Hz. Mirza Gulam Ahmed (a.s.) Ludyana’dayken 4 Mart 1888 gününde bir duyuru ile biatın amaç ve gayelerini şöyle izah etti:
“Biat, takvaya bağlı olan kimseleri bir arada toplamak içindir. Gayesi de takva sahibi kimselerin büyük bir topluluğunun dünyaya hayırlı bir şekilde etkisini göstermesidir. Onların birliği de İslam için bereket, yücelik ve hayırlı neticelere vesile olsun. Bir tek kelime ve tek ses üzerinde birleştiklerinin bereketi ile İslam’ın yüce ve kutsal hizmet işlerinde çabucak faydalı olabilsin.
Tembel, cimri ve işe yaramaz birer müslüman olmasınlar. Onların dağılıp bölünmeleri, birliklerinin bulunmayışı İslam’a aşırı derecede zarar vermiş, İslam’ın güzel yüzünü fâsıkça durumlarından dolayı lekelemiştir. Böyle işe yaramaz insanlar gibi olmasınlar. Keza İslamiyet’in ihtiyaçlarından asla haberleri olmayan, kardeşlerine karşı hiç sempatisi olmayan, insanoğlunun hayrı için de asla bir coşkuları bulunmayan gafil ve köşeye çekilmiş dervişler gibi de olmasınlar. Aksine başkalarına karşı sempatisi olan milletin dert ortağı olup fakirlere sığınak, yetimlere baba gibi olsunlar. İslami işleri yerine getirmek için tutkun âşık gibi feda olmaya daima hazır bulunsunlar. Kamu hizmet ve bereketleri dünyaya yayılsın gayesi bütün çabaları olsun. Allah sevgisiyle O’nun kullarının hayrı ve sempatisi pınarı her kalpten gürül gürül akıp bir yerde toplanarak bir nehir gibi akmakta görülsün.
Yüce Allah bu topluluğu kendi celalini belli etmek ve kudretini göstermek için ortaya çıkarmak ve geliştirmek istemiştir. Gayesi de bütün dünyada Allah sevgisiyle içten bir tövbe, gönül temizliğiyle gerçek hayır, barış, yetenek ve insanoğlu sempatisi yaymaktır. İşte bu topluluk O’nun özel bir topluluğu olacaktır. O, kendilerine bizzat kendi ruhuyla güç verecektir. Kendilerini kötü bir yaşayıştan temizleyecek ve yaşamlarına tertemiz bir değişiklik bahşedecektir. O, daha önce verdiği kutsal haberlerinde söz verdiği gibi bu topluluğu çok çoğaltacak ve binlerce doğru kimseleri bu topluluğa katacaktır. O bizzat bu ağacı sulayacak ve yetiştirecektir. Öyle ki, onların çokluğu ve bereketi gözlere hayret verici olacaktır. Onlar yüksek bir yere konmuş olan lamba gibi kendi aydınlıklarını dünyanın dört bucağına yayacaklardır. Keza onlar İslami bereketler için örnek olacaklardır.
Bu cemaatin içinden tam olarak itaat edenlere, her çeşit bereket konusunda diğer topluluklardaki kimseler üzerine üstünlük verecektir. Daima, kıyamete kadar onlar arasında kabul gören ve yardım edilen kimseler doğup çoğalacaklardır. O Yüce Rabbimiz işte bunu istemiştir. O, kadirdir, istediğini yapar. Her güç ve kudret O’nundur.”[1]
Aynı duyuruda kendisi biat etmek isteyen kimselerin 20 Mart’a kadar Ludyana’ya ulaşmalarını da istemiştir.
[1] Tebliğ-e Risalet, c.1, s.150-155