Ahmediye Cemaatinin Calsaları, kalpleri temizlemek, kardeşlik ve Hazreti Resulüllah’ın sav güzel ahlakını yaymak için yapılır.
Muhabbet, sevgi ve barış ile Kuran’ın merhamet, af, insaf ve barışsever talimatını yayın.
Seyyidna Hazreti Halifetü’l Mesihi’l Hamis (Vadedilen Mesih’in 5. Halifesi) (Atba) 28 aralık 2014’de 123. Kadiyan Calsasında kapanış konuşması irşad etti. Huzur-u Enver, Pakistan saatine göre öğleden sonra üç buçukta teşrif etti. Huzur’un gelişiyle Londra ve Kadiyan’daki calsagah naralarla inledi. Huzur-u Enver’in konuşması MTA’da çeşitli dillerdeki tercümesiyle birlikte canlı yayınlandı. Kadiyan’daki calsagahın görüntüleri de canlı olarak gösterildi.
Toplantı, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Saygıdeğer Hani Tahir Bey, Araf suresinin 157 ila 159 ayetlerini okudu. Urduca tercümesini de saygıdeğer mürebbi Abdulmümin Tahir Bey okudu. Saygıdeğer Seyyid Aşık Hüseyin Bey, Hazret Mesih-i Mevud’un as Kuran-ı Kerim’in şanını anlatan Farsça şiirini ve Urduca tercümesini okudu. Saygıdeğer Tahir Mahmud Halid Bey, Hazret Mesih-i Mevud’un as Resulüllah’ın sav şanını anlatan nazımı,
“Vo peşva hamara, cis se he nur sara” (Bizim yüce önderimiz odur sav ki her nur ondandır)
okudu. Saat dörtte Huzur-u Enver konuşmasına başladı.
Huzur şöyle buyurdu: Cuma hutbesinde de söylediğim gibi bugün Kadiyan ile birlikte dünyanın bir çok ülkesinde calsa yapılmaktadır ve bugün hepsinin kapanış programı vardır. Nijerya, Ayrikost, Senegal ve Amerika’nın Batı kıyıları da bu calsalara dahildir. Afrika ülkelerinin vakti de hemen hemen aynıdır ve onlar da bu hitap ile calsalarını bitirecekler.
Bizim calsalarımız, dünyaya İslam’ın gerçek talimatını anlatmak, Ahmedilerin iç temizliği ve manevi ilerlemeleri, Hazreti Resulüllah’ın sav onuru ve vakarını ikame etmek ve onun yüce ahlakının güzelliklerinden dünyayı haberdar etmek ve Kur’an-ı Kerim’in hakiki talimatını dünyaya anlatmak için düzenlenmektedir. Ayrıca dünyaya İslam’ın güzellikleri gösterilmektedir.
Bu günlerde dünyada, bu zorbalık dinidir, diyerek İslam’ın ismi kötüye çıkarılmaktadır. Halbuki bu suçlama baştanbaşa yalan ve temelsizdir. Sözlerimiz, fiillerimiz ve talimatlar vasıtasıyla bu etkileri yok etmek, biz Ahmedilerin çok büyük ve yüce bir sorumluluğudur. İslam’ın emniyet, barış, muhabbet, dostluk, kardeşlik ve insanlara dert ortağı olma talimatı verdiğini onlara anlatın. Deyin ki, kim bunun aksine bir itiraz öne sürüyorsa veya bir talimat sunuyorsa o, ya onun hakiki talimatına vakıf değildir veya dünyevî çıkarlar için böyle yapıyordur.
Ahmedilere de zulümler yapılmaktadır. Daha dün Pakistan’da bir Ahmedî şehit edildi. Ancak biz bu hareketlere aynı şekilde cevap vermeyiz. Bu bizim herhangi bir zayıflığımızdan dolayı değildir. Tersine bize, fesatçı, şer yayıcı ve birbiriyle kavgacı olmama talimatı verildiği içindir. Bu, Kur’an-ı Kerim’in talimatına aykırıdır. Şiddet yanlılığı ve zulmün İslam ile uzaktan bile alakası yoktur. Bu türden bazı olayları Batı medyası sunduğu zaman bundan yanlış bir tasavvur meydana gelir. Bu itirazı sona erdirmek için çabalamak bugün her Ahmediye farzdır.
Kuran, merhamet, dert ortaklığı, sevgi ve kardeşlik talimatı verir. Bir Alman gazeteci bile, Kuran’ın sık sık merhamet ve af talimatı verdiğini ve hiç kimsenin bunu inkar edemeyeceğini itiraf etmektedir. Kısacası, İslam’ın merhamet, af, insaf ve barışsever talimatını dünyaya yaymak bugün bizim işimizdir. Rahmetün Lil Alemin’in sav talimatıyla bezenin ve onu yayın.
Huzur-u Enver Kuran ayetleri sunarak şöyle buyurdu: Kuran-ı Kerim’de zorlama talimatı değil bilakis onun zıddı bulunur. Allah-u Teala buyurur ki, eğer birisi İslam’ı terk ederse Allah-u Teala öyle kulları getirecektir ki onlar Allah’ı sevenler olacaklar ve Allah da onları sevecek. Onlar müminlere merhametli olacaklar ve hiçbir ayıplayanın ayıplamasından korkmayacaklar.
Hazreti Mesih-i Mevud as öğrettiği talimatlarda buyurdu ki, bu kılıç zamanı değil, kalpleri kötülüklerden temizleme zamanıdır. Kalplerinizi temizleyin, insanlığa karşı merhamette ilerleyin, dert ortaklığı ile davranın ve dünyada barışı yayın. Çünkü İslam ancak bununla yayılacaktır. Eğer birisi bu nasıl olacak diye düşünüyorsa bilsin ki, Allah-u Teala nasıl maddi zorunluluklar için atlardan daha hızlı olan tren yarattıysa, aynı şekilde O, İslam için melekleri kullanacaktır. Ancak bu iş, nefsi kötülüklerden temizlemek, zulmü, taşkınlığı ve fesadı yok ederek ve insanlığa karşı merhamette ilerlemek suretiyle olacaktır. Merhamet, dert ortaklığı, sevgi, dostluk, barış ve kardeşlik öyle bir seviyeye ulaşmalı ki benzeri olmasın. Biz bedenleri değil, kalpleri fethedeceğiz. Bedenler tutsaklıktan kurtulur, ancak kimin kalbi kazanılmışsa o bizzat kendisi daimi olarak köleliği kabul eder. İşte bu öğretiye göre davranın.
Huzur şöyle buyurdu: İslam’ın yayılışı için hiçbir zaman kılıca ihtiyaç olmadı. İslam kendi güzel talimatı ile kalpleri kuşattı. Her ne zaman kılıç çekildiyse bu sadece müdafaa içindi. Eğer birisi kılıç zoruyla inandırılmış olsaydı o, hiçbir zaman mal ve can fedakarlığında bulunamazdı. Onlar gelirleri olmadığı ve azınlıkta oldukları halde mukabele etmek için binlercesinin karşısına dikilemezlerdi. Kalbin sesi ancak böyle yaptırır. Bu coşku imandan ortaya çıkar, zorlamadan değil. Afrika, Hindistan ve Çin’in topraklarında İslam, sadece ve sadece dervişlerin çabaları ile yayıldı.
İspanya’daki Müslümanlara saldırıldığında ise, işte tarih bize öyle bir örneği, oradaki Müslümanlar zorla Hıristiyan yapıldığında gösterir. Hıristiyanlığı kabul etmeyenler ya öldürüldü ya boğuldu. Onlar mağaralara saklanarak imanlarını kurtarırlardı. Huzur-u Enver buyurdu ki, İspanya’ya gittiğimde bir gazeteci, o yerleri göstererek, buraları sizin almanız lazım dedi. O zaman ben ona aynı cevabı verdim: Bizden kılıç zoruyla çekip alınan o yerleri biz sevgi silahları ile geri alacağız ve bu bizim mutlaka tamamlayacağımız bir maksadımızdır.
Huzur şöyle buyurdu: Hazret Mesih-i Mevud as kendisinin geliş gayesini ve maksadını, kalpleri fethetmek ve İslam’a yapılan şiddet ve zorlama itirazlarını uzaklaştırmak, olarak belirtmişti. İslam, kendi talimatını yaymak için hiçbir zorlamaya muhtaç değildir. Tam tersine onun talimatı, kendi şahsi güzelliği, hüccet ve delilleri, İlahî yardım ve mucizeleri vasıtasıyla kalpleri fetheder. Bugün dünyada, Kuran’ın işaati ve onun talimatının yayılışı için sadece Ahmediye Cemaati vardır ki barış, sevgi, emniyet ve kardeşlik talimatını yaymak suretiyle bunu yapmaktadır.
Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’de buyurmaktadır ki, eğer Allah isteseydi yeryüzünde bulunan herkes iman ederdi. Ancak Allah böyle yapmadı. Hüda Teala mecbur etmedikten sonra biz nasıl ve kimi mecbur edebiliriz? Sonra Allahcc şöyle buyurur: İsteyen inansın, isteyen inkar etsin. Yüce Allah böyle ilan ediyorken hiçbir grup veya topluluğun zorlama yapma hakkı yoktur. Kur’an-ı Kerim ise, ibadet yerlerinden, ibadetten alıkoyanların zalim olduğunu bildirdi ve bunu yasak etti. Hazreti Resulüllah sav de Necran heyetinin Mescid-i Nebevî’de ibadet etmelerine izin vermişti.
Kur’an-ı Kerim’in ilk suresinin ilk ayetinde Allah-u Teala buyurur ki, her türlü övgü, bütün alemlerin besleyip yetiştireni olan Allah içindir. Bu sure, her namazın her rekatında okunur. Hüda Teala, bütün insanlığın besleyip yetiştireni olduğunu buyururken –ki ona her din ve her milletin insanları dahildir ve O her kavim, her din, her ülke ve her şehrin rabbidir- o halde, diliyle bunu okuyup kalbinde diğerlerine karşı buğuz ve kin tutmak ve onların mahvolmasını temenni etmek münafıklıktır.
Gaybi haberlerde, Vadedilen Mesih ve Mehdi savaş yapmayacaktır, diye yazılıdır. Tersine onun silahı dua olacaktır. Onun fethi, uzlaşma, cesaret, sulh ve muhabbet ile olacaktır ve aslan ile keçi aynı kaptan su içecektir.
Huzur-u Enver şöyle buyurdu: Sevgi, muhabbet, kardeşlik ve sevgiyi yaymak ve fitne ve fesattan uzak durmak her Ahmedinin görevidir. Özellikle bugün Hazreti Mesih-i Mevud’un as köyünde bir araya gelenler, Hazreti Mesih-i Mevud’un işini tamamlamak için gecelerini gündüzlerini, Kuran’ın bildirdiği bu sorumluluğu eda ederek geçireceklerine söz versinler. Kendi durumlarını düzelteceklerine ahdetsinler. Allah hepimizi buna muvaffak kılsın. Amin.
Huzur-u Enver son olarak bazı dualarda bulunarak şöyle buyurdu: Allah-u Teala dünyaya akıl versin ve ortaya çıkmakta olan korkutucu durumlardan Kendi lütfu ile herkesi korusun. Her kötülükten korusun. Ahmediye Cemaatine ilerlemeler nasip etsin. Afrika’da yayılan ebola hastalığından herkesi korusun. Başlamakta olan yeni yıl bütün Ahmediler için mutluluklar ve bereketlerle dolu olsun.
Konuşmadan sonra Huzur dua topluca dua etti. Duadan sonra şöyle buyurdu: Kadiyan calsasına katılanların sayısı 18.700’ü geçmiştir ve 37 ülkeden temsilci gelmiştir. Burada, Londra’da 5.400’den fazla kişi katılmıştır. Şimdi buradan bir nazım okunacak, daha sonra Kadiyanlılar nazımlar okuyacaklar. Saygıdeğer Murtaza Mennan Bey, Hazreti Muslih Mevud’un manzum şiirini okudu. Daha sonra Kadiyan’daki erkekler calsagahında çeşitli dillerde nazımlar okundu. Ondan sonra Huzur, şimdi namaz kılınacak, namazdan sonra yemeğe geçilecektir buyurdu. Pakistan saatine göre beşi otuz beş geçe Huzur-u Enver kürsüden ayrıldı.
123. Kadiyan Calsası Kapanış Konuşması – Hazret Mirza Masrur Ahmed Halifetü’l Mesihi’l Hamis (Atba) 28 aralık 2014
Alfazl Rabvah, 31 Aralık 2014, Çeviren: Osman Şeker