Hz. Halifetü’l Mesih 5 (Allah yardımcısı olsun) 26 Temmuz 2024’te Hadikatü’l Mehdi Calsagahta Cuma Hutbesi verdi. Hutbe çeşitli dillerde tercüme ile MTA televizyonunda canlı olarak yayınlandı. Huzur-i Enver (aba) Teşehhüd ve Fatiha Suresini okuduktan sonra şöyle dedi: Allah-u Teala’nın lütfu ile bugün İngiltere yıllık toplantısı başlıyor. Binlerce insan, bu dini ve manevi ortamdan istifade etmek için buraya geldi. Bu günlerde burada, Hadikatü’l Mehdi’de geçici olarak bir şehir kuruldu. Ki böylece bu ortamda kalarak dini, manevi ve ahlaki durumumuzu geliştirmeye çalışalım.
Nitekim, böyle bir durumda buraya gelenlerin herhangi bir rahatlık derdine düşmekten ziyade, bu ortamdan en fazla nasıl istifade edebileceklerini düşünmeleri lazım. Ancak ne olursa olsun beşeri ihtiyaçlar ve gereksinimler de insanın doğasındandır. Bu yüzden idareciler, gelen herkesi mümkün olduğunca rahat ettirmeye çabalarlar. Bu gaye için Calsa Salana günlerinde çeşitli departmanlar oluşturulur. Hz. Mesih-i Mevud’un misafirlerine hizmet etmek için, binlerce görevli gönüllü olarak hizmetini sunar.
Ben, ilk olarak görevlilerin dikkatini şuna çekmek istiyorum: Herkes kendi görevini en güzel şekilde yerine getirmeye çalışsın. Calsaya gelen misafirleri hz. Mesih-i Mevud’un (as) misafiri sayarak hizmet edin. Eğer misafir, sizin düşüncenize göre herhangi bir aşırılık gösterdiyse bile bunu göz ardı edin. Allah’ın lütfu ile misafirperverlik ve yüksek ahlak sergilemek her ülkede Ahmediye Cemaatinin belirgin bir vasfı haline gelmiştir.
Hz. Mesih-i Mevud (as) şöyle buyururdu: Misafirin kalbi cam gibidir, duygusal olurlar, onlara dikkat etmek gerekir. Buraya gelen Ahmedilerin çoğu, sıkıntılara ve rahatsızlığa katlanmak zorunda kalacaklarını bilerek gelirler. Henüz Cemaate girmemiş olan bazı misafirlere ise ne olursa olsun özel itina göstermek gerekir. Bütün departmanlar, trafik, park, yemek ikramı, disiplin, güvenlik, temizlik, su ikramı, kısacası hangi departmanın görevlisi olursa olsun, onlar mümkün olduğunca misafirlerin rahatını sağlamaya ve hiçbir şekilde sıkıntı vermemeye çaba sarf etsinler.
Misafirlere de söylemek istiyorum ki; Sizler güzel bir amaçla, hz. Mesih-i Mevud’un misafiri olarak buraya geldiniz. Dünyevi beklentiler ve dünyevi hizmet yerine, hakiki bir Müslüman’ın imtiyazı olan o yüksek ahlakta daha fazla ilerlemeyi göz önünde tutun.
Allah için yolculuk edenler, dünyevi rahatlıklara çok az ilgi gösterirler. Bazen organizasyonda eksiklikler görülür. Ancak bunları göz ardı etmek gerekir. Eğer buraya gelen Ahmedi Müslümanların kalbinde, “bizim amacımız manevi yemekler elde etmektir” düşüncesi olursa o zaman mezban (ağırlayan) ve mehman (ağırlanan) muhabbet ve sevgi ile bu günleri geçireceklerdir.
Organizasyon, gelen bütün misafirlere eşit muamele etmeye çabalar. Ancak yine de bazen eksiklik, fazlalık olur. Misafirlerin bunu göz ardı etmesi lazım. Hz. Mesih-i Mevud (as) misafirlere çok saygı gösterir, ikram ederdi; Ancak misafirlere, İhtiyaçlarını çekinmeden dile getirmelerini de söylerdi. Fakat bu normal durumlar içindi. Calsa misafirlerine Hz. Mesih-i Mev’ud (as) şöyle buyururdu: Her misafire aynı düzen içinde, tek bir düzenleme çerçevesinde misafirperverlik gösterilmelidir.
Hz. Mesih-i Mev’ud (as) şunu misafirlerin kalbine kazırdı ki, sizin buraya gelmenizin asıl amacı dini öğrenmek, kalbinizi ve zihninizi temizlemek ve Allah’a yakın olma mertebelerini kat etmeye çalışmaktır. Nitekim herkesin her yıl burada toplanmasının sebebi sadece budur.
Calsa alanında oturup programları ve konuşmaları dikkatle dinleyin ve bunlardan istifade etmeye çalışın.
Allah-u Teala kendi lütfu ile hz. Mesih-i Mevud’a (as) öyle bir cemaat nasip etti ki, ülkeler ve milletler arasındaki sınırları ve farkları kaldırdı ve çok yüce bir kardeşliğin temelini attı.
Hz. Mesih-i Mev’ud (as) calsanın bir amacının da Cemaatin kardeşlik bağlarının kuvvetlenmesi olduğunu açıkladı. Açıktır ki bunun için insanlar birbirleriyle görüşürler. Ancak mümin için vaktini doğru kullanmak son derece önemlidir. Bu yüzden calsanın gün içinde süren bütün programlarından sonra ne kadar fırsat bulursanız aranızda oturup görüşün, sohbet edin, ilişkilerinizi ilerletin. Ancak vaktinizi zayi edecek kadar bununla meşgul olmayın.
Bu kadar kalabalık bir ortamda bazen tatsız şeyler de yaşanabiliyor. Unutmayın ki, hakiki mümin öfkesini bastırandır. Nitekim siz calsa ortamının maneviyatını göz önünde tutun ve birbirinizin hatalarını göz ardı edin. Eğer bir calsa çalışanı bir hata yaptıysa gücenmek yerine tahammül göstermek, sabır ile göz yumarak karşılamak gerekir. Eğer tahammül genişliği meydana gelirse bütün kavgalar ve tatsız olaylar sona erer.
Misafirlere de görevlilere de, her ikisini de diyorum ki engin hoşgörü göstermek sorumluluğunuzdur. Buraya gelen her misafir, yolculuğunu halis olarak Allah için kılmaya çalışsın. Görevliler ve misafirler! Hepinizin aklında olsun ki buraya cemaat dışından bazı Müslümanlar ve gayri müslimler de gelmektedir. Eğer yüksek ahlak sergilerseniz sessizce tebliğ yapmış olursunuz ve bunun başkaları üzerinde çok güzel bir etkisi olur. İslam’a karşı ilgi oluşur ve onlar İslamî öğretilerin güzelliklerinden etkilenirler.
Gerekli olan başka bir şey de buraya gelenler, birbirlerine selam vermeyi yaygınlaştırsınlar, buna çok çaba sarf edin.
Bu bize öğretilen çok bereketli ve pak bir duadır. Ev sahibi ve misafir birbirine selam verdiğinde onlar bir yandan korku ve kaygıdan kurtulurken diğer taraftan bu dua birbirinin feyz bulmasına vesile olur. Nitekim bu günlerde buna çok dikkat edin. Ta ki biz, her tarafa barış, sevgi ve muhabbet yayanlar olalım ve bu ortam halis olarak Allah için muhabbet ve kardeşliğin ortamı olsun. Bizim, her türlü dünyevi amaçlardan kendimizi pak kılmamız gerekir. Bu günlerde hayatımızda bir inkılap meydana getirmeye çalışalım.
Hz. Resulüllah (sav), selamı yaygınlaştırın, buyurdu. Bunun için siz birisini tanısanız da tanımasanız da selam verin.
Hz. Mesih-i Mev’ud’un yaşadığı bir olayı anlatayım. Müslümanlar ve Hristiyanlar arasındaki “Ceng-i Mukaddes” (kutsal savaş) münazara programı vardı. Hz. Mesih-i Mev’ud’un (as) kaldığı yerde misafirlerin çokluğu sebebiyle idareciler, hz. Mesih-i Mev’ud (as) için yemek ayırmayı unuttular. Gecenin bir bölümü geçip uzun bir bekleyişten sonra Hz. Mesih-i Mev’ud (as) yemek sorunca bütün idareciler çok üzüldüler. Çünkü çok geç olmuştu, yemek de kalmamıştı ve dükkanlar da kapanmıştı. Hz. Mesih-i Mev’ud (as) durumu öğrenince şöyle buyurdu: Böyle endişe ve sıkıntıya ne gerek var? Sofralara bakın, kalan ne varsa onu getirin. Bakıldığında birkaç ekmek parçası dışında hiçbir şey yoktu, yemeğin tiridi bile kalmamıştı. Hz. Mesih-i Mev’ud (as), bu bizim için yeterlidir, dedi ve işte onu yedi. Hz. Resulüllah’ın (sav) en büyük aşığı ve onun sünnetine göre amel eden Hz. Mesih-i Mev’ud’un örneği işte buydu. Onun Cemaatine katıldığını iddia eden bizlerin de bu sabır, tahammül ve şükran duygularını her zaman göstermemiz gerekir.
Bugünlerde çeşitli sergiler düzenlenmiştir, buna da dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu yıl, Hz. Muslih Mev’un’un (ra) Avrupa turunun yüzüncü yılı tamamlanıyor. Bu yüzden İngiltere Cemaati, merkezi arşiv ile birlikte çeşitli fotoğraflardan oluşan bir sergi düzenledi. Bunu mutlaka görün. Aynı şekilde diğer sergiler de var, görülmeye değerdir. Boş vakitlerinizde zamanınızı zayi etmek yerine bu sergileri görmeye çalışın.
Şu anda dünyanın bazı yerlerinde Covid hastaları çok görülmeye başlandı. Buraya farklı yerlerden insanlar geldiği için önlem olarak girişlerde homeopatik ilaç vermek üzere düzenleme yapıldı. Bu nedenle herkes içeri girdiğinde, eğer yönetim onlara ilaç verirse lütfen rahatça alsınlar, hatta kendileri istesinler. Allah Teala herkesi hastalıktan ve her türlü kötülükten korusun.
Bu günlerde güvenlik konusuna özel ilgi gösterin. Ben her yıl söylüyorum ki, en büyük güvenliğimiz, kendimizin sağa sola dikkat etmesidir, ancak en büyük silahımız Allah’ın korumasıdır. Ve bu korumaya ulaşmak için özellikle bu üç günde dualara ve Allah’ı zikretmeye önem verilmelidir.
Allah-u Teala hepinizi bunlara uygun davranmaya muvaffak kılsın ve bu calsa her açıdan bereketli olsun.
