Bazı kimseler Ahmediyet hakkında şöyle bir yanlışlığa kapılmışlar: “Ahmediye inancına göre Ahmedîlerden başka herkes cehennemliktir.” Hâşâ! Böyle bir iddia ya bizleri hiç tanımamaktan ileri gelir. Veyahut ta tamamen düşmanlık ürünüdür. “Ahmedîlerden başka herkes cehennemliktir” diye bir akideyi asla kabul etmiyoruz. Böyle bir inancımız yoktur. Hatta bizce şöyle bir durum da olabilir: Yani bir Ahmedî de cehennemlik olabilir. Onun gibi Ahmedî olmayan biri cennetlik olabilir. Çünkü cennet sadece sözde bir şeyler söylemekle elde edilemez. Cennet, bir çok sorumlulukları yerine getirmekle ancak elde edilebilir. Onun gibi cehennem de sadece sözle bir şeyi inkar etme neticesi değildir. Cehennem yakıtı olmak için de bir takım şartlar vardır. Bir dinî görüş hakkında etraflı bilgi sahibi olup yine de onu kabul etmeyen bir kimse ancak cehennemlik olabilir. Eğer o görüş hakkında geniş bilgi sahibi değilse, ister dünyanın en büyük gerçeğini inkar etsin, yine de cehennemlik olamaz.
Yüce Peygamberimiz (S.A.V.) “Küçük yaşta ölenler, yüksek dağlarda ormanlarda yaşayanlar, bunamış yaşlılar ve delilere hesap sorulmayacak. Cenabı Hak kıyamet günü onlara yeni bir peygamber gönderecektir. Doğru ile eğriyi tanımaları için kendilerine fırsat verilecek. Hak diniyle ilgili delilleri iyice anladıktan sonra yine de gerçeği kabul etmeyenler cehenneme girecekler. Hakkı kabul edenler cennete girecekler” dedi. Onun için Ahmedîlere göre Ahmediyet dışında kalan herkes cehennemliktir diye bir düşünce tamamen asılsızdır. Ebedi kurtuluş hakkında bizim inancımız şöyledir: Gerçeği anlamaktan kaçan veya hakkın onun kulağına girmemesi için çaba harcayan –ki kulağına girerse belki kabul etmek zorunda kalır- kimse veyahut hak ile ilgili delilleri duyduktan sonra yine de hakikati kabul etmezse, işte o zaman Yüce Allah katında suçludur. Fakat Cenab-ı Hak böyle bir kimseyi isterse affedebilir de. Çünkü O’nun rahmetinin dağıtımı bizim elimizde değildir. Bir köle efendisinin cömertlik etmesine mani olamaz. Yüce Allah efendimizdir, padişahımızdır, yaratıcı ve sahibimizdir. O’nun hikmeti, ilim ve rahmeti eğer görünürde affedilmesi imkansız olan birini bağışlamak istese, buna engel olabilecek ve onu affetmekten alıkoyabilecek biz kim oluyoruz ki.
Ebedi kurtuluş hakkında Ahmedî’lerin inancı öylesine geniş kapsamlıdır ki, bu inanç yüzünden bazı hocalar Ahmedî’lerin aleyhine küfür fetvası vermişlerdir. Çünkü biz Ahmedî’ler, ister mü’min olsun ister kafir, hiç kimsenin ebediyen azap içinde kalacağına inanmıyoruz. Çünkü Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de “Rahmetî vesiat külle şey’in. Benim rahmetim her şeyi kaplar” der. Yine cehennem hakkında “Ümmühû haviyetün”der. Yani kafir ve cehennem arasındaki ilişki, hamile bir kadınla bebek arasındaki ilişki gibidir. Yine başka bir yerde yüce Allah “Ben cin ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım” diyor. Bu gibi ayetler varken Cenab-ı Hakkın rahmetinin cehennemde yananları hiçbir zaman örtmeyeceğine ve cehennemliklerin cehennemin karnından ebediyen çıkmayacağına nasıl inanalım ? Ne demek, yüce Allah’ın ancak kendisine kulluk etsinler diye yarattığı insanlar ebediyen şeytana mı kulluk edecekler ? Hiçbir zaman Allah’a kulluk etmeyecekler mi ? Yüce Allah’ın şu sevgi dolu sesine muhatap olamayacaklar mı ? Yani “Gelin ve kullarıma katılarak cennetime girin”