlerini kendilerini ıslah etmeye çevirmeleri lazım. Durum ne olursa olsun, böyle insanlar her devirde olur. Hazreti Mesih-i Mevud’un (as) zamanında bile bu itiraz kendisine yapıldı.
Hazreti Mesih-i Mevud’un (as) sahabelerinin kendisine olan aşkını resmederek Hazreti Muslih Mevud (ra) şöyle buyurur: Ben, kendisinin sohbetinde bulunan sahabelerinin Hazreti Mesih-i Mevud’a (as) olan sevgilerine şahit oldum. Onlar, Hazreti Mesih-i Mevud’un (as) ayrılığı yüzünden hayatlarında hiçbir zevk bulmazlardı. Daha sonra Huzur-u Enver, Hazreti Muslih Mevud’un (ra) Cemaat çalışanlarına yaptığı nasihatten bahsetti ve şöyle buyurdu: Pakistan ve Hindistan gibi ülkelerde Cemaat çalışanlarına verilen geçimlik ile geçinmenin zor olduğunu biliyorum, ancak imkanlara uygun olarak ne kadar kolaylık sağlanabiliyorsa sağlanır. Bazı defa bana mektup ile durumlarını ileten bu durumdaki insanların, ileri derecede yoksulluğa yakalanmış ve kendileri ve çocukları hastalandığında ilaç almaya bile gücü yetmeyen insanlara da bakmaları lazım. İşte, Allah’a şükretmek, O’na tevekkül etmek ve zorluklar için O’na yönelmeye ihtiyaç vardır.
Hazreti Mesih-i Mevud’un (as) Kadiyan’a olan sevgisinden bahsederek Hazreti Muslih Mevud (ra) şöyle buyurur: Kadiyan öyle bir yerdir ki oraya Allah’ın bir gözdesi gönderilmiştir. O, bütün ömrünü burada geçirdi ve bu yeri çok severdi. Hazreti Muslih Mevud (ra) der ki, bana kendisinin ölümünden önce bir şeyler malum olmuştu. Bir rüyasını anlattıktan sonra Hazreti Muslih Mevud (ra) şöyle buyurdu: Hazreti Mesih-i Mevud’un (as) vefatı üzerine Allah-u Teala benim kalbimi son derece güçlendirdi ve derhal benim zihnimde, şimdi bizim üzerimize çok büyük bir sorumluluk yüklendi, düşüncesi oluştu. Ben, hemen o anda Hazreti Mesih-i Mevud’un (as) naaşının başında durarak şu sözü verdim: Ya İlahî! Ben söz veriyorum ki, dünyada bu vazifeyi yapacak bir tek kişi bile kalmazsa yine de ben yapmaya devam edeceğim. Sonra kendisi Cemaate nasihat ederek şöyle der: Sıkıntı ve musibetlerden dolayı endişeye kapılmamak gerekir. Bazı insanlar derler ki onun ölümü vakitsiz oldu, halbuki daha yapılacak bir çok iş vardı. O zaman Hazreti Muslih Mevud (ra), Mesih-i Mevud Hazretlerinin naaşının başında durarak Allah-u Teala’ya şöyle yalvardı: Ey Hüda! Bu Senin sevdiğindi. O, sağ olduğu müddetçe Senin dinini ayağa kaldırmak için son derece fedakarlıklar yaptı. Ey Hüda! Ben Sana söz veriyorum ki eğer bütün cemaat Senin dinini bırakıp giderse ben bu yolda canımı vereceğim. Daha sonra Hazreti Muslih Mevud (ra) şöyle der: Allah-u Teala’nın ihsanıdır ki O sırf Kendi lütfu ile beni sözümü yerine getirmeye muvaffak kıldı ve ben Hazreti Mesih-i Mevud’un (as) mesajını dünyanın kenarlarına kadar ulaştırmak için bütün hayatımı vakfettim ki bunun neticesini herkes görmektedir. Huzur-u Enver (atba) şöyle buyurdu: Dünyada şuanda yaşamakta olan üç milyara yakın insan olduğu ve hepsine Allah’ın mesajını ulaştırmanın Ahmediye Cemaatinin üzerine farz olduğu gerçeğini asla unutmamamız gerekir. İşte, Hazreti Muslih Mevud’un (as) o zaman verdiği sözü aramızdan her birinin vermesi ve tam bir coşkuyla yerine getirmesi gerekir. Allah-u Teala bizi buna muvaffak kılsın. Amin.