François Hollande’a mektup – 16 Mayıs 2012

Fransa Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Ekselansları François Hollande
Élysée Sarayı
55 Rue du Fauborg Saint-Honore
75008 Paris, Fransa                                              
16 Mayıs 2012

Sayın Cumhurbaşkanı,

Öncelikle bunu fırsat bilerek, Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı olarak seçilmeniz sebebiyle sizi kutlarım. Şüphesiz size emanet edilen çok büyük bir sorumluluktur. Böylelikle ümit ve duam, Fransa halkının, hatta bütün dünyanın liderliğinizden yararlanmasıdır. Dünyanın hızla kötüleşen gidişatı bakımından, yakın geçmişte selefiniz Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’e de bir mektup yazmıştım. O mektupta Cumhurbaşkanı Sarkozy’e bir dünya lideri olarak sorumluluklarını hatırlatarak, adalete bağlı kalması ve bütün gücünü ve etkisini kullanarak bir dünya savaşının patlak vermesine engel olması için ricada bulunmuştum. Fransa’nın yeni seçilen Cumhurbaşkanı olarak size de aynı mesajı kaleme almayı gerekli gördüm, çünkü artık milletinizi ve geniş anlamda dünyayı etkileyecek kararlar alma gücüne sahipsiniz. Düşünceme göre, dünya hükümetleri, dünyanın içinde bulunduğu durumdan son derece endişelenmelidir. Ülkeler arasındaki adaletsizlik ve düşmanlıklar, küresel bir çatışmanın galeyana geleceği tehdidini taşımaktadır. Geçen yüzyılda iki Dünya Savaşı yapıldı. Birinci Dünya Savaşından sonra, Milletler Birliği kuruldu, ancak adaletin gerekleri yerine getirilmedi ve bu, atom bombalarının kullanımı ile sonuçlanan İkinci Dünya Savaşına yol açtı. Daha sonra insanların haklarını korumak ve dünya barışını sağlamak üzere Birleşmiş Milletler kuruldu. Böylece savaşların önlenebileceği kabul edilmesine rağmen, bugünlerde bile bir Üçüncü Dünya Savaşının temellerinin atıldığını gözlemlemekteyiz. Büyük veya küçük, sayısız ülke, atom bombalarına sahiptirler. Esas endişe verici olan, bazı küçük nükleer güçlerin, böyle silahların yıkıcı sonuçları hakkında sorumsuz veya cahil olmalarıdır. Nükleer silahların kullanılması halinde, bunun hemen ardından korkunç durumun ortaya çıkacağı ve onun bir Kıyamet Günü olacağını düşünmek hiç imkânsız değildir. Bugün var olan silahlar öylesine yıkıcıdır ki, nesiller boyunca çocukların, ciddi şekilde genetik yahut da bedensel kusurlu doğmalarına yol açabileceklerdir. Japonya gibi, nükleer savaşın yıkıcı etkilerini yaşamış bir ülkede, üzerinden yedi dönem geçmiş olmasına rağmen, atom bombalarının etkisinin bugün dahi yeni doğan çocuklar üzerinde görülmeye devam ettiği söylenmektedir.

Bu nedenle, mütevazı ricam, Müslüman ve Müslüman olmayan dünya arasındaki düşmanlık ve güvensizliği söndürmek için elinizden geldiğince azami çaba sarf etmenizdir. Bazı Avrupa ülkeleri, İslam eğitim ve gelenekleri ile ilgili olarak çekinceler taşıyıp, kısıtlamalar getirirken, diğerleri ise bunu nasıl uygulayacaklarını düşünmektedirler. Sözde Müslüman olan bazı aşırıların Batı güçlerine zaten var olan düşmanlıkları, onların uygun olmayan bir tarzda tepki göstermelerine neden olabilir, bu da daha çok dini hoşgörüsüzlüğe ve ayrılıklara yol açacaktır. Ancak İslam, barış ve sevgi dolu bir din olup, bizlere, yapılan bir yanlışın durdurulması adına yanlış yapmamızı öğretmez. Müslüman Ahmediye Cemaati olarak bizler, bu ilkeyi takip etmekte ve bütün konuların barışçıl olarak çözümlenmesine inanmaktayız.

Ne yazık ki Müslümanların küçük bir azınlığının, İslam’ın tamamen çarpıtılmış bir görünümünü ortaya koyduğunu ve yanlış inançlar üzerinde olduklarını görmekteyiz. ‘Bütün İnsanlık için Rahmet’ olan Hz. Resulullah’asav olan sevgimden dolayı şunu söylüyorum. Bunun gerçek İslam olduğuna inanmayınız. Böylece yanlış eylemleri bir ehliyet olarak kullanıp, çoğunluğu barışsever olan Müslümanların duygularını incitmeyiniz. Geçenlerde Fransa’nın güneyinde acımasız ve kalpsiz birisi, hiçbir neden olmadan ateş açarak, bazı Fransız askerlerini öldürdü. Birkaç gün sonra da bir okula girip, orada bulunan üç masum Yahudi çocuk ile öğretmenlerden birisini öldürdü. Bizler bu tür zulümlerin düzenli olarak diğer Müslüman ülkelerde de gerçekleştiğini görmekteyiz. Bu tarz tüm davranışlar, İslam muhaliflerine, kinlerini alevlendirmek için yakıt ve geniş çapta temel amaçlarına ulaşmak üzere de fırsat vermektedir. Bir Müslüman olarak kesinlikle belirteyim ki, İslam herhangi bir şekilde veya biçimde zulüm ve baskıya izin vermez. Kuran-ı Kerim, hiç bir neden olmaksızın masum bir kişiyi öldürmenin bütün insanlığı öldürmekle aynı sayılacağını kabul eder. Bu istisnası olmayan kesin bir emirdir. Hatta Kuran-ı Kerim, ülkelerin ve insanların size olan düşmanlığı, onlarla olan ilişkilerinizde, sizi tamamen adil ve adaletli davranmaktan alıkoymasın diye de buyurur. Düşmanlıklar ve rekabetler, sizin öç almanıza veya uygun olmayan davranışlarda bulunmanıza yol açmamalıdır. Eğer anlaşmazlıkların en iyi şekilde çözümlenmesini arzu ederseniz, dostça çözüm aramak için çaba sarf ediniz. Birçok Batılı ülke,  aralarında Müslümanların da bulunduğu, fakir veya gelişmekte olan ülke halklarının kendi memleketlerinde yerleşmelerine cömertçe izin vermiştir. Doğrusu birçok Müslüman ülkenizde yaşamakta olup, böylelikle de sizin vatandaşlarınızdır. Onların çoğunluğu yasalara saygılı ve samimidirler. Hatta dahası, İslam açık olarak kişinin ülkesini sevmesinin imanın bir parçası olduğunu ifade etmektedir. Müslüman Ahmediye Cemaati bütün dünyada bu mesajı teşvik eder ve uygular. Bu benim de size mesajım olup, eğer bu gerçek İslam öğretisi her yere yayılırsa, kişinin ülkesine sevgi göstermesi ve barışın şartları da, her ülkede ve bütün dünya ülkeleri arasında da tesis edilmiş olacaktır.

Size ve şüphesiz tüm dünya liderlerine mütevazı ricam, başka ülkeleri güç kullanarak baskı altına almak yerine, ikna, iletişim ve hikmeti kullanmanızdır. Fransa gibi dünyanın büyük güçleri, barışın sağlanmasında kendi rollerini oynamalıdırlar. Onlar daha küçük ülkelerin davranışlarını temel alıp, dünyanın uyumunu bozmamalıdırlar. Size bir kez daha hatırlatıyorum ki, gerek büyük, gerekse küçük güçler, Üçüncü Dünya Savaşının patlak vermesini önlemek üzere azami çaba sarf etmelidirler. Hiç şüphe yok ki, bu görevimizde başarılı olamazsak, böyle bir savaşın etkileri yalnızca Asya’nın, Avrupa’nın, Amerika’nın fakir ülkeleri ile sınırlı kalmayıp, bilakis gelecek nesillerimiz davranışlarımızın korkunç sonuçlarını taşıyacaklar ve yeryüzünün her köşesinde dünyaya gelecek çocuklar da kusurlu doğacaktır. Duam, dünya liderlerinin hikmet ile davranmaları ve insanlar ve uluslararasındaki küçük çaplı karışıklık ve düşmanlıkların patlayıp, küresel bir çatışmaya dönüşmesine izin vermemeleri içindir. Allah sizin ve tüm dünya liderlerinin bu mesajı anlamalarını nasip eylesin.

En iyi dileklerim ve dualarımla,

Saygılarımla,

MİRZA MASRUR AHMED
Mesihin V. Halifesi
Müslüman Ahmediye Cemaati Başkanı

Önceki

Angela Merkel’e mektup – 15 Nisan 2012

Sonraki

İngiltere Kraliçesine mektup – 19 Mayıs 2012